Aşkın kıpırtısından sevginin dinginliğine geçip olgunlaştığın anlarda ararsın en çok güven kokusunu. Koklayarak sevdiğin adama sırtını yasladığında bilirsin, sen düşsen o vardır. Zaman güvenini, delicesine sevgileri, dimdik, gururla ayakta kalışlarını ezip geçer bazı anlarda. Şimdi ayaklarım titriyor bu karmaşada. Yaşım kadar mı, hissettiğim kadar mı?


Belki de güvenini sorguladığım bu hayata fazlasıyla kırgınım. Kızgınlık, öfke hepsi anlık. Geride arta kalan sadece, doldurulamayan boşluğun içindeki kocaman kırgınlık...


Anlatabilseydim, anlayabilseydi, sadece kırgın ve üzgün olduğumu hissettirmek isterdim. Bazı anlar saçını okşayacak, bazı anlar elinden tutacak, bazı anlar attığın adımı düşünecek, bazı anlarda her şeyini emanet edecek kadar güvenmeli. İnsan, kalbi ile mutlu ettiğini diliyle nasıl paramparça edebilir? Sonrasında deli sorular, hangisi doğru? Sen kalbini hissettiğim adam mı, yoksa diliyle paramparça eden adam mı?


Düşüncelerim yorgun.


Hayaller yarım.


Değişemedim, kırıldıkça daha fazla düşündüm, daha fazla yanıldım daha çok bekledim. Şimdilerde suskunluk, yorgunluk, kendini bırakmışlık, yine de güçlü görünme kontrolü elimde...


Kendim için bir şey dilemeliyim.


Küçük bir ışık...


Yarın mı?


Fazlasıyla bilinmez.


İç sesini dinleyen kadın

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.