Filmin orijinal isminin gangster epiklerini, Türkçe ismininse bir "köstebek polis" hikâyesini çağrıştırmasına bakmayın. Her ikisi de ironi. "Los Angeles’ta Gizli Görev" sabun köpüğü kıvamında bir suç komedisi... Senaryoyu yazan Mark ve Robb Cullen kardeşlerin aklında biraz "Büyük Lebowski", biraz "Ucuz Roman", biraz da serseri ruhlu özel dedektif hikâyeleri varmış sanki...


Lebowski, halısının hesabını sormaya çalışırken kendini karmaşık bir suç yumağının ortasında bulur. Özel dedektif Steve Ford (Bruce Willis) ise kaçırılan köpeğini ararken benzer bir karmaşaya dahil oluyor.

Aslında her şey Steve’in, "öfkeli abiler"den dayak yememek için Los Angeles caddelerinde çıplak halde kaykay yaparken sulu gözlü arkadaşı Tino’nun (Adrian Martinez) evine sığınmasıyla başlıyor.


Tino’ya verdiği söz uğruna çete reisi Spider’ın (Jason Momoa) garajındaki spor otomobili yürütünce karşılığında köpeği kaçırılıyor. Bu arada Lew the Jew (Adam Goldberg) adlı müşterisi için geceleri binaların cephelerine pornografik resimler çizen bir grafiti sanatçısını arıyor ve tüm bu kaçma kovalamaca kargaşası sürerken eşi tarafından terk edilen yakın arkadaşı Dave’e (John Goodman) moral vermeye çalışıyor.


Dağınık bir sokak filmi

Filmdeki "Ucuz Roman" etkisi, elektro gitarların "sörf yaptığı" şarkılar dışında Los Angeles suç dünyasının renkli ve arızalı karakterleriyle gösteriyor kendini. Ancak Steve’in geveze ve işgüzar yardımcısı John (Thomas Middleditch) dışında karakterlerin iyi yazıldığı söylenemez. Bruce Willis ise bildiğiniz gibi... En büyük belalar karşısında dahi kayıtsız, şakacı ve kendine güvenli. Arada dayak yese ve zor durumlara düşse de paçayı kurtarmanın yolunu buluyor. Karakter bolluğuyla dikkat çeken filmde, bir zamanların ünlü isimlerinden David Arquette’in şöyle bir görünüp kaybolduğunu, Famke Janssen’in ise Steve’in kız kardeşi rolünde oynadığını belirtelim.

Seyret ve eğlen

Cullen kardeşlerin geniş açılı kadrajlara ağırlık verdiği ferah bir atmosferi var filmin. Öte yandan, bol küfürlü, belden aşağı esprilerin gırla gittiği, kirli ve dağınık bir sokak filmi aynı zamanda.


"Los Angeles’ta Gizli Görev" renkli, eğlenceli ve akıcı. Ama işin gerçeği, akılda kalıcı bir yanı yok. TV dizilerine yazarlık yapan Mark Cullen ve kardeşi Robb Cullen, ilk uzun filmlerinde hikâyenin aşırı hafifliğinin ve sıkı bir komediye dönüşemeyen ciddiyetsizliğinin kurbanı oluyorlar. Film bu haliyle 1970 ve 80’li yılların, her bölüm ayrı hikâye anlatan özel dedektif dizilerini hatırlattı bana. 40-45 dakika süren o diziler kaçma kovalamaca sahneleriyle heyecanlı anları peş peşe dizmenin ötesine geçemez, dişe dokunur bir şey anlatmazlardı. O dizileri sadece sevdiğimiz karakterleri yeni bir maceranın içinde görmek uğruna seyrederdik.


Bruce Willis’in özel dedektif karakteri çevresinde kurulan ve Los Angeles’ın Venedik bölgesinde geçen 90 dakikalık bu film de tıpkı o diziler gibi... Ciddiye alınır bir yanı yok ama aşırı kötü olduğu da söylenemez. Tipik bir "Seyret, eğlen ve unut filmi".


Mehmet Açar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.