Tiyatro sevdası ilkokul 4’üncü sınıftayken düşmüş Deniz Baysal’ın içine. Ardından Karşıyaka Belediye Tiyatrosu’na girmiş ve çocuk oyunlarında rol almış. Bugün 23 yaşında ve kariyerine reklam filmlerinin yanı sıra pek çok dizi sığdırmış durumda. Bu sezon, SHOW TV’nin ilgiyle izlenen dizisi ‘Aşk Ekmek Hayaller’de, babasından şiddet gördüğü için evden kaçan ve kendi ayaklarının üzerinde durmayı başarıp hayata meydan okuyan ‘Karaca’ karakterini canlandırıyor. Gerçekte de samimiyeti, sıcacık gülümsemesi ve bahsederken gözlerinin ışıl ışıl olduğu hayalleriyle hayatın tüm sahteliklerine meydan okuyor Deniz... İşte keyifli sohbetimiz...


'Şanslı bir çocuktum'

- İlkokuldan beri tiyatroyla iç içesin. Ailen seni desteklemiş. “Şanslısın” diyerek başlamak istiyorum...

Çok şükür. Annem ve babam ayrı. Beni annem büyüttü, babamı yazları görürdüm. İkisi de hayatımda hep bir aktivite olmasını istedi, her zaman bana destek oldular. Tiyatroya okul tiyatrosuyla başladım, ardından hocam beni belediye tiyatrosuna aldı. Orada önce palyaçoluk yaptım, sonra da çocuk oyunlarında oynadım.


- Çocuklar en dürüst seyircidir, tepkileri direkttir. Çocuk oyunlarında oynamak sana ne kattı?

Ben de aynı fikirdeyim. Bizde “Çocuk oyununda çocuklar oynar” algısı var ama aslında bir yetişkinin çocuk oyununda oynaması çok keyifli. Çocukların hayal güçleri çok geniş. Onları inandırmak yetişkinleri inandırmaktan daha zor. Çocuk tiyatrosu deneyimim, o süreçte çocuklardan aldığım tepkiler bana çok şey kattı.


- Hayal gücü demişken, ‘Aşk Ekmek Hayaller’in adını duyduğumda ilk takıldığım hayaller kısmı olmuştu. Hayatın içinde aşk ve ekmek için mücadele hep var ama iş hayal kurmaya gelince zayıfız bence. Sen nasılsın bu konuda?

Ben de hayatta en çok ıskalanan şeyin hayal kurmak olduğunu düşünüyorum. Benim hayal gücüm geniştir. İnsanlarla konuşurken bir kelimeye takılıp o kelimeden hareketle hayallere daldığım oluyor. Hayaller konusundaki eksikliğimiz çocukluk döneminden kaynaklanıyor. “Hayır”, “Ayıp” gibi sözlerle, “El âlem ne der” baskısıyla büyütülüyoruz. Dediğim gibi, ben bu konuda şanslıydım. Ailem hayallerimi hep destekledi.

'Hep sette olmak istiyorum'

- Dizide canlandırdığın Karaca, travması ve hikâyesi bol bir karakter. Karaca’yı oynamak keyifli olmalı...

Hem de çok. Dizide önce Karaca’nın alkolik babasından dayak yiyen, annesi tarafından terk edilmiş bir çocuk oluşuna şahit olduk. Onun bu travmalarını izlemiş olmak, 10 yıl sonraki halini canlandırırken beni çok besledi. Bu güne kadar dizilerde daha çok naif karakterleri canlandırdım.

Bu kez hayata meydan okuyan birini oynamak bana iyi geliyor. ‘Kayıp Şehir’ kariyerimin ilk dönüm noktasıydı. Diziyi birlikte izlerken annem “Keşke bu dizide oynasan” derdi. Öyle çağırdı ki ekibe dahil oldum. ‘Aşk Ekmek Hayaller’ de benim için 2’nci dönüm noktası oldu.


- Çekiminin olmadığı günlerde bile sete gitmek istiyormuşsun...

Bana “Deli” diyorlar bu yüzden. Geçenlerde saat 15.00’te sette olmam istendi, ben sabah 08.00’de gittim. Rejide şöyle bir bakıp “Sen koruya rabbim” dediler. Artık “Ne işin var burada?” demiyorlar, alıştılar. Sette olmayı çok seviyorum. Sette yorulmuyorum. Evdeyken setteki arkadaşlarımı kıskanıyorum.

- Bundan sonrası için kariyerinle ilgili hayallerin neler?

Arkadaşım Sertan Erkaçan ile ‘Can Bedenden Çıkmayınca’ diye bir komedi demosu çektik. Çok eğlendik, izleyenler çok beğendi. Sinemada bir komedi filminde oynamak istiyorum. Televizyonda elle tutulur komedi çok az olduğu için dram bana daha doğru bir tercih gibi geliyor. Tabii tiyatro yapmayı da çok istiyorum.

Röportaj: Ece Saruhan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.