Daha Survivor’a haftalar kala hakkında çıkmadık haber kalmadı. Her yeri estetik, gözleri lens, çakma Adriana, futbolcu Tuncay Şanlı’nın sevgilisi... Bense karşı takımda olmama rağmen her gün daha bir sevdim onu. Yaşına göre gösterdiği olgun tavırları, sporcu olmamasına rağmen zor oyunlara direnen kolları, bacakları ve sımsıcak gülümseyen gözleri vardı Fatmagül’ün. Peki, hangi esprilere çok kızıyor, adadan dönünce öğrendiği hangi haberle dünyası yıkıldı, isminin hikâyesi ne, estetiği var mı? Bir de futbolcu Tuncay Şanlı’yla olan ilişkisinde son durum ne? İşte bilinmeyen Fatmagül.


Biraz tanıyalım seni...

1990’da Konya’da doğdum. Annemde, babamda Hataylı ama babam polis olduğu için Mevlânâ topraklarında doğmuşum.


Ben de babamın mesleği gereği Mevlânâ topraklarında doğmuşum... Hayat enteresan. Neyse, polis kızı olmak ne demek?

Başlı başına ağırlık demek. Saygılı olmak, durman gerektiğin yeri bilmek, cesur olmak demek... Sonumu bilmeden risk almam bundandır. Acemilikten değil başaracağıma inanmaktan.


Nasıl bir babadır, polis baba?

Ne kadar sert gözükse de çok sevgi doludur. Benimki bir de Balık burcu, yemek yapar, ağlarsam hemen ağlar.


“Ağlarsa babam ağlar” diyorsun...

Yok, annemde ağlar. Muhabbeti süperdir babamın. Geçen çevirme oldu, arabamı satmadan önce. Ehliyette soyadımı görünce memur “Baban polis mi senin” dedi, tanıdı babamı. Üniformalı gördüğüm hostesle de gurur duyarım.


“Üniformalı mesleklere saygım var.”


Üniformaya zaafın var yani...

Sanırım. Üniformalı mesleklere çok saygım var.


Fatmagül isminin bir hikâyesi var mı?

Babaannemin adıydı Fatma. Babam koymak istemiş. Gül’ü annem rüyasına giren bir dededen duymuş. “Kızın olacak adını Gül koy, hayatı boyunca gülsün” demiş. İkisi de vazgeçmeyince, “Bari Fatmagül olsun” demişler.


“Fatmagül’ün suçu ne” esprilerine kıl oluyor musun?

Önceleri takmıyordum ama babaannem ben adadayken vefat etmiş. Cenazesine gidemedim. Onun için biri saçma sapan bir espri yaptığı zaman kızıyorum ve gözlerimi dikip bakıyorum.

“En aç kalan bendim.”

Survivor maceran nasıl başladı?

Bir arkadaşım Acun Ilıcalı’yı tanıyordu. Bir gece, herhalde 01.00 falandı. Görüşmeye çağırdılar. Beni görünce “Bak Fatmagül bu çok zor bir yarışma, yapabilir misin?” dedi. Altından girdim üstünden çıktım ve ikna ettim.


Bana bile mesaj geliyor “Acun Bey’e bizi ulaştırın” diye. Sence hangi cümlen onu etkiledi?

“Islak kumda uyurum, zor şartlara alışığım” dedim. Kendimi adada buldum. İddia ediyorum, o yarışmada en aç kalan benim. Okyanus suyuyla pirinç... Bir kaşık alıyorum gitmiyor. Herhalde 2 ayda toplam10 kaşık pilav yemişimdir. Gerçekten aç kaldım. Allah’ın gücüne gitmesin ama nefret ettim pirinçten. Uzun süre yiyemeyeceğim.


Çok düştün, hepimiz düştük ama sen daha çok hasar aldın...

Evet, baksana bacaklarıma! Çok fena... Ama düşsem de kalktım, bir daha koştum. Birçok oyunu açlıktan ölmek üzereyken oynadım. Kolum sakatlandı, ertesi gün yarışmaya kalktım. İki kat güçlüyüm artık. Ne ufak şeylere üzülüyormuşum, okyanusu seyrederken hep bunları düşündüm.


“Duygu’ya saygı duydum”

Dönünce neler yazdılar?

“Survivor için fazla insandın”, “Çok güzelsin” diyenler var. Eleştiren, mesela “Çok kaldın” diyen var ama bu benim suçum değil. Tabii ki kalmak isterim. “Beni yazın” diyecek halim yok. Kaldı ki adadaki huzuru sağlayandım ben; Duygu’yla kıyasladığında. İstediği kadar yarışları kazansın, adada huzur yoksa ne işe yarar? Performans yarışması değil Survivor. Ben oraya insanlığımla renk kattım. Birçok oyun da aldım.


Yarışmada kimi çok sevdin?

Murat ve Hilmi’yi kardeş gibi sevdim. Bozok Ağabey’in bir eliyle beslemediği kaldı. Papağan balığını sevmedik diye suda 2 saat fazla kalıp sevdiğimiz balığı yakalamak için uğraştı. Kim bunu yapar? Duygu’yu değiştirmeye çalıştım. Her şeye rağmen kötüyse yapacak bir şey yok, düzelecek bir tarafı varsa alttan alarak çabalarım. Duygu’nun da bazı yönlerini sevdim, sonradan hak verdim. Yani o öyle yarışmak istiyor, saygı duydum. Mustafa da kardeşten öte oldu, çok da komiktir. O yönünü gösteremedi diye çok üzülüyorum.


Kadın olmak ayrı zordu değil mi? Özel durumlarda ne yaptın?

Kâbus gibiydi. 2 ay boyunca âdet olmadım. Hatta hâlâ devam ediyor bu durum. Uzun süre kabızlık yaşadım. Çok sancı çektim. Duygu da benim gibiydi. Doktor “Çok normal” dedi. Bir de daha duygusal oluyorsun. Sadece beceri ve zekâ oyunlarında erkeklerle eşittik.


“Tuncay olmasa da öyle davranırdım”

Uzun zamandır Tuncay Şanlı’yla ilişkin konuşuluyor. Nasıl tanıştınız?

Ortak bir arkadaşımız tanıştırmıştı, 1.5 seneye yakın birlikteliğimiz var. Sağlam, ciddi bir ilişki oldu ama hayat sürprizlerle dolu, onun getirdiklerini yaşayacağız.

Adadayken hareket alanını kısıtladı mı bu durum? Kıskançlık çıkmasın diye...

Hayır, nasılsam öyleydim. Ne kimseye oynadım ne de rol yaptım. Sürekli erkeklerin yanındaydım neticede. Babam benimle gurur duyuyorsa ikinci, üçüncü şahıslara sormam bile.


Bitti mi yani...

Havada kaldı. Net bir şey söyleyemiyorum şu an ama geldiğimden beri görüşmedik.



Röportaj: Nazenin Tokuşoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.