Çölyak nedir?
Ülkemizde çok yaygın görülmesine rağmen çölyak hastalığı az biliniyor. Genetik bir hastalık olarak tanımlanan çölyak, her yaşta ortaya çıkabilir. Çocuklarda tanısı daha kolay konulan bu hastalık büyüme geriliği, sebepsiz karın ağrısı, iştahsızlık, hazımsızlık, gaz şikâyetleri, yağlı ve kötü kokulu dışkılama gibi belirtiler gösterir. Günümüzde her 200 kişiden birinin sorunu haline gelen çölyak hastalığının nedenini, yiyeceklerin içinde bulunan glüten maddesi oluşturuyor.
Dr. Aytaç Keskineğe, Çölyak hastalığının genetik geçiş gösteren bir bağışıklık sistemin rahatsızlığı olduğunu belirtti. Çölyaklı kişiler buğday, arpa ve çavdarda bulunan protein olan glütene karşı hassastırlar. Genel popülasyonun yüzde 30’u çölyak hastalığı genini taşımaktadır. Ancak çölyak olan kişilerin yüzde 5’i hastalıkla ilgili semptomları gösterir.
Emzirerek bebeğinizi çölyak hastalığı’ ndan koruyun!
Yapılan çalışmalar emzirmenin bebeği çölyak hastalığından koruduğunu gösteriyor. Emzirme sırasında anne sütünden bebeğe az miktarda glüten geçer. Bu da bebeği çölyak hastalığından korur ya da en azından hastalığı erteler. Ayrıca yaşamın ilk aylarında glütenden zengin beslenmenin ciddi risk yarattığı bilinmektedir. Yaşamın ilk 4-6 ayında sadece anne sütü ile beslenme bu açıdan çok önemlidir. Çölyak hastalığı her yaşta ortaya çıkabilmesine rağmen 8-12 aylık çocuklarda daha sık görülmektedir.
Çölyak hastası olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Çölyak hastalığının tanısı şikâyetlerin değişkenliği yüzünden zor olabiliyor. Ancak tanıyı destekleyen laboratuar bulguları hastanın glütenden zengin ve glütenden fakir beslendiği dönemler arasında ortaya çıkan farklılıklar dikkate alınarak kolaylaştırılıyor. Her ne kadar hastanın damarından alınan kan örnekleri ile çalışılan testler tanıya yardımcı olsa da bazı hastalarda, tedavi ile ortaya çıkan etkilerin görülebilmesi için, ince barsak biyopsisi gerekebiliyor.
Çölyak hastalığının çocuklarda görülen belirtileri nelerdir?
12-24 aylık bebeklerde ishal veya kabızlık kusma, mide gazı, şiddetli karın ağrısı, kilo kaybı, gelişim geriliği ve kas kaybı, anemi. Bu belirtiler varsa mutlaka Çölyak akla getirilmesi gerekiyor.
Çölyak hastalarının tek tedavisi glütensiz diyet!
Çölyak hastalığı olan insanlar glütensiz diyetle beslendiklerinde bağırsaklarında oluşan harabiyet düzelir. Ama bu düzelmeye aldanıp tekrar glütenli gıdaları tüketmeye başlamaları halinde hastalığın bulguları yeniden ortaya çıkabilir. Çölyak hastalığının tek tedavisi glütensiz diyet. Buğday, çavdar, arpa ile bunlardan yapılan her türlü yiyecekten uzak durmak gerekiyor. Diyette tahıl grubundan pirinç ve mısırdan yapılan yiyecekler tüketmeye özen göstermek yerinde olur. Ayrıca teflon, tahta kaşık gibi mutfak aletleri ne kadar iyi temizlenmiş olsa bile gözeneklerinde glüten kalıntıları kalabilme riski olduğundan bu tür materyalleri kullanmamaya itina gösterilmesi gerekiyor.
Çölyak teşhis edilene kadar bir hastalık, teşhisten sonra ise yaşam biçimidir
Çölyak hastalığı ince bağırsağın, gluten adlı proteine karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi, hassasiyetidir. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllar gluten içerir. Beslenme ve Diyetetik bölümündan Dyt. Merve Sena Nazlı, çölyak ile ilgili detaylı bilgiler verdi.
Fırının önünden geçerken ekmeğin o güzel kokusunu aldığınızda, çok aç olup markete girip yiyebileceğiniz hiçbir şey bulamadığınızda, arkadaşlarınızla buluştuğunuzda onlar pizza, lahmacun, waffle, makarna, simit, gofret yerken, siz sadece su içebildiğinizde, etrafınıza çölyağı anlatıp ‘Ekmeksiz hiç yaşanır mı?’ deyip kahkahalar attıklarında, sıcak yaz aylarında serinlemek için dondurma yemek istediğinizde kendinize uygun dondurma bulamadığınızda neler hissedersiniz? Başta Türk toplumunun olmazsa olmazı ekmek, pide, simit, poaça, börek, pizza, hamburger, iskender, yaş pasta, şerbetli tatlı, ekler, profiterol, kurabiye, waffle, çikolata, çiğ köfte ve daha birçok yiyecek hayatınızda olmayacak, bunlarla kalmayıp diş macunları, rujlar, kremler, şampuanlar, ilaçlar ve karton bardaklarda dahil olmak üzere artık kullandığınız her ürünü detaylı bir şekilde araştırmanız gerekecek ve emin olmadığınız hiçbir ürünü alamayacaksınız.
Örneğin bulunduğunuz ortamda çikolata ikram edildi durumunuzu anlatarak ikramı geri çevirmek zorunda kaldınız, çevrenizin size karşı anlayışlı olmalarını beklerken ‘Bir lokmadan bir şey olmaz, tadına bak hatırım için’ diye bir tepkiyle karşı karşıya gelirsiniz. Oysaki sizin tüketeceğiniz o bir lokma yıllardır hiçbir kaçamak yapmadan uyguladığınız glutensiz diyetinizi tamamen bozup sindirim sisteminizde büyük sorunlara yol açacaktır. Bağırsak floranız bozulduğu için çok şiddetli karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, vitamin eksiklikleri, yorgunluk, halsizlik, deri hastalıkları gibi birçok sorun yaşayacaksınız. Eğer bu kaçamağı gelişme çağında bir çocuk yaptıysa tüm bu rahatsızlıkların dışında gelişme geriliği yaşamasına sebep olacaktır.
Çölyaklılar için 1 ton yemekte 1 kaşık gluten bile çok zararlıdır
Yemek hazırlığı sırasında glutenli gıdalara değmiş, bulaşmış çatal, kaşık, tava, tencere, süzgeç, tabak gibi gereçler kesinlikle çölyaklı kişilerin gıdalarına dokundurulmamalıdır. Tahta kaşıklar, teflon tencereler, kesme tahtaları yeterince yıkansa dahi gluteni absorbe ederek çölyaklılar için tehlikeli olmaktadır. bu gereçler sadece çölyaklı kişilere ait olmalı, glutensiz yiyecekler dışında kullanılmamalıdır.
Çölyak hastalığın belirtileri nelerdir?
Çölyak belirtileri geniş bir yelpazeye yayılır. Genellikle ishal, karın ağrısı gibi tipik yakınmalara sebep olur ancak bağırsaklara yönelik herhangi bir bulgu olmaksızın da başka sistemlere ait yakınmalarla da kendini belli edebilir. Bu yüzden çölyak zor tanı alan hastalık olarak bilinir. Atipik belirtiler nedeniyle çölyak akla gelmeyebilir ve sadece semptoma yönelik tedavi alır ve tanı gecikir. Çölyak hastalığı çocukluk döneminde ortaya çıkabileceği gibi 80li yaşlarda da görülebilmektedir. Bu yüzden belirtileri olan her yaş grubunda çölyak akla gelmelidir.
- Karın bölgesinde öne doğru şişkinlik
- Yaşa göre kilo azlığı
- Kas zayıflığı (Potasyum, Magnezyum Yetersizliği
- Kansızlık (Demir ve B12 vitamin eksikliği, ilaç tedavisine rağmen geçmeyen ve tekrarlayan)
- Dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacı artması
- Kusma
- Bezginlik
- İştahsızlık
- Büyüme geriliği
- Açık renkli, kötü kokulu dışkı
- Gaz
- Ağız içinde oluşan aftlar
- İştahsızlık, gaz şikayetleri
- Sinir hasarı (B12 ve B1 vitamin eksikliği)
- Eklem ve kemik ağrıları
- Kemik erimesi (Osteoporoz)
- Saç dökülmesi
- Sinirlilik
- Ciltte kaşıntılı döküntüler
- Kısırlık (Adet bozukluğu, düşükler)
- Nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları ve enzim yüksekliği
- Çeşitli tiroid bezi hastalıkları
- Migren tipi baş ağrıları
- Şeker hastalığı
- Geçmeyen, kaşıntılı cilt yaraları
- Deride renk açılması (Vitiligo)
- Ağrılı deri hastalığı (Dermatitis Herpetiformis)
YORUMLAR