Geçenlerde Kadıköy sahilde televizyon muhabiri soruyor: “Yüz nakli yaptırsanız kimin yüzünü almak istersiniz?” Genç kız: “Barbara Palvin” diyor. Bu genç kız gibi düşünenlerin sayısı hiç de az değil. İnternette sözlüklere bir göz atın; bırakın erkekleri kadınlar bile ona karşı boş değil! Hasılı, kadın erkek herkesin gıptayla baktığı L’Oréal Paris’in güzellik elçisi 20 yaşındaki Barbara Palvin, yeni güzellik ikonu. Kadın erkek herkesin güzelliği konusunda hem fikir olduğu Palvin, zayıf manken devrine de son noktayı koyanlardan. Her ne kadar Kate Moss’u rol model olarak seçse ve kendisine bayılsa da onun izinden gitmediği aşikâr. 13 yaşında keşfedildikten sonra mesleğinin ilk yıllarında çok zayıftı Palvin, ama ileriki yıllarda kilo aldı ve şimdi kıvrımlarıyla çok mutlu. “Kemikler fazla ön planda olunca kadın cazibesini yitiriyor” diyor. Yine de Kate Moss ve Gisele Bünchen’in tahtına aday. Ve o bir Victoria’s Secret meleği...


Ancak kendisinden çekinen sadece top modeller olmasa gerek. Zira pek çok Hollywood yıldızının işini elinden alabilir... Uzun metraj bir filmde rol aldı bile. Annesinin “Kameralar önünde benim kızım olmaktan çıkıyorsun” dediği Palvin, Brett Ratner tarafından yönetilen Amerikan yapımı aksiyon-macera filmi “Hercules: The Thracian Wars” filminde küçük bir rolü canlandırdı. Temmuz 2014’te vizyona girecek filmde oyunculuğunu da göreceğiz.


Oyunculuğa köz kırpan, şarkı söylemeye de meraklı Palvin, şarkı söyleyip söylemeyeceği konusunda bir açıklama yapmadı. Ama şöhretinde bir şarkıcının payı olduğu gerçek. Birkaç yıl önce Justin Bieber’la aşk yaşadığı magazin sayfalarına taşınınca kendisini tanımayan kalmadı. Bir ara adı Leonardo DiCaprio ile de anıldı. Son olarak Türkiye’de bir reklam projesinde Kıvanç Tatlıtuğ’un partneri oldu. Neyse, fazla uzatmayalım da lafı kendisine bırakalım...


"Bazıları beni çirkin buluyor"


Çok güzelsin yahu! Avantajlarını tahmin etmek zor değil. Peki bu güzelliğin sana bir dezavantajı oluyor mu?

Şu ana kadar hayır! Ama güzellik göreceli bir kavram, bazılarına göre güzelim, diğerlerine göre çirkin olabilirim.


Ben sordum soruşturdum, “Çirkin” diyene rastlamadım... Ama güzellik de geçicidir derler! Bu tür şeyler söylendiği oluyor mu sana da? Sana göre güzellik kalıcı mı geçici mi?

Güzelliğin geçici olduğunu açıkçası düşünmüyorum! Kadınlar her yaşında ayrı bir güzelliğe sahip. Kendine güvenen, özgüveni sağlam kadınlar, güzellik elçisi olduğum L’Oréal Paris’in mottosundaki gibi “Çünkü ben buna değerim” sloganını da benimseyerek güzelliklerini etrafa yansıtmaya her yaşlarında devam eder. Ben de öncelikle kendi adıma öz saygının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Güzelliğin, pozitif bir bakış açısıyla içeriden dışarı yansıtıldığına ve sıcacık bir gülümsemenin güzelleşmenin en kolay yolu olduğuna inanıyorum.


Peki, güzelliğinin kalıcı olması için neler yapıyorsun?

Tüm bunlara ek olarak düzenli bakım, spor, sağlıklı beslenme ve doğru ürünleri kullanmak çok önemli. Sağlıklı yaşamaya özen gösteriyorum. Çok basit güzellik rutinlerim var. Birkaç tüyo vermek gerekirse, yüzümü soğuk suyla günde 2 kere yıkıyorum. Bu sayede çok daha taze, gergin ve genç bir cilde sahip oluyorum. Düzenli kullandığım ve asla vazgeçemediğim ürünlerim var. Makyajımı çıkarmadan akşamları asla uyumuyorum.


"Her kadının güzel görünmeye hakkı var"


Sence güzel kadın kimdir?

Kendine güvenen ve kendini iyi hisseden her kadın güzeldir. Ayrıca dediğim gibi, her zaman gülümsemenin en iyi güzellik hilesi olduğunu söylerim. Her kadının doğal güzelliğinin yanı sıra güzel görünmeye, kendine dikkat etme fırsatına sahip olmaya hakkı var. Kadınlara değerlerini hatırlatmak benim için çok önemli bir misyon.


Birçok model gibi sen de tesadüfler üzerine keşfedilmişsin. Alışverişe çıktığın bir gün, yanına bir adam gelip seni uzun uzun süzdükten sonra modellik teklif etmiş! Niye tesadüfe ihtiyacın var ki? Model olmayı hiç düşünmemiş miydin?

Açıkçası bunun üzerine hiç düşünmedim daha önce. Sanırım benim hayat akışımın bu şekilde olması gerekiyordu; keşfedilmeden önce hiçbir zaman model olmayı planlamamıştım.


"İtiraf edeyim, her şey çok kolay oldu"


İnternet sitende fotoğrafının yanında bir panda fotoğrafı var. Çok mu seviyorsun pandaları; nedir bu fotoğrafın hikâyesi?

Bir keresinde bir hayranım bana bir panda hediye etmişti.


Gerçek panda mı?

Yok yahu oyuncak. Bu hediyeden sonra pandaların çok sevimli olduğuna karar verdim. Sonrasında da kısa sürede bu panda meselesi hayranlarımla aramda bir şakaya dönüştü.


Prada Fashion Show’daki fotoğraf çekiminden sonra rüyalarda olabilecek pırıltılı bir hayat senin için gerçek oldu. Ya sonra? Kariyerinde çok hızlı yükseldin ama bu yolculuğun boyunca ne gibi zorluklarla karşılaştın? Güllerle süslü bir yol değildi herhalde...

İtiraf etmeliyim ki kariyer adımlarımda daha ilk zamanlardan itibaren her şey benim için kolay oldu, kolay ilerledi. Bu durumda doğru insanlarla doğru zamanlarda tanışmış olmamın payı büyük. Tabii ki bazen herkesin hayatında olduğu gibi işlerin zorlaştığı durumlar yaşanabiliyor ama sahip olduğum güzelliklerin yanında bunun için asla şikâyet edemem. Örneğin moda dünyasında kariyer basamaklarını çıkarken L’Oréal Paris’in güzellik elçisi olmak da benim için tarifi zor bir deneyim. Bu kadar köklü ve misyonları olan bir markanın en genç yüzüyüm. Hayranı olduğum birçok yıldızla da birlikte çalışıyorum. Böylesine saygın bir ailenin üyesi olmak hem olağanüstü bir duygu hem de kariyerim açısından kocaman bir sıçrayış. Beraber gurur verici birçok yeni işe imza atacağımıza da inanıyorum.


"Aile kurmak için can atıyorum"

Kız başına yalnız bir şekilde dünyanın her yerine seyahat ediyorsun. Hiç korktuğun oluyor mu?

Aslında 18 yaşına kadar annemde benimle seyahat ediyordu, çok şanslıydım. Ne zaman ihtiyacım olsa benim için oradaydı. Ama bunu sorun etmediğimden beri yalnız seyahat edebiliyorum. Artık vücudum buna nasıl uyum sağlayacağını öğrendi. Ve her zaman söylediğim gibi, çok şanslıyım ve bunun farkındayım.


Hangi ülkeleri çok sevdin?

Amerika’da yaşıyorum ve Macaristan’da doğdum. Bu iki ülke vazgeçilmezim. Çok seyahat ediyorum ama evimi de hep özlüyorum.


En çok neler yapmak için can atıyorsun?

Birçok şey sayabilirim: Sinemaya gitmek, şarkı söylemek, rüyalarımı gerçekleştirmek ve bir aile kurmak.


Barbara Palvin hayatını nasıl geçirir? Bir gün, ay, yıl...

Herkes gibi sanırım. İşimden dolayı çok fazla seyahat ediyorum; bunun dışında evde ailemle zaman geçirmeyi çok seviyorum. Kız kardeşimle çok yakınız. Ayrıca arkadaşlarımla zaman geçirmek de benim için çok önemli.


"Yemek yemeye bayılıyorum"


Her zaman kilonu korumayı başarıyorsun. Ne istersen yiyebiliyor musun?

Yemek yemeye bayılıyorum! Ama kilomu korumak için düzenli spor yapmayı asla ihmal etmiyorum, genellikle de plates ve koşu yapıyorum.


Spor yaptığı halde kilo sorunu yaşayan kadınlar var. İşin sırrı ne peki?

İşin sırrı düzenli bir şekilde yapmak. Basit güzellik rutinlerimde var mesela ve bunları her gün düzenli olarak yapıyorum. İstikrar çok önemli.


Makyaj yapmayı seviyor musun? Çantandan asla çıkarmadığın makyaj ürünleri neler?

Çalışmadığım zaman makyaj yapmayı tercih etmiyorum. Ama nereye gidersem gideyim makyaj çantamda L’Oréal Paris Rouge Caresse ve Glam Shine Balmy var. Şeker tonları ve uçuk pembeler benim favori renklerim.


Haber: Aysun Öz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.