Çevreme bakıyorum, birçok insan kendisiyle barışık değil. Kendilerini sevmiyorlar. Kendilerinden memnun olmadıkları her davranışlarından anlaşılıyor. Kendilerini yargılıyorlar, eleştiriyorlar, suçluyorlar. Gözleri hep etrafta, içlerine düştükleri durumun sorumlusunu arıyorlar. Dönüp hiç kendilerine bakmıyorlar. Bir dönüp baksalar, ne büyük değerlere sahip olduklarını, ne kadar güçlü, ne kadar yetenekli olduklarını görürler. Bu zenginliğin içinde neden mutsuz ve huzursuz olduklarına kendileri de şaşırırlar.


Kendinizi değerlendirmeyi, kendi değerlerinize ulaşmayı ve kendinizi kabul etmeyi öğrendiğinizde yaşamınızdaki çok şey değişecektir. Kendinizdeki eşsizliği ve gücü gördükçe, nelere ulaşabileceğinizi, neleri yapabileceğinizi hissettikçe kendinize olan güveniniz artacak, düşünme biçiminiz değişecek, insanlarla olan ilişkileriniz ve yaptığınız seçimler de farklı hale gelecektir.


Yalnız kendinize değil bir de dönüp içinde yaşadığınız dünyaya bakınız. Güneşin sıcaklığı, suların berraklığı, doğanın rengârenk cıvıltısı, mehtabın aydınlığı, muhteşem güzellikler oluşturuyor etrafımızda. Bu güzelliklerin içinde mutsuz ve huzursuz olmak kadar akılsızca bir davranış olamaz.


Ağustos ayında Çeşme’deydim. Boyalık Plajı’nın altın sarısı kumsalında güneş kumun her tanesini bir mücevher gibi parlatıyordu. Denize girdim, deniz sanki kristalden bir çarşaf gibi tüm şeffaflığı ile bedeni sarıyordu. Öyle yumuşak hissedilen bir esinti vardı ki güzellikleri birbirine katıp harmanlıyor, nefis bir serinlik yaratıyordu. Mankenlere taş çıkartacak güzellikte bir genç kız ile müthiş yakışıklı kara yağız bir delikanlı yanımdaki şezlonglara geldiler. Bir süre oturduktan sonra genç kız hesap sormaya başladı. Anladığım kadarıyla bir gece önce olan kavgaları gündemdeydi. Hep münakaşa ettiler. Ne birbirlerinin güzelliğini, ne çevredeki güzellikleri göremediler. Birbirlerine olan davranışları ve ses tonları ise hiç onların hayranlık uyandıran güzelliklerine yakışmıyordu.


Aynı günün akşamı bir sahil lokantasında yemek yiyorduk. 40 yıllık evli iki arkadaşımızın boşanmak üzere mahkemeye başvurduklarını öğrendik. Evleri var, emekli aylıkları var, pırlanta gibi çocukları, torunları, her şeyleri var, ama huzurları yoktu. Var olan her şeylerinin farkında olmadan birbirleriyle çekişiyorlardı.


Yaşamımız kendimizi mutlu ve huzurlu hissetmemizi sağlayacak fırsatlarla doludur. Dünya, havasıyla, suyuyla, güneşiyle, mehtabıyla gerçek bir cennettir. Çevremizdeki insanların ise hepsi bizim gibidir, bizim kardeşimizdir. İnsanlar başlarını yukarılara kaldırmıyorlar. Düşük seviyelerde dolaşıyorlar. Kendilerinde mevcut olan yüce değerleri görmüyorlar. Diğer insanlardaki güzellikleri görebilmek için çaba sarf etmiyorlar.


Çevrenizdeki insanlara biraz dikkat ederseniz her birinde gizli kalmış ne marifetler olduğunu hayretler içinde görürsünüz. Gerçek mutluluk kendinize biraz daha yüksek hedefler koymak ve standartlar oluşturmakla kazanılır. İnsanlar standartlarını aşağıda tutuyorlar. Daha ilerisini araştırmıyor, kendilerini oralara layık görmüyorlar. Kolay zevklerle, kolay insanlarla, kolay işlerle zamanlarını geçiriyorlar.


Kendi gücünüzün, yeteneklerinizin, becerilerinizin farkında olunuz. Kendi değerlerinize ulaşmayı, kendi varlığınızı kabul etmeyi öğreniniz. Dünyadaki bolluğun, bereketin, Allah’ın verdiği sınırsız nimetlerin bilincinde olunuz. Pırıl pırıl güneşin altında kavga etmek yerine her zerresinden şükür ve sevinç içinde yararlanmayı tercih ediniz. Kendiniz olunuz, kendiniz olarak yaşamanın onurunu duyunuz.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir mükemmelsiniz
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.