İnternet bağımlılığı, özellikle çocuklarda ve ergenlerde, benlik duygusunun gelişmemiş olması sebebiyle daha sık rastlanan bir sorun. Gençler arkadaşlarıyla online iletişim, çevrimiçi oyunlar ve sohbet odalarında saatlerini geçirebiliyor. Cinsiyet olarak incelediğimizde, erkeklerde kızlardan 2-3 kat daha sık rastlanıyor. Ancak, internet başında geçirilen süre bağımlı olunup olunmadığının kriteri olamaz. Kriter, normal yaşantısını aksatıp aksatmaması, depresyon, uyku bozukluğu, kaygı gibi sorunlara yol açıp açmadığıdır. Bunlar, kişinin insan ilişkilerinde, iş veya okul yaşantısındaki sorunlar. Bir de internete girmediği zamanlarda huzursuzluk ve sıkıntı hissediyor olması gerekir.

İnternet bağımlılığının sebepleri

İnternet sayesinde kişi ihtiyacı olan her türlü şeye en kolay ve kestirmeden ulaşabiliyor. İstediği bilgiye, istediği giysiye, istediği eve, istediği arabaya, aklınıza ne gelirse internet üzerinden ulaşabiliyor. Üstelik kişiye aradığı şeyle ilgili yeterli araştırma yapma imkânı da sağlıyor.

Kişi, sosyal mecralarda imajını istediği yönde oluşturarak, normal yaşam içerisinde olamayacağı kişiliklere bürünerek, istediği yönde bir sosyal çevre yaratarak ihtiyacı olan tatmini elde ediyor. Örneğin “klavye erkekliği” denen bir kavram bile var. Burada çekingen kişilik yapısına sahip kişi, internet ortamına gelince kabadayı rolüne bürünebiliyor. Veya çeşitli yazılım uygulamalarla görüntüsüne makyaj yapıp kendisini olduğundan farklı ve güzel gösteren bir genç kız için aldığı beğeniler tatmin kaynağı oluyor.

Yasaklamak çözüm değil!

İnternet, iş yerimizden cep telefonumuza, evimizden okulumuza kadar artık her yerde hayatımızın bir parçası. Bu durumda tamamen ondan uzak kalmaya çalışmak veya çocuklarımıza yönelik yasakçı bir tutum içinde olmak işimize yaramayacaktır. Başarmamız gereken risklerinin farkında olmak ve bilinçli kullanmayı öğrenmek, çocuklarımıza öğretmektir.

Her şeyden önce çocuğumuza bilinçli internet kullanımı konusunda rol model olmalı ve yaşayacağı herhangi bir rahatsızlıkta bize başvurabileceği güvenini yaşatmalıyız.

İnternette gördüğümüz her bilginin doğru olmadığının, gerekli bilgiyi farklı ve güvenilir kaynaklardan kıyaslayarak sınamamız gerektiğinin bilincinde olmalı, çocuklarımıza bu bilinci aşılamalıyız.

Alternatif ilgi alanlarının olması kişiyi o noktada besler. Eğer haz aldığı tek kaynak internet olursa kişinin kopuşu zor olur. Dolayısıyla yeni sosyal faaliyetler ve ilgiler oluşturmamız internet bağımlılığıyla mücadelede bizi destekleyecektir.

Şunu biliyoruz ki iletişimin ve uyumun güçlü olduğu ailelerde bağımlılık konusu daha kolay çözüme kavuşur. Onun için aile ilişkilerimizi gözden geçirmeli, sorun yaşadığımız yanlar varsa bunları çözmek için harekete geçmeliyiz. Gerekirse bir uzmandan yardım alabiliriz.