Türk sinemasının tartışmasız en önemli isimlerinden biri Oya Aydoğan. Ama benim için çok başka bir anlamı var. Çünkü o benim çocukluk kâbusum. Neden mi? Hayatımda resmi evrakla ilk tanıştığım gün üzerinde Oya Aydoğan yazıyordu. Ne zaman bana uçak bileti alınsa sonuç değişmiyordu ve biletimde Oya Aydoğan yazıyordu.


17 yaşındayım ve bir dergide ilk kez bir haberim yayınlanacaktı. Heyecanla derginin çıkmasını bekledim. Haber 1 Nisan’da yayınlandı ve imza Oya Aydoğan’dı. Aradan yıllar geçti. Perşembe akşamı Bloomberg HT’de ekrana gelen Yerli Dizi programımda buluştuk ve geçmişi konuştuk.


Oya Hanım, ben yıllarca adım Oya Doğan dedim insanlara ama insanların beynine nasıl kazındıysanız hep Oya Aydoğan yazdılar...

Ben bu sevgiyi fedakârlıklar karşılığında kazandım. 34 yıllık meslek hayatımda hayranlarım benim için hep ön planda oldu. Oyunculuk yapabilmek için çok savaş verdim. Karşılığında aile hayatım olmadı. Oyunculuk uğruna evliliğim bitti. Ama hayata bin kere gelsem yine Oya Aydoğan olmak isterdim.


Türk sinemasında çok ciddi bir varlığınız var ama son yıllarda hep dizilerde izliyoruz sizi. Bugünden geçmişe baktığınızda nasıl bir değişim görüyorsunuz?

İyi ki diziler çıkmış. Yoksa biz nasıl para kazanacaktık? Senerlerce Oya Aydoğan olduktan sonra gidip bir Fransız kolejinde öğretmen olamazsın. O yüzden ben dizilere çok saygı duyuyorum. Oya’cım sinema gerçekten aşk ve gerçekten dizi sinemadan farklı. Mesela bizim sette kuaförümüz yoktu, saçlarımızı bigudilerle geceden sarardık. Kıyafetleri kendimiz ayarlardık. Sahte takı takamadığımız için zengin akrabalarımızdan mücevher alırdık. Para yoktu. Ben senede 50 filmde oynardım. 8 sene sonra küçük bir ev alabildim.


Bazen “Neden bu kadar cefasını çektim?” diyor musunuz?

Asla demem. Karşılığında büyük bir sevgi aldım. Mesela Bülent Ersoy’la gezerken onun peşinden koşulmasına alışığım ama ‘Bez Bebek’ten sonra benim peşimden çocuklar koşmaya başladı. Bülent kenarda durup beni bekliyordu. O dizinin bana çok yararı oldu. Bu sevgi için her şeye değer.


Sizin kuşağın hem oyuncularla hem de gazetecilerle arası çok iyi. Son dönem gazeteci-oyuncu ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Basına konuşmamayı bir şey zannediyorlar. Mesela Cem Yılmaz ve Mahsun Kırmızıgül, şimdi kimseyle konuşmuyorlar. Cem Yılmaz bir kanalın gecesinde oturduğu yerden fırlayıp dansçı kızlarla şov yapardı. Buralara gelene kadar ikisi de büyük fedakârlıklar yaptılar. Ama onlar bugünkü hallerini görüyorlar, geçmişi unuttular.


Beren, Kıvanç ve Kenan Star!

Yeşilçam’da starlık vardı. Bu devirde starlar var mı?

Eskiden bir filmde Türkan Şoray varsa alt kadro tanınmamış insanlardan oluşsa da iş giderdi. Ama bugün star denilince aklıma Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ ve Beren Saat geliyor. Ama kimse bir dizide bu isimler oynuyor diye izlemez. Mutlaka alt kadronun da iyi oyunculardan oluşması gerekiyor.

Sizin için Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi erkek ve kadın oyuncusu kim?

Gelmiş geçmiş en iyi oyuncu, yeri doldurulamayacak isim kesinlikle Yılmaz Güney’dir. Çok erken öldü. Eğer o yaşasaydı Türk sinemasını dünyaya tanıtan isim olacaktı. Ama en iyi çift diye soruyorsan Türkan Şoray ve Kadir İnanır’dır.


Biraz özel hayatınızı konuşalım... Aşkla aranız kötü mü bu aralar?

Hayatımda biri yok ve şu saatten sonra biriyle olacaksam işime saygı duyması gerekir. Çünkü bugüne kadar hayata işimi kıskanan, Oya Aydoğan’ın yanında ezilen insanlar girdi. Bir de yalnız çok rahatım.


“Tiyatrodan sıkılıyorum!”

Neden bugüne kadar tiyatro yapmadınız?

Verilen emeğin karşısında maddi imkânı çok az. Ben yüksek sesle konuşmaktan bile çekinirim. Tiyatroya gitmeyi de sevmiyorum, çok sıkılıyorum. Bir oyun izlerken “Bitse de gitsem” diyorum. Ama tiyatro önemli bir sanat, siz mutlaka gidip izleyin.


Röportaj: Oya Doğan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.