Yelpazeyle ilan-ı aşk
Yolunuzun kesiştiği kişilerle tanışmak ya da beğendiğiniz kişilerle iletişime geçmek, her zaman bu kadar kolay değildi. Örneğin Viktorya Dönemi İngiltere’sinde kadınların beğenilerini açıkça ifade etmeleri hoş karşılanmıyordu. Ama elbette bu sıkıntının üstesinden gelmek için çeşitli taktikler de geliştirilmişti. Örneğin bir kadının yelpazesini sabit bir şekilde kalp hizasında tutması, karşısındaki erkeğe “Kalbimi kazandın” mesajını iletiyordu. Parmak ucunu yelpazenin tepesine dokundurmak “Tanışmak istiyorum”, Yelpazeyi boylu boyunca açarak tutmak “Beni bekle”, yüz hizasında sol yanağa yakın tutmak ise “Seninle ilgilenmiyorum” anlamına geliyordu.
Bir yılda 12 kez Sevgililer Günü'nü kutlayabilirsiniz
Güney Kore, dünya üzerinde ilişkileri canlı tutmaya en çok önem veren ülke olabilir. Çünkü ülke genelinde her yıl tam 12 kez Sevgililer Günü kutlanıyor! Başta 14 Şubat olmak üzere her ayın 14’ünde kutlanan bu günler, farklı isim ve konseptlere sahip. Örneğin 14 Temmuz Gümüş Günü olarak biliniyor ve bu tarihte çiftler birbirlerine gümüş yüzükler hediye ediyor. 14 Ağustos “Yeşil Gün” olarak biliniyor ve çiftler bu tarihte doğa gezilerine çıkıyor. Benzer şekilde 14 Kasım Film Günü, 14 Aralık Sarılma Günü olarak kutlanıyor. Başka bir deyişle, Güney Koreliler aşkın nasıl yaşanacağını biliyor.
Uyum gözde başlıyor, kalpte sürüyor
Malum, partnerlerin birbiriyle uyumlu olması, sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazları arasında. Ancak University of California tarafından yapılan bir araştırma, birbirini seven çiftler arasındaki uyumun düşündüğümüzden da ileri bir seviyede olduğunu ortaya koyuyor. Üniversitenin Psikoloji Bölümü uzmanlarının açıkladığı sonuçlara göre, üç dakika süreyle birbirlerinin gözlerine bakan partnerlerin kalp atış hızları birbirine eşitleniyor. Başka bir deyişle aşk gözlerden kalbe geçiyor ve sevenleri sakinleştiriyor! Yeri gelmişken bir başka araştırmaya daha değinmekte fayda var. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, sevdiğimiz birine sarılmak, vücudumuzun oksitosin salgılamasını sağlıyor ve ağrı kesici etkisi yaratıyor.
Bir ağaçla evlenmek zorunda kalabilirsiniz
Hindistan, astrolojiye belki de dünyada en çok önem veren ülkeler arasında. Hâl böyle olunca, ilişkiler de gezegenlerin konumundan nasibini alıyor. Örneğin ülkenin bazı bölgelerinde, yıldız haritası Mars’ın etkisi altında olan kişilerin yapacağı evliliklerin kötü sonuçlanacağına inanılıyor. Neyse ki bu kozmik talihsizliğin üstesinden gelmenin bir yolu bulunmuş. Mars’ın etkisi altındaki kişi, önce temsili olarak bir muz ağacıyla evlendiriliyor. Böylece olumsuz etkililerin silindiğine inanılıyor ve ağaçtan boşanan kişi aşk hayatına kaldığı yerden devam ediyor.
‘Oscar laneti’ ilişkileri bitirebilir
Magazin basınını takip edenler, Oscar kazanan pek çok aktrisin kısa süre içinde boşandığını duymuştur. Hatta ABD basınında zaman zaman bir ‘Oscar laneti’nden söz edilir. Peki nedir bu işin aslı? Toronto Üniversitesi’nde görevli araştırmacılar, bu soruya yanıt bulmak için 1936-2010 yılları arasında En İyi Aktris ödülü alan kişilerin medeni durumlarını mercek altına almış. Sonuçta Oscar alanların, aday gösterilip Oscar alamayanlara kıyasla 1.68 kat daha fazla boşandığı tespit edilmiş. Boşanmalardaki artışın nedeni tam olarak belirlenemese de araştırma ekibi Oscar kazanmanın bir tür statü değişimine neden olarak aile içi uyumu bozduğu düşüncesinde.
İçerik: Happn
YORUMLAR