Paris, şatafat ve görkemden hoşlanan, müze seven ve tatlı aşıkları için bulunmaz bir tatil alternatifidir. Paris demek, Eyfel Kulesi, Seine Nehri, Notre Dame, Montmartre Tepesi, Moulin Rouge, Louvre, Disneyland Tuileries Bahçesi, Concorde Meydanı, Şanzelize (Champs-Elysées) ve Zafer Takı (Arc de triomphe de l’Étoile) demektir.
Paris tatilinizin can alıcı noktası, kaldığınız yerdir. Size Avenue Carnot’da (avenue: cadde) kalmanızı tavsiye ederim. Ben Hotel Astrid’de kaldım. Odaları, manzarası süper havadar. Sabahları meyveli yoğurt, kruvasan ve reçelsiz yapamıyorlar. Bu kadar çok şekerli yiyerek nasıl zayıf kalıyorlar, diye düşünüyorum. Ama gittiğimde anladım ki herkes inanılmaz yürüyor! Ben hayatımda böyle yürüdüğümü hatırlamıyorum. Günlük 30 bin ortalama yaptım. Şu an fizik tedavi görüyorum. Pert oldum.
Şeker memleketi Paris
Lezzetli, görkemli pastalara ve makaronlara hazır mısınız? Oturunca fiyatların arttığı tatlı dükkanına hoş geldiniz. En ünlü tatlısı “ispahan”mış. En leziz makaronu ise “Marie Antoinette” ve onun adını taşıyan keki. İçinde siyah çay ve gül barındırıyor. Çikolataya bulanmış makaronları ve fıstıklı mini pastası enfes…
Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesi tırmandıkça para artıyor. 25 Euro verip güvenlik kontrolünden sonra direkt ilerleyebilirsiniz. Paris için hep 2 sıra var: Asansör ve merdiven. Elbette asansör bir tık fazla ücretli. Ziyaret saatleri 09.30-23.00 arası ama geceleri orası satıcı doluyor. 1 euro diye bağırıyorlar. Bir daha gideceğim zaman mutlaka Eyfel’e gece gideceğim. Saat başı yapılan ışık gösterisi muhteşem.
Bizim Bağdat Caddemiz, Avenue des Champs-Elysées
Tüm global markaların yüksek oranda olduğu bu geniş Bağdat Caddesi olan Şanzelize, Zafer Takı’nı da içine alıyor. Aynı bizim Bağdat Caddesi, orada Five Guys’ta hamburger de yiyebilirsiniz.
Tuileries Bahçesi (Jardin des Tuileries) ve Disneyland
Yazılası değil, nefesi içine çekilesi yer. Paris’in akciğeri… Gidin mutlaka! Disneyland’a ise 107 Euro verip kim girmek ister? Bahçesinde marketleri ve satıcılarını dolaş, yeterli. Disney Store’lar o kadar eğlenceli ki daha giriş ücreti vermeden çocukluğuna dönüyorsun.
Montmartre Tepesi ve Moulin Rouge
Paris manzarası istiyorsan mutlaka bu tepeye bir uğramalısın. Paris'in en yüksek rakımı olan, ressamların o müthiş çizgileri tuvale yansıttığı yerdir. Üzerine, Moulin Rouge da orada. Gerçek bir gösteri izlemek isteyenler bu gösteriyle tatmin olacaktır. 277 Euro verelim mi? Biraz daha uygun olsun diye 23.00’da 77 Euro’ya da var ama hizmet eksik, otele dönüşte metro da bulunmuyor.
Notre Dame
Metroda indiğiniz duraktan hemen karşınıza çıkıyor. Bilet makinelerinden numara alıyorsunuz. İki kulesi olduğunu ve 400 basamak çıkmanız gerektiğini de unutmayın. Ücretli bilet gişesine çıkmak için yine merdiven çıkıyorsunuz. Çatı gibi görünen dar yol aslında diğer kuleye geçişi sağlıyor. Kuleleri gezdikten sonra ancak zemindeki katedralin içini gezebiliyorsunuz.
Hayal Kırıklığı “Cafe de Flore”
15 Euro’ya satılan dondurmalı profiterolü, acı kahvesi, seni dinlemeden giden ve asla gülmeyen garsonları olduğunu söylemediler. Dediler ki “ünlü Fransız yazarlar ve Karl Lagerfeld oraya gidermiş.” Ne yiyeceklerine karar veremeyen tatlı Türk sevgililer, sizi de unutmayacağım. Onlar da bizim gibi Roma ve Paris yapacaklardı, umarım güzel geçmiştir.
Ölmeden önce Louvre’u görün!
Dünyanın en büyük sanat müzesi olan Louvre, salı günleri kapalı oluyor.15 Euro giriş bileti olan müzeyi gezmek, koşar adım 4-5 saat sürüyor. Vestiyere eşyalarınızı ücretsiz bırakabilirsiniz. 15 Euro giriş bileti olan nadide eser, hepimizin bacısı MONA LISA’nın ayrı odada sergilendiği müze enfes.
Ebru Küçükgökdemir
YORUMLAR