İstanbul Bostancı’daki Park Dedeman Otel’de dün sabah saat 10.30 sıralarında meydana gelen olay, iddiaya göre şöyle gelişti: Bir süredir otelde kalan 55 yaşındaki Harika Avcı, odasında silahla vurulmuş halde bulundu. Avcı, ambulansla Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Soruşturma başlatan polis, kayıtlara “silahla yaralama” olarak giren olayla ilgili, Avcı’nın sevgilisi olduğu iddia edilen 26 yaşındaki Yasin K.’yı gözaltına aldı. Yasin K.’nın, ifadesinde “Yaklaşık 1 haftadır otelde kalıyor. Zaman zaman yanına gidiyordum. Dün sabaha karşı da yanına gittim. Yattık. Saat 10.30 gibi kalktım. Köpeği gezdirmek için dışarı çıkacağım sırada yatak odası tarafından bağırış sesi duydum ama silah sesi duymadım. İçeri yöneldiğimde onu yaralanmış halde buldum” dediği öğrenildi.


Silah ve boş kovan inceleniyor

Olay Yeri İnceleme ekipleri, otel odasının duvarında 1 adet mermi izi ile 1 adet boş kovan buldu. Ayrıca Avcı’nın yatağındaki yastıkta barut izi tespit edildi. Olayda kullanılan ve odada bulunan silahın da Avcı’nın “şiddet gördüğü” gerekçesiyle daha önce 2 kez boşanma davası açıp davalardan feragat ettiği ama şu an ayrı yaşadığı eşi İbrahim Öztürk’e ait olduğu belirlendi. Göğsüne ve koltuk altına isabet eden 2 kurşunla yaralanan Avcı’nın sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı. Tedavisi süren Harika Avcı’nın, polise verdiği ifadesinde “Yanlışlıkla kendimi vurdum” dediği öğrenildi. Yasin K., Avcı’nın ifadesinin ardından serbest bırakıldı.


Eşi için evden uzaklaştırma kararı verilmişti

Harika Avcı, daha önce, kendisinden 24 yaş küçük eşi İbrahim Öztürk’ten şiddet gördüğü gerekçesiyle, 1 yıl arayla 2 kez boşanma davası açtı. Ancak 2 davadan da feragat etti. Avcı, menajeri İbrahim Öztürk ile 14 Şubat 2009’da nikâh masasına oturmuştu. Avcı, 2 ay sonra eşinin kendisini darp ettiğini iddia ederek polise sığındı. Ünlü oyuncu, mahkemeden eşi için evden uzaklaştırma kararı çıkarılmasını istedi, ancak 1 ay sonra “barıştıklarını” belirterek boşanmaktan vazgeçti. Avcı, 2009’un aralık ayında, boşanmak için bir kez daha mahkemeye başvurdu. Aile mahkemesine verdiği dilekçede, yine “eşinin kendisine fiziksel-psikolojik şiddet uygulamaya devam ettiğini, sinirlendiğinde evdeki bilgisayar, televizyon veya diğer eşyaları kırıp döktüğünü” kaydetti. Ancak 2011’in ocak ayında bu davadan da feragat etti. Harika Avcı, en son 25 Ocak’ta eşinin kendisini dövdüğünü ileri sürerek polise başvurup mahkemeden koruma kararı çıkarmıştı. Avcı’nın işyeri ve konutuna 2 ay süreyle yaklaşmamasına ve silahını yetkili kuruma teslim etmesine karar verilen Öztürk hakkında ‘tehdit’ suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.


Annesi ve üvey kardeşi ‘akli meleke’ raporu istemişti

Öte yandan Harika Avcı’nın üvey ağabeyi Ahmet Önengil ile annesi Sabriye Ocak, 2006’da mahkemeye başvurarak, ünlü oyuncunun “alkol bağımlısı” olduğunu iddia etmiş ve vesayet altına alınması talebinde bulunmuştu. İkili, “akli melekelerinin yerinde olup olmadığının” tespiti için Avcı’nın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilmesini istemişti. Ancak hastanede Avcı hakkında hazırlanan raporda, “ünlü oyuncunun herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığının bulunmadığı” belirtilmişti.


Şiddet gören ünlü kadınlar şikâyetlerinden neden vazgeçiyor?

Öte yandan, Türkiye ’de kadına şiddetin bir türlü önüne geçilemiyor. Ne çıkarılan yeni yasalar kâr ediyor, ne de şiddet karşıtı kampanyalar. Kadına şiddet, bazen fiziksel, bazen psikolojik, bazen de cinsel boyutta kendini gösteriyor; genç - yaşlı, zengin-fakir ya da ünlü – ünsüz dinlemiyor. Geçtiğimiz hafta 3 ünlü kadın, şiddete maruz kaldıkları için gündemdeydi. İlk olarak ünlü kabadayı Dündar Kılıç’ın torunu Onur Özbizerdik’in, manken sevgilisi Melis Çakır’ı 3 saat dövdüğü haberi geldi. Daha sonra sunucu Ece Erken mahkemeye başvurdu ve eşi Serkan Uçar’a karşı polisin kendisini korumasını istedi. Son olarak da daha önce eşine açtığı boşanma davasından feragat eden oyuncu Bade İşcil, “hem bebeğinin hem kendisinin can güvenliğinin olmadığını” belirterek adliyenin yolunu tuttu. Eşi Malkoç Süalp’in şiddetine maruz kaldığını öne süren İşcil, mahkemeye “sığınacak bir yeri olmadığını” da söyledi. Mahkeme Bade İşcil’e barınma ve ekonomik destek sağlanmasına karar vererek, eşine de 2 ay süreyle İşcil’e yaklaşmama tedbiri getirdi. İşcil, koruma kararının ardından eşine ikinci kez boşanma davası açtı.


Ancak ünlü bile olsa, şiddet gören pek çok kadın, eşlerine ya da sevgililerine açtıkları davalardan bir süre sonra feragat ediyor. Peki neden? Bu ‘şiddete tahammül’ psikolojisini uzmanlara sorduk.


‘İkinci şansta şiddetin dozu da artıyor’


Psikiyatr Tanju Sürmeli: “Çiftler bu gibi durumlarda ya ölüm korkusuyla ya da karşısındakine ikinci bir şans vererek şikâyetini geri çekebiliyor. Ama bilimsel çalışmalar, ilişkilere ikinci bir şans verildiğinde şiddetin daha da arttığını gösteriyor. Korkarak ya da anlaşarak şikâyetinizi geri alsanız da karşınızdaki kişi şiddeti tekrarlıyor. Güvenlik güçlerinin tarafları barıştırdığı vakalarda da tekrarlanan şiddet çok fazla. Evlilik, aşk gibi ilişkilerde beynimizde irademiz dışında hareket eden bir bölge var. Orası bizim dışımızda ya da bizden önce karar veriyor. Bir de şiddet mağduru kadın özellikle çocuk nedeniyle göz yumabiliyor yaşadıklarına. Oysa şiddet ortamında yaşayan çocuğu daha kötü bir hayat bekler.”


‘Mobbinge maruz kalıyorlar’


Psikolog Kerem Doksat: “Boşanma davası açtıktan sonra feragat eden ünlüler, aslında bir tür mobbinge maruz kalıyor. Konuşmalarına izin verilmiyor, hakları yeniyor, özgürce kendilerini ifade edemiyorlar. Medyada sürekli görünen bu insanlar, bir şekilde meşhur olmanın faturasını ödüyor. Büyük şöhretlerin faturası da ağır oluyor.”


‘Bazen iftiralar olabiliyor’


Ceza Hukukçusu Yılmaz Yazıcıoğlu: “Her şeyden önce bu 3 ismin yaptıkları şikâyetin doğru olup olmadığına bakmak gerek. Eğer gerçekten şiddete uğruyorlarsa, devlet şikâyetlerini geri çekmelerine bakmadan onları korumalı. Ancak Türkiye’de bazen bu konu kötüye kullanılabiliyor, sansasyonel niyetlere ve iftiralara alet edilebiliyor. Savcılığın bunu araştırıp tespit etmesi gerek.

Resmi makamları yanıltmak söz konusu ise bu da cezai işlem içerir. Ama şiddet gerçekse, şikâyet olmasa bile, devlet boşanma davasına kadar götürmeli işi.”


‘Baskı yapan için tehdit suçu doğar’


Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar: “Burada, şikâyetin geri alınması konusunda baskı yapan kişi için de tehdit suçu doğar. Bazı suçların takibi şikâyete bağlıdır. Şikâyetin geri alınması halinde bu suçlar soruşturulmaz. Mesela hafif nitelikte, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek yaralamalar. Şiddet manevi ise yine şikâyete bağlı olmayan soruşturma için mağdurun ruhsal çöküntüsünün büyük olması gerekiyor.”




Haber: Hayati Arıgan-Öznur Karslı

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.