Son zamanlarda sosyal medyada bir kaliteli zaman akımıdır, aldı başını gidiyor. Bunu duymaktan sıkılmadınız mı artık? Kaliteli zamanın tam olarak açılımı neydi peki? Ya da kime göre, neye göre değerlendirilmeliydi? Geçirilen zamanı değerli kılan şeyler, herkese, her yaşam tarzına göre farklılık gösterir. Belki de bazı anneler çocuklarıyla geçirdiği zamanı kaliteli kılmak için ekstra çaba sarf ediyor, bazıları da kaliteli zaman geçirmek için yeterli maddi durumu olmadığını düşünüp, üzülüyor. Çünkü bu zaman zarfında çocuğun özel oyuncaklarının, gereçlerinin, odasının olması gerekliliği algısı yaratıldı.


Bizim için birlikte mutlu olduğumuz her an çok değerli. Hiç saçma sapan sesler çıkararak dans ettiniz mi evde? Biz yaparız. Dışarıdan biri görse, kesin delirdiğimizi düşünür,fakat biz çok eğleniyoruz. Baba sehpayı davul yapar, anne ağzıyla ritm tutar “ fıttırıfıttırı, bambadabambam, gümbüdü güm güm” diye sesler çıkarır ve evin minik üyesi de ortada bu sesler eşliğinde dans eder. Kulağa çok saçma geliyor değil mi, amabiz çok eğlendik, çok güldük. Pekiii, hiç birlikte kek yaptınız mı, çırparken çok eğleniyorlar da… Sofra toplarken görev verdiniz mi çocuğunuza, kendilerini çok önemli bir iş yapıyor gibi düşünüyorlar da. Çarşıda ya da alışveriş merkezinde siz yürürken o koşuyorsa ona dur demek yerine birlikte hoplaya zıplaya koştunuz mu hiç el ele, ona eşlik ederseniz, bir süre sonra o da size uyum sağlıyor. Kış günlerinde, belki çocuğunuzu dışarı çıkaramayacağınız özel durumunuz var, peki balkona yağan karı alıp, çay tepsisine bebek kardan adam yaptınız mı? Uyurken tavana bakıp kuşların geldiğini hayal ettiniz mi hiç? Biz Göktuğ ile yapıyoruz. Yattığımız yerde tavana bakıyoruz. Her akşam Göktuğ’a iyi geceler demek için rengarenk kuşlar geliyor bizim odamıza. Bizimle sohbet ediyorlar ve kuşlarla birlikte şarkı söyleyip uyuyoruz. Hayal dünyası bu kadar geniş, pırıl pırıl olan çocuklarla yapılacak o kadar çok şey var ki, yeter ki ilk önce ebeveyn kendini değerli, mutlu hissetsin. Siz mutluysanız çocuğunuz daha mutlu.


Eskiden, yani teknolojinin bu kadar gelişmediği, bu kadar bolluğun olmadığı zamanlarda, çocuklara yeni alınan bayramlıklar geceleri başında dururmuş. Göktuğ da yeni alınan ve çok sevdiği her şeyi başında görmek istiyor sabah kalktığında. Uyurken bile değerli kılıyor zamanı bu isteği. Bazı geceler benimle uyumak istiyor mesela. Bazı uzmanlar çok karşı çocuğun anneyle uyumasına. Ben de bu konuda tam tersi düşünüyorum! Göktuğ her gece benimle uyumuyor ama istediğinde de, kesinlikle birlikteyiz. Onunla birlikte ben de çok keyif alarak uyuyorum. Çocuk bir süre sonra zaten kendi başına birşeyler yapma hevesiyle ayrı uyumak isteyecek. Zorla ana kuzusu yavruyu ağlata ağlata, ayrı uyutmak çabasını hiç anlamıyorum. Bir zaman sonra yalvarsanız yanınızda olmayacak, bu kadar ayırma hevesinde olunmamalı bence.


Aslında demek istiyorum ki; kaliteli zaman geçirmek için çocuğuna pahalı oyuncaklar alıp, paralı oyuncaklara götüremeyen anneler üzülmeyin, ihtiyacınız olan materyaller bunlar değil, çocuklarına pahalı oyuncaklar alıp, “ bir sürü oyuncağı var, otursun oynasın” diye konuşup, elindeki akıllı telefon ile televizyon karşısında keyif yapan anneler, siz üzülün… Hayatınız boyunca sahip olabileceğiniz en değerli varlığı kaybettiğiniz için…


Zamanı değerli kılmak için büyük çabalar sarf etmenize gerek yok. Siz akışına bırakın, ilk önce kendiniz mutlu olun, sonra zaman zaten fazlasıyla kaliteli olur.



Tuğçe Azaklı

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir on numara tahlil
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.