Çok sevdiğin yönetmenin yeni filmini izlemek, sevdiğin grubun yeni albüm çıkarması gibi. Ya evladın Oscar almış gibi gururlanacaksın, ya da terk edilmiş gibi hissederek hayal kırıklığı yaşayacaksın. Miss Peregrine’in Tuhaf Çocukları’nı izledikten sonraki hissimi hayalkırıklığı olarak tanımlamasam da, sevinçten havalara uçarak da çıkamadım sinema salonundan. Tim Burton’u Sweeney Todd’dan beri özleyen hayran kitlesine dahilseniz size kötü bir haberim var, onu bir süre daha özlemeye devam edebilirsiniz.


Batman serileriyle adını duyuran ve her biri şahsına münhasır birer klasiğe dönüşen filmleriyle de fantastik sinema fanlarının gönlünü çalan yönetmen Tim Burton, çağımızın en ‘acayip’ sanatçılarından biri kabul ediliyor. Heyecanla beklediğimiz son filmi “Miss Peregrine’in Tuhaf Çocukları”, ülkemizde de 30 Eylül’de gösterime girdi. Film, Ransom Riggs’in 2011 yılında yayınlanan aynı adlı romanından uyarlandı. Romanın ‘Gölge Şehir’ ve ‘Ruhlar Kütüphanesi’ adıyla yayınlanan iki de devam kitabı bulunuyor. (Film ‘tutarsa’ belki de bir Tim Burton üçlemesi izleyebiliriz yani önümüzdeki yıllarda.)




Fransız aktrist Eva Green’in canlandırdığı Bayan Peregrine, ‘tuhaf’ çocukları korumaya alıp onları bir tür zaman döngüsünde sonsuza dek güvende tutmaya yeminli bir Ymbrine. Hikayedeki Ymbrine’ler zamanı eğip bükebildikleri gibi aynı zamanda kuşa dönüşebiliyorlar. Bu döngüdeki evlerde yaşayan çocukların her birinin birbirinden ilginç özellikleri var. Tüyden bile hafif Emma, dokunduğu yeri alev alev yakabilen Olive, cansız nesnelere kalpler takıp onları kukla gibi yönetebilen Enoch ve diğer çocuklar, her biri Bayan Peregrine’in himayesinde mutlu mesut yaşarlarken, büyükbabasından bu tuhaflıkların hikayelerini dinleyerek büyüyen Jake, yine tuhaf olaylar sonucu kendini tuhaf çocukların arasında bulur. Bu tuhaf çocuklardan beslenen kötü adamlarla girdikleri mücadelede de ilginç bir yer edinir kendine.





Hikaye, gayet iyi bir ‘kahramanın yolculuğu’ hikayesi aslında. Jake’in çocukluktan beri dinlediği masallara inanıp hikayenin peşini bırakmaması, onu Bayan Peregrine ile tanıştıktan sonra yaşayacağı maceraya hazırlıyor. Her klasik kahramanın yolculuğunda olduğu gibi, Jake de başlangıçta kendine pek güvenemeyen bir çocukken, mücadele sürdükçe gerçek bir kahramana dönüşmesi hiç de uzun sürmüyor. Özetleyeyim, hikaye aslında çok güzel. Karakterler, mekanlar ve olay örgüsü yaratıcı ve her aşamada merak uyandırıcı.





Filmle ilgili beni rahatsız eden ilk şey, aksiyonun çok adaletsiz bir şekilde dağılmış olmasıydı. İlk yarıda utanmasam ‘sıkıldım’ diyecektim, ikinci yarıda ise neler olup bittiğini takip etmenin zorlaştığı anlar bile oldu. “E ama…?” dediğimiz uyumsuzluklar, hikayeyi yakalamaya çalışırken arada kaynıyor; tam o sırada çocuklardan birinin şirinliğine kapılıp izlemeye devam ediyorsunuz… Tim Burton’ın imzası niteliğindeki grotesk geçişler, tuhaflıklar, karla ve rengarenk konfetilerle görünür hale getirilen devasa görünmez yaratıklar; çoğunlukla birbirinden kopuk detaylar olarak filme dağılmış durumda. Romanı okumadan net bir yorum yapmak doğru olmaz elbette ama bu kopukluğun verdiği his, hikayeyi çok seven birinin sadece en sevdiği bölümleri film yapmaya karar vermiş olduğuydu daha çok. Asıl mesele, filmin ritmi. Corpse Bride’da ya da Big Fish’te, Sweeney Todd’da yaşadığım o acayip kalp çarpıntılarına yetecek bir ritim bulamadım filmde açıkçası. Ama film Tim Burton filmi, haliyle yüksek beklentiyle izlemeye başladım, başlı başına bir fantastik film olarak değerlendirecek olsam belki bir puan daha fazla verebilirdim. Üzülerek 10 üzerinden 6 verebiliyorum Bayan Peregrine için.


Ama ne de olsa Tim Burton deyip bağrıma basacağım elbette filmi. Penny Dreadful dizisindeki muazzam başrolü sayesinde hayranlığımı yüze katlayan Eva Green var bir kere! Şekil değiştirdiği sahne hele, uzunca bir müddet gözümün önünden gitmeyecek gibi.


Çocukların gözlerini yemekten hoşlanan kötü adamlar sizi rahatısız etmiyorsa, 'farklı olan güzeldir' konseptiyle Miss Peregrine'in Tuhaf Çocukları, yetişkinler için olduğu gibi çocuklar için de izlemeye değer bir film. Tim Burton hayranıysanız film bittiğinde anlattığım sebeplerden ötürü biraz kafanız karışabilir ama fantastik hikayelerden hoşlandığınız için izleyecekseniz, zaman kaybı olduğunu düşünmeniz de imkansız görünüyor.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.