Bir kova kadını olarak, bu üç güzel kova kadınını bir araya getirmenin hiç kolay olmayacağını tahmin etmiştim. Çünkü hepsi o kadar yoğun ki. Birinin işi olmasa diğer ikisinin mutlaka oluyor. Neyse ki cuma öğleden sonra, yayın sonrası buluştuk. Anne Derya ve baba Ferhan’ın ardından Şensoy kardeşler son dönemde pek popüler. Anne Derya Baykal ile kızlarının kariyerini, geleceklerini, jenerasyon farkını ve tabii ki aşkı konuştuk. Bu arada isimler hakkında kafasınız karıştı değil mi? Baykal isim konusuna da açıklık getirdi. Bu arada anne kızlarına stüdyoda soğan doğrattı, domates rendeletti. Ben de aldım tığı elime, zincir çektim. Anne Derya’dan tam not aldık. Keyifli sohbetti. Umarım siz de eğlenirsiniz. İyi pazarlar, keyifli okumalar...


Bu sene ekranda 11’inci seneniz. Bunun sırrı nedir?

Tek bir sırrı var. Çok disiplinle ve aşkla çalışmak. Yani her türlü disiplin. Ve sıfır kapris.


Hiç kapris yapmaz mısınız?

Asla yapmam. Hiçbir şeyi şansa bırakmayız. Programın bütün hazırlığını bir gün önceden yaparız. Başka programlar gibi çok büyük ekiple de çalışmıyoruz. Çok az ama disiplinli bir ekip. Herkes görevini bilir. Herkes onu yapınca da sorun kalmıyor.


Evde de böylesiniz tabii.

Derya Şensoy: Biz Mc Donald’s mantığıyla çalışıyoruz.

Derya Baykal: Gülmeyin! Evde de böyleyim. Olmadan olmazdı.

Ferhan Şensoy: Biz akşamdan kalemlerimizi açardık. Annem kalemlerinizi açtınız mı diye sorardı. Hep disiplinliydik.


Kızlarınızın ünlü olmasını istediniz mi?

İstemedim. Kızlarımı başka bir yere itmeye çok çalıştım. Yani bu işe bulaşmasınlar diye büyük çaba ve para harcadım. Küçükken oynadılar tiyatroda. Ama bu zor bir iş. Onlar da bilincindeler ama gönüllerinde vardı. Bak bugün tiyatroların durumu malum. Dizi diye bir şey kalmadı diyelim. Oyunculuk yapacak alan bittikten sonra ne yapacaklar.


Herkesin karıştırdığı şu isimler mevzusu var. Derya ve Ferhan koymak kimin fikriydi?

Benim fikrimdi. Yani ben Ferhan’ı öyle istedim. Derya da öyle oldu. Zarar görmesin diye ultrasona girmedim. Erkek bekliyorduk. Ben Ferhan’ı babasına özel doğurdum. O yüzden de Ferhan koydum adını.


O zaman Derya’yı da kendinize doğurdunuz...

Derya Şensoy: Beni kendine yanlışlıkla doğurdu. Hatta kendini kurtarmak için doğurdu. Derya Baykal: Sus öyle değil! Bizim uzun süre çocuğumuz olmadı. Ferhan’dan sonra hiç beklemediğimiz bir noktada yeniden hamile kaldığımı öğrendim ve Derya dünyaya geldi. Allah’a çok şükür, iyi ki olmuşlar.


Kızlar siz hiç rahatsız oldunuz mu aynı isimleri taşımaktan?

Ferhan Şensoy: Ben aslında Ferhan olmayacaktım. Erkek bekledikleri için benim adım belliydi. Yusuf Cemil olacaktım. Kız doğunca birden isimsiz kaldım. Onlar da “Babasının soyadını taşıyamayacak bari adını taşısın” demişler. Özel doğurdum dediği de bu aslında. Tabii çok büyük sorumluluk annenin ya da babanın ismini taşımak. Hem de çok büyük bir gurur kaynağı. Bir de babamın ismini taşımak acayip bir şey. Düşünce adamı, yazar olduğu için, sanatsal anlamda belli bir şeyi temsil ettiği için benim altından kalkamayacağım bir sorumluluk haline geliyor.


Sokakta sizi sık sık karıştırıyorlar.

Evet ama bıkmadan usanmadan açıklıyorum.


Evde annen kocasına Ferhan derken sen mi bakıyorsun?

Yok, evde Feruş ve Aduş deniyordu. Biz o yüzden hiçbir karışıklık yaşamadık. Hâlâ da öyle deniyor.


Peki Derya senin yaşadığın zorluklar neler?

Derya Şensoy: Ben hiçbir zaman Derya Şensoy olmuyorum. Hep Derya Baykal’ım. Derya’dan sonra Şensoy gelmiyor hiç. Tanıştığım insanlar telefonlarına kaydederken hep Derya Baykal yazıyorlar.


Ferhan, babanla birlikte çalışmak nasıl?

Ferhan Şensoy: Babamla üçüncü sezonumuz. Masal Müfettişi yeniden başlıyor. Turneler oldu. Bakalım devam ediyoruz. Güzel ama tedirgin edici. Babamın zaman zaman yerinden hoplatan bakışları vardır.


Kızı olduğun için kayırma yapıyor mu?

Asla. Herhangi bir oyuncusundan farkım yok. Dün provamız vardı. Babam oyunu en başından izledi ve hepimiz mum gibiydik. Tüm oyuncular tedirgin olduk. Babamın izlemesi her zaman tedirgin edici bir şey. Babamla çok arkadaşça bir ilişkimiz var ama tiyatroda o ön koltukta oturduğu zaman arkadaşlarımın babaları ile ilişkilerini o zaman anlıyorum.


Derya sen de annenle sinema filminde oynadın. Derya anne ile oynamak nasıl?

Tiyatroda anne ile oynamak daha rahat ama ‘Çakallarla Dans: Sıfır Sıkıntı’ filminde anne-kız oynadık. Çok stresli bir durum. Benimle oynayan arkadaşlarım biliyor. Ben çok stresli olurum. Anne ile oynarken bu durum iki katı oluyor. İkimiz göz göze geldiğimiz zaman biliyoruz bu durumu. Bizim için stresli bir durum.


Kızlarınızın rol yeteneği olmasa direkt söyler misiniz?

Genç oldukları için tecrübe eksikleri var. Ama mesela filmi çekerken Derya son zamanlarda dizi yaptığı için çok antrenmanlıydı. Ama ben uzun zamandır dizi falan çekmediğim için daha acemiydim.


Babanız söyler miydi?

Derya Şensoy: Evet, kesinlikle söylerdi. Direkt “Yapamıyorsunuz uğraşmayın” derdi.


Derya Hanım, saygılı kızlarınız var.

Ben de onlara saygılıyım. Onların sözlerini dinliyorum. Yeni nesil inanılmaz hızlı. Her şeyi biliyorlar. İzliyorlar, seyrediyorlar. Her şeyden haberleri var. İkisine de çok saygı duyuyorum. Kızlarım benim teknik danışmanım.


Kızlarınız artık şöhret...

Kızlarım kötü bir şey yapmıyorlar. Kötü bir şey yaptıklarını sezersem ya da onlara kötü bir şey olacağını hissedersem dalarım. Zarar gelecek olayda devreye girerim.


Bazı işlerini engellediğinizi duyuyorum daha okul bitmeden...

Derya Şensoy: Ben okul bittikten sonra öğrendim birçok şeyi. Okulu bitirmem gerekiyordu. Bizi okutmak için her gün yayına çıkan bir kadın var. Bizim için her gece sahneye çıkan bir adam var. Oyunculuk yapmayı da hiç düşünmüyordum.

Derya Baykal: Okulu bitirmek durumundalardı.


Amerika’da kalmak istemediler mi?

Hayır istemediler. Kalmalarını çok istedim. Buraya gelip bu ortama girmemeleri için çok uğraştım. Gençlere çok acımasız ve çok kötü davranılıyor. Gençler bu davranış biçimlerini hak etmiyorlar. Gençler hata yapmasınlar mı? Biz yapmadık mı? Her şey zamanında güzel. Hayatı böyle öğrenecekler.


Kızlarınızın hak ettiği parayı kazandığını düşünüyor musunuz?

Ben çok fazla müdahale etmiyorum. Soruyorlar ben de fikrimi söylüyorum. Her işin de bir ederi vardır. O ederin altında olmasını istemem.


İş güç konuşuyoruz ama aşk ne durumda? Kızlar anne ve babalarınızın hayatına birileri girdiği zaman rahatsız oldunuz mu?

Yok, onların mutluluğu bizim mutluluğumuz. Biz her şeyi konuşuruz, tartışırız, biliriz birbirimizin hayatlarını. Her şey çok normal.


Derya Hanım sizi yıllardır biriyle hatırlamıyorum...

Ben de hatırlamıyorum Esinciğim. Artık olmaz. Torunum var, Ali. Gerek yok, istemem. Çok zor bir şey. Ben işime o kadar kaptırmış durumdayım ki, birine ayıracak zamanım yok. Üç çocuğum var, torunum var. İşim var. Yalnız olmayı çok seviyorum. Eksikliğini hissetmiyorum. Bazen de çok hissediyorum. Seyahatlere gitsek, birlikte yemek yesek, sinemaya gitsek ama aynı evde yaşamasak...


Nasıl yani?

Evet yok istemiyorum. Aynı evde yaşamam. Herkesin evi olacak.


Evlenseniz de mi böyle?

Evet. Ayrı evde yaşamak gerekiyor.


O zaman yeniden evlenirsiniz?

Bilmiyorum. Âşık olursam tamam. Âşık olmadığım biriyle asla evlenmem.


Yüreğinizi kıpır kıpır harekete geçiren kimse yok mu?

Hayır yok.


Peki kızlar evliliğe ne kadar yakınsınız?

Ferhan Şensoy: Çok uzak. Hiç yakın değiliz. Asla değiliz. Zaten hayatımda hiç kimse yok o kadar uzağım.

Derya Şensoy: Ben daha küçüğüm ve acayip uzağım.


Derya Hanım kızlarınız şu anda evlenseler bilgi birikim konusunda tamamlar mı? Az önce mutfağa girdiler patates, soğan doğradılar...

Bir evi rahatlıkla çekip çevirirler. Temelleri tamam. Yemek yapmak konusunda da çok iyiler. İkisinin de isterse yapamayacakları bir şey yok. Ferhan yemekleri güzel yapar, Derya kek, börek, çörek güzel yapar.


'Aşık değilim ama olmak istiyorum'


Derya Hanım siz âşık mısınız?

Hayır değilim ama olmak istiyorum.


Yıllardır sizi biriyle görmedik.

Yıllardır yalnızım.


Neden?

Ayol çok çalışıyorum, adamı kim görecek.

Derya Şensoy: Annemi beğenen çok da evden çıkmıyor. Biri bana annemi sordu daha yeni ama daha kendisine bile söylemedim. Bana ‘Anneni çok beğeniyorum’ dedi. Ben de ‘Annemi herkes çok beğeniyor’ dedim.

Derya Baykal: Annemin hali yok deseydin.


Peki kızlarınızın ilişkilerini bilir misiniz, karışır mısınız?

Karışmam. Arada küçük bir dokunuş yaparım, onlar alırlar zaten.


Derya’nın hayatında birisi var. Siz seviyor musunuz?

İyiler, mutlular. Çok iyi bir genç. Seviyorum gerçekten.


'Oğlum müthiç iyi oyuncu'


Ünlü anne ve babanın çocukları illa ünlü mü olur? Yeteneği olmasa da...

Olmaz. Yetenek olmazsa olmaz.


Var mı kızların başka altın bilezikleri?

Evet var. Birisi sinema televizyon okudu. Kamera kullanmaktan montaj yapmaya her şeyi biliyor. Birisi resim okudu. Resim yapar satar, hiç değilse hayatını kazanır.


Oğlunuz da yönetmen...

Oğlum da sinema ve tiyatro okudu. Oğlumun oyunculuk yeteneği hepsinden fazladır. Müthiş iyi bir oyuncu. Şu an çıksa oynasa inanamazsın. Şimdi bana kızacak ama iyi bir oyuncu ve yönetmen.


Ferhan Bey’in dizi projesi var, ne düşünüyorsunuz?

Evet, hayırlısı olsun. Çok mutluyuz.


'Boşanmayı hiç hissetmedik'


Siz o zaman annebaba boşanıyor diye bunalıma girmediniz. Fark etmediniz?

(Derin bir sessizlik...)

Derya Şensoy: Şu an ne zaman boşandılar acaba onu düşünüyorum.

Ferhan Şensoy: Yok hiç anlamadık. Hiç hissettirmediler bize.


O zaman siz boşanırken hiç sıkıntılar sorunlar yaşamadınız?

Derya Baykal: Yok hayır hiç öyle şeyler yaşamadık. Kızlarımın babası çok kıymetli bir adam ve önemli bir insan. Yazar ve benim ustam. Karı-koca olarak anlaşamayabiliriz ama eserlerine, fikirlerine, düşüncelerine çok saygı duyuyorum. Ferhan kızlarımın babası olduğu için gurur duyuyorum.



Röportaj: Esin ÖVET


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.