İnsanın bir sınırı var arkadaşlar. Geriliyorsun, geriliyorsun ve bir noktadan sonra artık gerilemiyorsun. Çünkü ya burnun kanıyor, ya başka bir fiziksel arıza çıkıyor ve sen bunlarla yaşayamaz hale geliyorsun. O zaman mecbur, gerilimlerini azaltıyorsun. Peki nasıl?


Baştan diyeyim. O kadar zor değil.





Ben çok stresli biriydim. Bir gün oturdum kendimle konuştum. Nasıl azaltırım bu stresi diye. Kendime dürüst oldum. Beni neler sıkıyor, daraltıyor, bunaltıyor tek tek sıraladım. Böylece ne kadarı benden kaynaklanıyor, ne kadarı başkalarından bunu anladım. Bunu anlayınca gerisi kendiliğinden geldi.


İki ayağımı kendi kendime bir pabuca koyardım, bundan vazgeçtim. Sakin sakin sırayla yapıyorum işlerimi. Evde de işyerinde de.




Dedim ki: “Yarın var mıyım yok muyum belli değil. En iyisi yarını düşünmeyeyim.” Günlük yaşamaya başladım. En fazla aylık. Bugün iyi miyim, iyiyim. Bu ayı çıkarır mıyım, çıkarırım. İyi, sonrasına sonra bakarım. Şimdiye odaklanınca epeyce sakinleştim.


Kendimle ilgili ince ayarları yaptıktan sonra etrafıma bakmaya başladım. Beni geren insanlardan uzaklaştım. Bu öyle hemen pat diye olmuyor, ama neticede oluyor.


Beraber çalıştığım kişilerin çok stres yayanları ile –benim eski halim gibi– daha az çaya kahveye çıkmaya başladım. Dedikodu sevenler ne kadar eğlenceli de olsalar insana zarar veriyorlar. Onları da daha az dinler, hiçbir şey anlatmaz oldum.


Hep negatif olan ama yakınım olmayan kimselerle ilişkilerimi neredeyse kestim. Aile içindekilere de hep olumsuz konuşmanın bir işe yaramadığını söyledim, iyisini düşünmeyi denemeyi teklif ettim. Bazısı denedi oldu, bazısı aynen devam ediyor. Ama ben stres kaldıramadığımı söylediğim için içim rahat. Bir şeye gerçekten ihtiyacı varsa yanındayım, ama gamlı baykuşluk ediyorsa onu yalnız bırakıyorum.





Bu arada yogaya başladım. Meditasyona değil, yogaya! Nefes alıp vermeyi, vücudumun unuttuğum noktalarına erişmeyi ve yavaşlamayı öğrendim.


Dertli ayrılık şarkılarını dinlemeye son verdim. Sadece sonu kötü biten değil, beni üzecek sahneleri olan dizileri, filmleri de izlemekten vazgeçtim. Komedi filmlerinde karar kıldım. Fantastik hikâyeler okumaya yöneldim.


Başkalarını da kendimi de eleştirmekten vazgeçtim. Daha bağışlayıcı bir insan oldum.


Aklıma kötü bir şey geldiğinde tam tersini hayal etmeye başladım.


Etrafımdaki, dünyadaki kötülüklere karşı bir şey yapamıyorum. Ama onu da her gün birine karşılıksız iyilik ederek dengelemeye çalışıyorum.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.