Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun istatistiklerine göre ülkemizde her yıl 160 binden fazla kişi kansere yakalanıyor. Bu kabaca günde yaklaşık 450 insanımıza kanser teşhisi konduğu anlamına geliyor. Tablo her ne kadar vahim gibi gözükse de, kansere karşı doğru beslenme silahını kullanarak kansere yakalanma riskini azaltmak mümkün.


Uzman Diyetisyen İrem Gündoğan, kanser düşmanı besinlerle kanserden nasıl uzak durabileceğimiz ile ilgili önemli tavsiyeler verdi.


Kanserin oluşumunda genetik faktörlerin de etkisi söz konusu olmakla birlikte sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, alkol ve tütün kullanımı gibi kalıtsal olmayan faktörler ciddi risk unsurlarıdır. American Cancer Society (Amerikan Kanser Derneği) sağlıklı bir diyet eşliğinde ideal kilonuzu koruyup, yetişkinler için haftada en az 150 dk. orta yoğunlukta egzersizle alkol ve tütün ürünlerinden kaçınarak yaşam boyu kansere yakalanma riskinin önemli ölçüde azaltılabileceğini belirtmiştir. Organik olmayan gıda maddelerinde yüksek oranda kimyasallar olduğunu unutmayın. Bu nedenle en iyisi mevsimin sebze ve meyvelerini tüketmektir. Bunun dışında unlu ve şekerli gıdalardan uzak durulan, Akdeniz tipi diyet ve haftada yarım kiloyu geçmeyen et tüketimi temel diyet prensibi olmalıdır. Toplum olarak iyi tarım uygulamalarını desteklemeli; organik ürün talep etmeli, katkı maddeleri ve GDO içeren ürünlerden uzak durmalıyız.



Kanserden korunmada yardımcı olan besinler nelerdir?


Sarımsak: Sarımsağın aktif bileşeni olan di-alil-disülfidinin hem tümör oluşumunu hem tümör gelişimini engellediği bildirilmektedir.


Omega 3 kaynakları (Hamsi, istavrit, uskumru gibi yüzey balıkları): Haftada 2-3 kez tüketilmesinde fayda vardır.


Ceviz: Her gün 3-4 adet tüketilerek bu besinlerin koruyu özelliğinden faydalanılabilir.


Kırmızı meyveler (Yaban mersini, böğürtlen, çilek, siyah üzüm): Yaban mersini, böğürtlen, çilek, siyah üzüm, nar gibi kırmızı meyveler, içeriğindeki fenolik ve flavonoid gibi biyoaktif bileşenler sayesinde anti-kanser özelliktedir. Günlük meyve tüketiminin ortalama 2-3 porsiyon olduğunu düşünürsek bunun 1 porsiyonunu kırmızı meyvelerden tercih edilmelidir.


Brokoli/ Brüksel lahanası: Bu sebze gruplarının haftada 3 kez tüketilmesinin kansere karşı koruyu olduğu bulunmuştur. Brokoli filizlerinde bulunan sulforofan ve indol-3 carbinolün tümör hücrelerinin büyümesini yavaşlatma etkisi arttırmak için mide hassasiyeti bulunmuyorsa çiğ tüketimi önerilir.


Soya fasulyesi: Soya fasulyesi veya soya filizi östrojen hormonuna olan etkisiyle mesane kanserini önlediğine dair pek çok çalışma vardır. Ancak meme kanserinde kaçınılması gereken besinler grubunda yer almaktadır.


Yeşil çay: Yeşil çaydaki epigallokateşin-3-gallat (ECGC) başta olmak üzere kateşin karışımlarının kanser önleyici etkilerinin olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur.


Kefir: Saccoromyces, steptoccoccus, cremoiris ve betabacterium caucasum gibi bazı yararlı mantar ve bakteri karışımlarını içeren kefir, immün sistemi güçlendirerek koruyucu etki sağlamaktadır.


Zerdeçal: Zerdeçaldaki kurkumin maddesi, antiinflamatuvar ve antioksidan etkisi sebebiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılmaktadır.



Hangi yiyecek hangi kanserden korunmada etkili?


Zerdeçal (kurkumin): Kolon, pankreas, meme kanseri.

Yeşil çay: Meme, prostat kanserleri.

Soya fasulyesi: Prostat, mesane kanserleri.

Kırmızı meyveler: Kolon ve prostat kanserleri.

Brokoli: Kolon kanseri.


Kanseri tetikleyen besinler nelerdir?


Kanserojen etkisi olan bazı besinler şunlardır:


Yüksek rafine şekerler: Yüksek rafine şeker tüketimi hem kilo artışına sebep olmaktadır ve obezite kanser için risk faktörlerinde ilk sıralardadır.


İşlenmiş et ürünleri: İşlenmiş et ürünleri (salam, sosis, sucuk gibi) koruyucu olarak kullanılan nitrit ve nitrat sebebiyle kanserojen etkisi olan yiyeceklerdir.


Yıkanmamış sebzeler: Pestisit, BPA gibi kimyasallardan korunmak için çok iyi yıkanmalıdır.


Dip deniz mahsulleri: Deniz ürünleri ve balıklardaki civa gibi ağır metallerden korunmak için midye ve dip balıklarının tüketimi sınırlandırılmalıdır.


Sigara: Bazı çalışmalara göre uzun sürede günde tek bir tane dahi sigara içilmesi, kansere neden olabiliyor. Bu açıdan nargile, puro ve pipo gibi diğer tütün türevlerini içmek ve pasif içicilik de risk taşıyor.


Alkol: Kanserden uzak durmak için alkolünden hayatımızdan çıkarılması önem taşıyor.


Bazı hayvan yemlerinde bulunan antibiyotikler: Hayvan yetiştiriciliğinde kullanılan bazı antibiyotiklerin risk faktörü olabileceği düşünülmektedir.



Kemoterapi alanlar nasıl beslenmeli?


Kemoterapi sürecinde bulantı ve kusmaya karşı neler yapılmalı?


  • Besin çeşitliliği sağlanmalı, az ve sık beslenme yapılmalıdır. Günlük protein ihtiyacının karşılanması önemlidir.

  • Tat duyusu değişikliği sebebiyle besinler önce az miktarda denenmeli, kişinin reaksiyonuna göre devam edilmeli, istemediği yiyeceğe karşı zorlanmamalıdır.

  • Zencefil, nane ve limonlu içecekler kullanılabilir.

  • Yüksek yağlı yiyecekler ve yemekle birlikte fazla sıvı tüketmek bulantıyı artırır.

  • Patates püresi, yağsız tost ve krakerler daha sık kullanılabilir.

  • Sevilen baharatlar kullanılabilir ancak yoğun baharatlı ve acılı yiyecekler mide bulantısını tetikleyebilir.

  • Kusma oluyorsa sıvı alımı artırılmalıdır.

  • Ağız kuruluğu oluyorsa 1-2 saatte bir, 1 bardak ılık suya çeyrek çay kaşığı karbonat ve 1/8 çay kaşığı tuz katılarak yapılan karışımla gargara yapılıp durulanmalıdır.


Bu içerikte yer alan bilgiler tıbbi tavsiye yerine geçmez. Rahatsızlıklarınız için doktora başvurunuz.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Süper
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.