Yakışıklılık, seksi görünmek, fit olmak işinin ne kadar parçası?

Esasında olmazsa olmazı değil, öyle bir şey yok. Sadece yakışıklılık ve seksilikle müzik kariyeri sürdürmenin imkansız olduğunu düşünüyorum. Ben bu ülkede yaklaşık 7 senedir müzik yapıyorum. İnsanlar müziğinizi sevmezlerse bırakın 7 seneyi 1 sene bile var olamazsınız. Sokağa çıkıp baktığınızda birçok güzel kadın, yakışıklı erkek var. Bir Murat Boz daha yok ama Ahmet çıkar Mehmet çıkar. Dış görünüş müzikal kariyerde ufak bir artıdır sadece. Açıkçası hiçbir katkısı da yok. İnsanlara iyi şarkılar vermelisiniz. İlk çıktığım günden beri dinlenebilecek şarkılar vermişim ki bugün müzikal kariyerime devam edebiliyorum.


Yurtdışı an meselesi


Altyapım, eğitimimim sağlam diyorsun yani...

Altyapı da var. Liseyi güzel sanatlar lisesinde okudum. Keman ve piyano eğitimi aldım. Bilgi Üniversitesi Caz Vokal bölümünde burslu okudum. Yetmedi, İTÜ Devlet Konservatuvarı'na devam ettim.


Müzik için aldığın bu kadar eğitimi, pop müzik piyasası içinde hakkıyla kullanabildiğine inanıyor musun?

Bu, yaptığınız iş için bir artıdır. Bir işi bilerek yapmakla bilmeden yapmak arasında fark var. Kafama takılan herhangi bir sorunu anlama konusunda eğitim çok işe yarıyor. Önünüze gelen bir şarkının matematiğini, artısını eksisini bilecek kapasiteye sahipsiniz. Caz eğitimi aldım diye caz söylemek zorunda değilim. Yanlış anlaşılmasın bu eğitimleri aldım ama ben pop söylemekten çok memnunum. Sevmesen yapamazsın. Pop müzik öyle tu kaka bir şey değil. Popüler, güncel olan demek. Bu türkü bile olabilir. Ben müziği seviyorum. Duymak istediğim şeyleri söylüyorum albümlerimde.




Her geçen yıl şöhretin artıyor, yetiyor mu bu? Yurtdışına açılma hayallerin yok mu?

Benim için müzikle alakalı hiç bir şey hayal değil. Çünkü ulaşmak istediğiniz yere bir kişiyle ulaşabilirsiniz. Bizim yurtiçinde ve yurtdışında çok bağlantımız var. Bu sadece bir şans ve an meselsi. Türkiye'de müzikal anlamda henüz tatmin olmuş değilim. Kendimde birçok eksik görüyorum. Daha fazla şarkı vermek istiyorum. Yolun başında hissediyorum. Burada bir şeyler vermeden yurtdışında kariyeri kendimi aldatmak olarak görüyorum. Burada belli bir yere geldikten sora yurtdışına yönelmek istiyorum.




Zamanı değil öyle mi?

Her şeyin bir zamanı var. Zamanı geldiğinde olacaktır. Şu anda da bir şarkımız var ayrıca. Ben senelerce CRR orkestrasıyla İngilizce şarkılar söyledim. Böyle altyapım da, eğitimim de. Sadece an meselesi. Bir şarkımız var ama henüz karar vermedik. Bu süreç içinde bir şarkı gelirse kesinlikle durmam. Hemen klibini çekip Avrupa'ya ve Amerika'ya yollayabilirim. Bakarsınız orada da bir anda patlayıvermişim, bu hiç belli olmaz. Türkiye gibi kültür birikimi bu kadar zengin olan, farklı seslerin olduğu bir coğrafyadan dünya çapında birinin çıkması mucize değil. Hatta şu an dünyada bizim melodilerimiz kullanılıyor.




Yeni şarkın 'Vazgeçmem'i geçen hafta yayınladın. Yaz öncesi single yayınlamak sanatçıların olmazsa olmazı mı?

Ben iyi şarkının yazının, kışının ya da baharının olmadığını düşünüyorum. Güzel bir şarkı varsa ortada o şarkını mevsimi olmaz. Biz bir single düşüncesi içinde değildik, albüm planlıyorduk. Deniz Erten'in sözlerini yazdığı Osman Çetin'in müziklerini yapıp Mustafa Ceceli'nin aranje ettiği 'Vazgeçmem' gelince, sevenlerimizle bu şarkıyı buluştursak mı diye düşündük. Şarknın güçlü olduğunu, duygusunun karşı tarafa hemen geçtiğini hissettiğimiz için yayınlama kararı aldık. Bu nedenle yaza denk geldi. Ayrıca güzel bir albüm hazırlıyoruz. Mayıs sonuna çıkabilir. Bunu da ilk kez söylüyorum sizin aracılığınızla. Çok güzel şarkılar var.




Bu şarkının klibinde de öncekiler gibi Murat Boz seksiliği ön planda. Seksi görünmek sizin için vazgeçilmez mi?

Ben hiç çıkıp da "Ben seksi bir adamım" demedim. Demem de. Seksi sıfatını üzerime yapıştıran ben değilim. Ama insanların öyle görmesi o sıfatları yakıştırmaları da güzel bir şey. Bu bir yaz klibi. Bu nedenle atlet giydim ve doğal olarak akla seksi imajı getiriyor. İnsanların öyle görmesi hoşuma da gidiyor benim, kötü bir şey değil.




Bu ses ve fizikle Amerika'da doğmuş olsaydın nerede olurdun?

İyi ki Türkiye'de doğmuşum. Çünkü böyle bir kültür coğrafya, güzel ülke görmedim. İyi ki bu ülkede müzik yapıyorum. Bu kadar kültürün yoğrulduğu bir yerde doğmuşum. Bırakın Amerikalılar Avrupalılar düşünsün 'Biz niye orada doğmadık?' diye. Türkiye'de doğduğum için çok şanslıyım. Bu ülkenin kültürü ve değerleri zamanla anlaşılacak.




Bugünlerde bir dergini kapağındaki bol kaslı pozlarınız konuşuluyor. Bu pozları neden verdin? Geçen yaz teknede çekilen o meşhur fotoğraflardaki gibi olmadığını mı göstermek istedin?

Bu dergi kapak çalışması çok önceden, geçen yıldan planlanmş ve konuşulmuş bir şeydi. asla öyle ofansif bir şey yok. Geçen yaz başında istemişlerdi ama ailemle tatil planlamıştım olmadı. Şans eseri o fotoğraflar yayınlandı.




Peki oradan buraya vücudunu nasıl bu aşamaya getirdin, çok mu çalıştın?

Ben zaten genelde her kış dönemi çalışıyorum. Her gün 3.5-4 saate yakın spor yapıyorum. Bu benim normalde yaptığım şey. Yazın konserlerin yoğunlaşması nedeniyle biraz boşluyorsunuz. Ama yaz konserlerinde çok efor harcıyorsunuz. Ben her konserde 2 kilo veriyorum. Öyle çok kilo alma durumu olmuyor. Yemek konusunda çok da dikkat etmiyorum. Canım kebap, sucuk ekmek çekerse yiyorum. Ama abartmıyorum, 1 tabak yerine 2 tabak yemiyorum.




Anlattığın yaşam tarzı bu vücudu yapmak için yeterli mi?

Fizik denilen şey zaten Allah vergisi. Ben bunu zaten muhteşem gözükeyim diye yapmıyorum. Benim ailemde kalp hastalığı çeken insan çok var. Bir yandan vücudumdaki yağ oranının düşürmek istiyorum. Ama tabii insanın güzel gözükmesi kendini iyi hissetmesi açısından önemli. Spor yaparak kendimi her anlamda iyi hissediyorum.




Herkes televizyona çıkıyor, dergiye soyunuyor, sence senin yaptıkların neden bu kadar ses getiriyor?

Biz bir şey yaparken patlasın hesaplayarak yapmıyoruz,doğru olduğunu düşündüğümüz için yapıyoruz sonucunda halk tarafından beğenilmesi bu yaptıklarımızın konuşuluyor olmasını sağlıyor.




"Takip edilmekten rahatsız olan bu işi yapmasın"



Hayranların şarkıların dışındaki Murat Boz'un fiziğiyle, aşk hayatıyla yaşamıyla ne kadar ilgililer?

Çok ilgililer. Her şeyi soruyorlar. Aklına gelebilecek her şeyi hatta aklına gelmeyecek şeyleri soruyor, merak ediyorlar. Benim ve ailemin hayatımda bilmediğim fotoğrafları onlardan görüyorum. Benim 11-12 yaşımdayken bir akraba sünnet düğününde şarkı söylediğim bir videoyu bulup yollamışlar, benim o videonun varlığından haberim yoktu.




Bu kadar sıkı takip edilmek rahatsız etmiyor mu?

Rahatız etmiyor o kadar. Her işin bedeli vardır. Ben bunu bedel olarak görmüyorum. Sevilmek, merak edilmek bizim işimizin bir parçası. Bundan kaçamayız. Ben 'Niye beni bu kadar merak ediyorlar?' dersem kendimle çelişmiş olurum zaten. Rahatıs olan bu işi yapmasın.




"Tek eşli ve aşkta doyan biriyim"


Bir de sizin Eliz Hanım'la evlenip ayrılmanız mevzusu var ki çok merak edilip sorulan bir konu. Neden bu kadar gizemli yürüdü bu evlilik ayrılık?

Bu konuda konuşmuyorum, bir tek size cevap vereyim, biz mutluyuz. Birbirimizi çok seviyoruz, ilişkimiz de gayet mutlu devam ediyor.




Sizinle evlilik hayali kuran hayranlarınızın kafası karışmıyor mu 'Murat evliydi şimdi bekar artık onunla evlilik hayalleri kurabiliriz' demiyorlar mı?

Onların ne hayalleri var, ne hayalleri. Bunlar güzel hayaller ama, olması lazım.



80'li yıllardaki şöhret anlayışında sanatçılar hayranlarını üzmemek için evlenmez veya evliliklerini gizlerdi, bu anlayış mı devam ediyor?

Olabilir. Bu işin olmazsa olmazlarından, tek tük oluyordur ama sorun değil. Sonuçta çok sevenim var.


Murat Boz markasını büyüten ve kontrol eden kişi olarak Eliz Hanım'da da ego artmadı mı ?

Yok hiç değişmedi, seneler önce neyse yine öyle. Ağzı var dili yoktur. Aklında ne varsa sözü de odur. Bir şeyi beğenmediyse beğenmediğini söyler. Düşüncesini esirgemeyen bir insan. O yüzden biz her sene markamızın üstüne katarak yürüyoruz. Yoksa başka türlü olmaz. Ben her dediğimin doğru olduğuna inanmıyorum. Her dediğim doğru olsaydı geçmişte yaptığım hatalı şeyler olmazdı. Sadece ikimiz değiliz, biz bir ekibiz. Selim, Senem, Hakan var. Sürekli fikir alışverişindeyiz. Ekibimi mutlaka dinliyor ve o tartışma sonucunda karar veriyorum.




Kıskanan kötülük yapmak isteyen çıkmıyor mu?

Biz Eliz'le senelerdir birlikteyiz ve sosyal medyadan da takip ettiğim kadarıyla onlar da benim sevdiğim insanı seviyor, benim mutluluğumla mutlu oluyorlar. Artık devir değişti. Benim mutlu olmamdan mutlu oluyorlar. Zaten ilk günden itibaren gazetecilerin karşısına el ele çıktık, gizlenmedik.




İşle özel hayatınızı ayırmak zor olmuyor mu? Evin kapısından girdiğinizde iş dışarda kalıyor mu?

O sorun bizim hayatımızdan çıkalı çok oldu. Bu ayrım doğası gereği kendi kendine oluştu. Biz burada işle ilgili tartışırken eve gidince gayet mutlu biçimde hayatımıza devam edebiliyoruz. İkisini çok güzel arıyoruz. İşten dolayı tartıştığımız konu evde devam etmiyor. Herhalde bunu yapabilen nadir kişileriz. Zor tabii.




Bu kadar şöhret, yakışıklılık ve ilgi varken Eliz Hanım'dan başka biriyle aşk dedikodunuzun bile çıkmaması da nadir görülen bir şey... Biz mi atladık yoksa?

Yok duyamazdınız da zaten. Olmadı öyle bir şey.




Peki hiç göz de mi kaymıyor başka birine?

Ben doyumu müzikle ve aşkla yaşayan biriyim. Tek eşliyim ve aşkta doyan biriyim. Konsantrasyonum tamamen müzik ve yaptığım işe yönelik durumda. Zaten sevdiğim bir kadın var hayatımda. Bir erkek daha ne ister ki? Mutlu bir birlikteliğimiz var zaten öyle bir arayışım da hiç olmadı. Eğer kafada başkasına bir his bir duygu oluşursa oturup konuşup bitirebiliriz. Bizim öyle bir ilişki tarzımız var ki medeni bir şekilde ayrılırız öyle bir şey asla yok.




Bahsettiğiniz his duygusal his mi yoksa cinsel istek mi?

Duygudan bahsediyorum, cinsel bir dürtüden değil. Birine başka bir duygular beslemeye başlarsam bunu oturup konuşmalıyım. Bunu yapmazsam yanlış olur.




"Aldatıldığım için sadece karşı tarafı suçlamak bana yakışmaz"


Bu kadar istikrarlı beraberlik yaşarken baba olma hissi yok mu?

Ben çocukları çok seven biriyim. Eliz'in kardeşleri var, tapıyorum onlara. Kısa vadede öyle bir düşüncemiz yok. Ama çocuk istiyoruz onu net söyleyebilirim.




Çocuk için evli olmak şart mı?

Şart değil tabii ki ama şöyle bir düşüncem var; eskiden farklı düşünüyordum ama olgunlaştıkça düşüncem değişti. Çocuk için evlilik olursa fena olmaz. Evlilik kötü bir şey değil çünkü. Çocuk yapmak için kesin evlilik olmalı fikrim yok ama şu an ben evlilik olmalı diye düşünüyorum.




Bir kere aldatıldım demişsin. Nasıl tepki verdin öğrenince?

Hoş bir şey değil tabii. Ona ben yeni bir parantez açayım. Yanlış anlaşılmasın. Her şeyin bir nedeni var. Kendinizi karşı tarafa his olarak yanlış anlamışsınızdır. Ben bütün ilişkilerimde çok mutluydum, hepsini pozitif olarak anıyorum ve hepsine teşekkür ediyorum. Hayatımda öyle bir şey olmuş olabilir ama sadece karşı tarafı suçlamak bana yakışmaz, hepsi geçti gitti önümüze bakıyoruz.




'Tarkan ve Kenan'la yarış içinde değilim"




Kenan Doğulu ile Tarkan'la kıyaslanıyorsun. Kendine kimleri rakip görüyorsun?

Geçen yıl Kral Tv Müzik Ödülleri'nde en iyi erkek şarkıcı dalında Kenan'la birlikte adaydım. Ben kıyaslanmak istemem. Herkes ayrı ayrı değerlendirilmeli. Kimse Kenan Doğulu ya da Tarkan olamaz. Onlar ayrı bir yerde ben ayrı bir yerde ve kulvardayım. Ben bu isimlerle yarış içinde değilim. Kendimi tatmin edecek sonuçlara ulaşmak istiyorum. Rekabet bir yandan da olumlu bir şeydir.


İnsani kıskançlık ve hırslar olmuyor mu?

Ailem beni hiç yarışmacı duyuyla yetiştirmedi. Başka birilerini güzel şarkısnı oturup dinleyebilen biriyim. Gram kıskançlık duymuyorum. Rekabeti kendini geliştirme açısından artı olarak görüyorum.


O Ses Türkiye, 'Murat buymuş' dedirtti




O Ses Türkiye'nin senin kariyerine nasıl bir katkısı oldu?

Çok büyük katkısı oldu. İnsanlar beni konserden kliplerden ve belki konuk olduğu televizyon programlarından kısmen tanıyordu. Bu yarışmayla benim kim olduğumu anladılar. Ben neysem orada oyum. Karakterimi tanıtmam için büyük katkısı oldu. 'Murat buymuş' dediitti. Orada Hülya, Mustafa, Hadise'yle çok iyi ve samimi arkadaşlığımız oluştu. Acun bizi dost arkadaş yaptı. Orada nasılsak dışarıda da öyleyiz.




Kıvanç Tatlıtuğ ile reklamların da yıldızısınız. Aynı anda iki ayrı markanın yüzüsün. Bankanın ardından şimdi Yedigün ile yeniden çalışıyorsun? Nedir bu talebin nedeni?

Şunu da söyleyeyim. Gelmeye devam eden çok teklif var ve bunu kabul etmiyoruz. Her reklamda oynarsam benim markamın manası kalmaz. Çok seçiciyiz reklam konusunda. Marka bizi seçerken biz de markayı seçiyoruz. Bu ilgi bizim ekip çalışmamızın sonucu. Çalıştığım iki markanın alanları birbirinden çok farklı zaten.



Reklam çekiminde birlikte oynadığınız Neriman Teyze, konserine gelmek istiyormuş...

Neriman Teyze torununu bana vermiyor filmde. Ama ben onu çok seviyorum. En yakında izleyecek herkes. Çekime inanılmaz bir enerji katıyor. Onun pozitifliği bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. Yayınlanmaya başlayınca benden çok onun konuşulacağını tahmin ediyorum. Çekimde giydiğim bir sabahlık vardı. 'Bana Muratcığım konsere geleceğim, konsere bu sabahlıkla çıkacaksın. Sana orada kimse bir şey yapamaz ben korurum" dedi. Kendisine söz verdim. İstanbul'da konserimiz olduğunda söz verdim kendisini getireceğim. Ziyarete de gideceğim. Birlikte fotoğrafımızı götüreceğim.


Röportaj: Bülent İpek

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Murat boz sen cok guzelsin
    CEVAPLA
  • Misafir o ses murat boz buymuş dedirtmedi fanları (benim gibiler) muratı zaten tanıyorlardı sadece belki fan sayısını ve farklı yönlerini insanlara tanıttı
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.