Ceyl’an Ertem’le buluşmak, bol kahkaha ve duble kırmızı ruj demek. Yeni albümü “Amansız Gücenik” de böyle bir buluşmaya bahane oldu. Sohbet, albümden erkeklere, kadınlara, hayranlara kadar uzadı.


Tarzı değişmiş biraz albümün. Çalıştığın kişilerin mi yoksa senin geçirdiğin bir sürecin etkisi mi?

Benim geçirdiğim sürecin etkisi var tabii. Arabesk ve pop bir dönemdi. Vazgeçemediğimiz rock’lar, cazlar her zaman kalbimizde ama diğer türlerden de çok etkilendik.


Peki Yıldız Tilbe nasıl girdi devreye?

Çok büyük bir Yıldız Tilbe hayranıyım. Onun fanları beni de takip ediyorlarmış ve Yıldız Abla’ya onu çok sevdiğimi anlatıp bir gün “Annem Duysa Üzülüyor” şarkımın canlı performans videosunu izletmişler. O da “İnşallah sonu benzemez ama Ceylan, Amy Winehouse’a çok benziyor” demiş. Halbuki ben onu Amy Winehouse’a benzetiyordum. Sonra herhalde dikkatini çektim. Bir gün aradı, “Seni çok sevdim. Sana bir hediye vermek istedim ama benim gibi biri ancak şarkı hediye edebilir” dedi. Ben evde havalara uçtum. 5 dakika sonra şarkıyı yolladı. Ona layık olmaya çalışarak şarkıyı düzenledik. “El Adamı”nı da albüme koymasaydım birçok insan bana çok kızacaktı. Hatta Mabel (Matiz) bile “O şarkı albümde olmazsa pencerenin kenarına gelir taşlarım!” dedi. Büyük bir korkuydu çünkü “Yıldız Abla o şarkıyı bir söyler hepimiz darmaduman oluruz, bu işe hiç girmesem mi” diye çekindim. Yaptık, Yıldız Abla’dan da onun fanlarından da beni dinleyenlerden de olumsuz tepki almadık.


Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde başlayan ve çok sevilen Sezen Aksu Tribute konserlerine neden son verdin?

Yeni şeyler de yapmak istiyoruz. Her konserde “Son Bakış”ı istiyor insanlar. Biz de mutlaka bir Sezen Aksu şarkısı çalıyoruz. Geçen gün İzmir’de bir lansmanda 3 kişi “Kalbim Ege’de Kaldı” şarkısını istedi. Bir anda herkes “Hayır Son Bakış söylensin” diye bağırmaya başladılar. İsteklerden biri de Neşet Ertaş’ın Gönül Dağı şarkısı.


Mabel Matiz’le herkesi kıskandıran bir arkadaşlığınız var, nasıl tanıştınız?

“Ütopyalar” albümünü çıkaralı 1-2 gün olmuştu, Mabel bana hayran mail’i gibi bir mail attı Facebook’tan. Ben de “Aaa ne tatlı” dedim. Ortak arkadaşlarımız da vardı. Mabel çok iyi bir söz yazarı. Aslında karşılıklı bir hayranlıkla tanışıp birbirimizin konserlerine giderek çok yakın arkadaş olduk. Ütopyalar albümünde bana “Cennetin Irmakları”nı hediye etti. “Kör Heves”i yolladı arada, girdik stüdyoya. Ben bir şey istemesem de o hep yollayan bir arkadaş, herkese böyle arkadaş nasip etsin.


Yanlış anlaşılmalardan çok rahatsız oluyor musun? Özel hayatını etkiliyor mu?

Gülüyoruz. O da hepimize mavi boncuk dağıtıyor; senin kardeşin Dilan Bozyel, Sinem Sal, Ayşegül Aldinç, ben, Göksel... Hepsiyle beni aldatıyor.


İsmindeki kesme işaretinin anlamı ne?

Onu gösteriş zannediyorlar. “An”ı vurgulamaya çalışıyorum aslında orada, bugünün ne kadar değerli ve önemli olduğunu kendime hatırlatmak için. Ama insanlar bunu artistlik olarak algıladı; artistlik falan değil bu, zaten artistiz. Cem Yılmaz diyor ya; “Artistine bu kadar artistlik yapan tek milletiz”.





"Müjde Ar’ı, Bergen’i, Aysel Gürel’i seviyorum"


"Hırpalandı Mayıs" şarkını dinleyince bir 5 dakika kaldım...

“Suya sabuna dokunmayayım” diyen biri değilim. Her insan gibi sokağa çıktım ve bunu içimden dökmenin yolu şarkı yazmaktı. O dönem sokağa çıktık, sinek gibi üstümüze ilaç sıkıldı, öldürüldük, mücadele ettik. Ben geçen gün Dilara Sakpınar’ın Berkin için yazdığı şarkıda gözyaşı döktüm. Çok fazla sanat eserinde bunları göreceğiz. Aslında bu şarkıya klip çekecektik ama reklam yapıyor gibi olmasın diye vazgeçtik, çok hassas bir konu çünkü. Sadece Gezi değil, Gezi de sadece Gezi değil. Aşk acısı çektim, ağaçlarla ilgili, sokaklarda öldürülen çocuklarla ilgili acı çektim ve hepsiyle ilgili yazdım.


Seni Anima’dan beri izlemek, kadınlaşmanı takip etmek gibi. Şu an aşk konusunda, erkeklere güven konusunda ne noktadasın?

Onlara güveniyorum, onlar bana güvenmiyor! Eskiden aşkla ilgili şarkı yazamazdım. Ütopya’da yavaş yavaş ortaya çıktı ama onda da “Âşık oluyorum annem kızıyor” gibiydi. Şimdi artık ortalığa döküldü. Burda zorlama kadın karakterler var biraz, hepsi ben değilim. Sevgi dilenerek yollarda yürümek benim yarattığım bir karakter. Özeniyorum aslında öyle kadınlara. Müjde Ar’ı, Bergen’i, Aysel Gürel’i seviyorum.


Kendinle daha barışık görüyorum seni, önceden güzelliğini daha çok saklardın.

Bence ben güzel bir kadın değilim zaten. Geçen gün bir liste vardı “Çirkin ama karizmatik kadınlar” diye. Orada Amy Winehouse, Helena Bonham Carter, ben...Yanımdaki kadınları Allah’tan çok beğeniyorum. Sosyal medyada güzel yorumlar da var ama herkes için acımasız yorumlar da var.


Sosyal medyadaki olumsuz eleştiriler nasıl etkiliyor seni?

Eskiden çok etkileniyordum, ben o kadar eğitemedim kendimi. Bir ara 60-70 bin takipçisi olan Twitter hesabında “Soma olayları için çok üzgünüz, herkese şifa dileriz, bir süre konserler iptal edildi” dedik, ben ve birçok arkadaşım bir anda lanetlere, tacizlere uğradık. Dayanamayıp o sayfayı kapattım. Şimdi “Ceylan Ertem Müzik” diye bir sayfa açtım ve sadece konser haberi veriyorum. Bu çok kötü çünkü dinleyiciyle aramızdaki köprüyü atma noktasına getiren korkunç bir tayfa var. Ben Erkan Oğur’un yanına gitmek için çok bekledim; hayranlık, sevgi, saygı böyle değildi o zamanlar. Şimdi 2 gün cevap yazmayınca 3. gün sana küfreden insanlar var.


Röportaj: Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.