Modern toplumda kendine güven, bireysel başarı, psikolojik iyi oluş ve sosyal uyumun temel belirleyicilerinden biri olarak görülmektedir. Akademik literatürde özgüven; öz-yeterlik, benlik saygısı ve öz-farkındalık gibi kavramlarla yakından ilişkilidir. Ancak popüler söylemin aksine, kendine güven korkusuzluk ya da sürekli olumlu hissetme durumu değildir. Aksine, bireyin belirsizlik ve hata olasılığı karşısında dahi kendisiyle temasını sürdürebilme kapasitesidir.
Kendine güven nedir?
Psikolojide kendine güven, çoğunlukla iki temel yapı üzerinden ele alınır:
Araştırmalar, sağlıklı özgüvenin bu iki yapının dengeli birleşimiyle ortaya çıktığını göstermektedir. Yüksek benlik saygısı ancak gerçekçi öz-yeterlik algısıyla desteklendiğinde psikolojik dayanıklılığa dönüşür. Gerçek özgüven, kişinin güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olması ve bu bütünlükle kendine saygı duymasıyla oluşur.
Kendine güven; kişinin kendi yeteneklerine, kararlarına ve değerine dair duyduğu temel inançtır. Ancak bu kavram sıkça yanlış anlaşılır. Kendine güven;
Öz saygıyı artırmanın 10 yolu
Kendine güvenin psikolojik temelleri
1. Öz-farkındalık ve kendini kabul
Carl Rogers’ın hümanist yaklaşımına göre psikolojik iyi oluşun temelinde, bireyin koşulsuz kendini kabul etmesi yer alır. Kendini olduğu haliyle kabul eden birey, dış onaya daha az bağımlı hale gelir ve içsel bir güven geliştirir. Araştırmalar, öz-farkındalığı yüksek bireylerin stresle başa çıkma becerilerinin daha güçlü olduğunu ve özgüven düzeylerinin daha istikrarlı seyrettiğini ortaya koymaktadır.
2. Deneyim, eylem ve öğrenilmiş güven
Bandura’nın sosyal bilişsel kuramına göre özgüvenin en güçlü kaynağı, doğrudan deneyim yoluyla elde edilen başarı ve başarısızlıklardır. Kişi, denemekten kaçındıkça özgüveni azalır; denedikçe ise gelişir. Bu bağlamda özgüven, düşünsel değil davranışsal olarak inşa edilir. Küçük ama tutarlı eylemler, bireyin kendine dair algısını kalıcı biçimde dönüştürür.
3. İçsel diyalog ve bilişsel yapılar
Bilişsel davranışçı kuramlar, bireyin kendisiyle kurduğu içsel konuşmanın özgüven üzerinde belirleyici olduğunu vurgular. Sürekli eleştirel ve genelleyici düşünce kalıpları, bireyin benlik algısını zayıflatır. Olumlu ama gerçekçi içsel diyalog ise bireyin hata karşısında kendini tamamen değersizleştirmesini önler ve psikolojik esnekliği artırır.
Kendine güveni zedeleyen sosyal ve kültürel etmenler
Günümüzde sosyal medya, bireylerin kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslamasına neden olmakta; bu durum özellikle genç yetişkinlerde özgüven kırılganlığını artırmaktadır. Ayrıca çocukluk döneminde maruz kalınan aşırı eleştiri, koşullu sevgi ve başarının değerle eş tutulması da özgüven gelişimini olumsuz etkileyen önemli faktörler arasındadır.
Kendine güvenmenin sırrı: İçsel tutarlılık
Kendine güvenmenin temel sırrı, içsel tutarlılık kavramında toplanmaktadır. Birey kendi değerleriyle uyumlu davrandığında psikolojik ihtiyaçları (özerklik, yeterlik ve aidiyet) karşılanır. Bu durum, dış koşullardan bağımsız bir özgüven hissi yaratır.
Kendine güvenen birey, her zaman güçlü hissettiği için değil; kendiyle çelişmediği için psikolojik olarak sağlamdır. Kendine güven, anlık motivasyonlardan ya da dışsal başarıdan beslenen kırılgan bir yapı değil; kendini tanıma, kabul etme ve sorumluluk alma süreçleriyle gelişen dinamik bir beceridir. Akademik bulgular, özgüvenin öğrenilebilir olduğunu ve bireyin kendi içsel kaynaklarıyla sürdürülebilir hale getirilebileceğini göstermektedir. Bu bağlamda kendine güvenmenin sırrı, mükemmel olmakta değil; tutarlı ve farkında bir benlik inşa edebilmekte yatmaktadır.
Kendine güveni geliştirmek için uygulanabilir adımlar
Bu adımlar, özgüveni bir anda değil; kalıcı biçimde inşa etmeye yardımcı olur.
Kaynak: Albert Bandura. "Cognitive therapy and the emotional disorders". Şuradan alındı: https://www.academia.edu/28274869/Albert_Bandura_Self_Efficacy_The_Exercise_of_Control_W_H_Freeman_and_Co_1997_pdf.
Edward L. Deci, Richard M. Ryan. "The "What" and "Why" of Goal Pursuits: Human Needs and the Self-Determination of Behavior". Şuradan alındı: https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1207/S15327965PLI1104_01. (19.11.2009).
Gerçekten öz farkındalığa sahip misiniz?
Farkındalık ve mutluluğa dair 10 basit öneri