Koskoca yaz geçti malum, yazın bitmesini istemeyenlerdendim ben de ancak her güzel şeyin bir sonu var, değil mi? Şimdi, en güzel aylardan eylüldeyiz. Güzel diyorum çünkü ne sıcak ne soğuk, yapraklar düşmüş, bunaltmayan ve üşütmeyen bir hava... Festivaller, konserler, çok güzel bir ay. Ancak gelelim yan etkilerine. Bendeki yan etkisi ise hafif depresif ve melankolik durumlar. Mevsim geçişlerinde kendimi pek iyi hissetmem, “Acaba” derim, “Sadece ben mi böyleyim?” Sanırım çoğu insan için geçerli.
Sonbahar hüznü hatırlatır bir de hep. Çok güzeldir, çok hoştur ama bir hüzün ayıdır. Eylül biraz hüzün, biraz bunalım, biraz ayrılık, biraz özlem, biraz hasreti tanımlar. Çünkü sonbahar. Çünkü İstanbul bir başka güzel. Sokaklar bir başka güzel. Yeni başlangıçlar nedense hep bu ay bulur insanı. Belki yeni kararlar. Düğün için en güzel ay. Tatile gitsen, denizin keyfi ayrı güzel... Şairlere ilham hep bu ayda gelir. Eylüle verilen bu hüzün damgası aslında mecazi. Herşey daha bir güzel olduğundan hafif buruk ve hüzünlü. Ha, bir de herkesin bayıldığı aşure ayı... Doyum olmaz.
Kış geçti, yaz geldi… Yaz bitti, gene geldi eylül. Sanki daha da yalnızız şimdi. Derdi nedir bu sonbaharın, neden soldurur gülleri?
Zeynep Erkmen Açıkbaş
YORUMLAR