Hayat her ne kadar liner bir zaman çizgisi üzerinde hareket etse de bugünü dünden ve gelecekten ayırmak mümkün değildir. Bu sebeple geçmişin izleri bir gölge gibi takip eder insanı… Bu durum sadece bizi, karakterimizi değil, ilişkilerimizi de etkiler. Dr. Mehmet Yavuz, geçmişin etkilerinin önemli bir rol oynadığı ilişkilerde bağlanma stillerini anlatıyor.


Bugünün ilişkileri, geçmişin izleriyle dolu…

Çocukluk döneminde yaşanan her olay ve anı yetişkinlik dönemindeki duygusal ilişkileri etkiler. Çünkü her anı bir duyguyla eşleşir ve kişinin karşısındaki kişiden beklentilerini şekillendirir. Ona ve ilişkisine bakış açısını, bağlanma şeklini yönlendirir. Dolayısıyla çocukken fiziksel ve ruhsal olarak hissettiğiniz ihtiyaçların ne kadarının karşılandığı ve ebeveynlerinizin sizi hangi bağlanma stiliyle büyüttüğü önemli bir belirleyicidir.


Peki, siz ilişkideki bağlanma stilinizi biliyor musunuz?

Her ilişki kendi içinde farklı değişkenlere sahiptir. Bu durum her ilişkiyi farklı ve özel kılar. Ancak olayların derinine inildiğinde temel meselenin güven ve güvensizlik duygusu olduğu anlaşılır. Bu aşamada ilişki tiplerini 4 ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar:

  • Güvenli bağlanma stili,
  • Kayıtsız bağlanma stili,
  • Saplantılı bağlanma stili,
  • Korkulu bağlanma stili


Sevgisini kolayca gösterebilen kişiler; güvenli bağlanma stil

Başkalarının onu nasıl gördüğünü değil, kendisini nasıl gördüğünü önemseyen kişilerin ilişki tipidir. Güvenmek onlar için önemlidir ve karşısındaki kişiye güvenmek ister. Bunun için hem kendine hem de karşısındaki kişiye olumlu duygularla yaklaşır. Sevgisini belli etmekten çekinmez ve birine bağlanmak onun için mutluluk kaynağıdır. Uzun ilişkilerde genel olarak bu ilişki tipinin etkileri görülür. Saygı ve güven ilişkinin temelini oluşturarak sağlam bir zemin yaratır.


Kendinden çok karşısındakini seven kişiler; saplantılı bağlanma stili

Saplantılı bir şekilde karşısındaki kişiye bağlanan bu kişilerin en büyük korkusu ve endişesi terk edilmektir. Terk edilmemek için kendisiyle ilgili ödün vermekten ve ilişkisi için değişmekten çekinmezler. İlişkide kendisinin önceliklerini bir kenara bırakır ve partnerinin memnuniyeti için yaşar. Kendisine olumsuz duygu beslerken, karşısındakine olumlu duygular besler. Tüm bu saplantılı durumun ortaya çıkmasındaki ana sebep ise kişinin kendine güveninin olmamasıdır. Kişi yalnızlığını yönetemez ve kendini eksik hisseder. Geçmişe gidildiğinde ise kişinin endişeli ebeveynleri olduğu ve öyle yetiştirildiğini görmek çok zor değildir.


Korkular bataklığına saplanan kişiler; kayıtsız bağlanma tipi

Kendileriyle ilgili her zaman olumlu düşünceleri vardır. Ancak aynı duyguları karşısındaki kişiye beslemek gibi bir niyetleri yoktur. Korkuları ilişkilerine yön verir. Sırf terk edilme ihtimali olduğunu düşünerek çok iyi gidebilecek bir ilişkiye başlamazlar. Aynı zamanda terk edileceklerini düşünürlerse istemedikleri halde önce söyleyen olmak için kendileri ayrılırlar.


Güvensizlik sebebiyle yitip giden aşklar; korkulu bağlanma stili

Bu tip ilişkilerin uzun sürmesi çok zordur. Çünkü kişi hem kendine hem de karşısındaki kişiye olumlu duygu besleyemez. Çünkü içindeki terk edilme korkusu o kadar ağır basar ki, bir türlü başka şeylere odaklanamaz. İlişkisinin tadını çıkaramaz. Her zaman kuşkulu ve güvensizdir. Bu hem kişinin kendisini, hem partnerini hem de ilişkisini yıpratır.





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir ***Her ilişki kendi içinde farklı değişkenlere sahiptir. Bu durum her ilişkiyi farklı ve özel kılar.Sevgisini kolayca gösterebilen kişiler; güvenli bağlanma stilidir.Kendinden çok karşısındakini seven kişiler; saplantılı bağlanma stilidir.Korkular bataklığına saplanan kişiler; kayıtsız bağlanma tipidir.Güvensizlik sebebiyle yitip giden aşklar; korkulu bağlanma stilidir.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.