Birinci trimester yani ilk üç ayda hormon dengesinde değişiklikler yaşanır. İkinci trimesterde kilo artışına da bağlı olarak fiziksel şikayetler oluşmaya başlar. Omurga ve kaslar zorlanır. Bebek büyüdükçe iç organlar ona yer açmaya başlar. Üçüncü trimesterde ise annenin göğüsleri de büyüdüğünden sırta ve özellikle omuzlara olan baskı artar. Hamilelerin çoğunda ensede ağırlık ve belde ağrı şikayeti yaşanır. Hamilelik süresince bilinçli ve dik duruş, ağrı sebebiyle hassaslaşan bölgelere yönelik egzersizler ve esneme hareketleri bu sorunların çıkmasını önemli ölçüde azaltır.
Peki ya egzersiz yapma imkanı olmayan hamileler ne yapmalıdır?
Oldukça dinamik bir hayatımız var. İş hayatı, sosyal hayat... Hele bir de sizden oyun, ilgi ve şefkat bekleyen bir çocuğunuz varsa zaman nasıl akıyor anlamıyorsunuz. Benim de böyle geçiyordu hamileliğim ve nefes egzersizleri dışında fiziki olarak yapabildiğim tek aktivite tempolu yürüyüşlerdi. Bel ve sırt ağrılarımın artmaya başladığı dönemde tanıştım “Hamile Göbeği Bağlama” ile. Anlayacağınız kul sıkıştı ve hızır yetişti ve danışmanlık eğitimi aldım.
Hamile göbeğimi bağlamanın bana katkıları ne oldu?
- Omurgam dikleştiğinden sağlam ve dengede hissettim.
- Bebeğin büyümesi ile pelvik tabanda artan yükü hafiflettim.
- Karın kaslarımı destekleyerek sırt ağrılarımı hafiflettim.
Altı farklı bağlama şekli ile üst ya da alt beden odaklı bağlama yaparak ağrı hissettiğiniz noktaları destekleyebiliyorsunuz. Kök çakra da denilen pelvik tabanı destekleyerek kendinizi daha canlı, yaşam enerjiniz yüksek hissediyorsunuz. Pelvik taban egzersizleri ile de desteklerseniz hamileliğin sonunda kolay bir doğum gerçekleştiriyorsunuz. Ayrıca dik duruşu desteklemesi sebebiyle daha kaliteli nefes alıp daha fazla oksijen almış oluyorsunuz.
Hamile göbeği bağlamanın en önemli noktası kaslara destek olmak, üzerindeki baskıyı almak değil, eşit dağıtarak hafifletmektir. Fizyoterapistlerin de önerisi günlük ortalama iki saati aşmamak yönündedir. Bu durumda kaslar rahatlayarak tembelliğe gidebilir. Benim tercihim blok iki saat yerine yarımşar saatlik dilimler olarak güne yaymak oldu.
Söylemeden edemeyeceğim. Doğum sonrası dört metrelik dokuma kumaşı ne yapacağım diye düşünenler olabilir. Doğum sonrası o dokuma ile bebeğinizi giyerek devam ediyorsunuz hayatınıza. Hamileliğinizde mobilize ettiğiniz bedeninizi bebeğinizi de dahil ederek hayatı kolaylaştırıyorsunuz kendinize.
Sizce de harika değil mi? Fikirlerinizi merak ediyorum..
Zehra Dörter
zehradorter.com
@zehradorter
YORUMLAR