ABD’de geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmaya göre prematüre doğumların başlıca nedeni belli bir tür bakteri olabilir. Plos One adlı dergide yayımlanan araştırmada, bir tür bakterinin bebeği anne karnındayken çevreleyen zarı (membran) incelttiği ve zarın yırtılmasına yol açtığı öne sürülüyor. Prematüre doğumların yaklaşık üçte biri, bebeği çevreleyen zarın erken yırtılmasından kaynaklanıyor. Zarın normalde doğum başladığında yırtılması gerekiyor. Eğer annenin suyu doğumun beklendiği tarihten önce geliyorsa, buna tıbbi olarak “prematür membran rüptürü” deniliyor. Bu durum sancıların başlamasından önce söz konusu olursa erken doğuma yol açabiliyor.


Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan araştırmada, zarın yırtıldığı noktada yüksek sayıda bakteri bulunduğu tespit edildi. Bu bakterilerin zarın incelmesine yol açtığı sanılıyor. Araştırma sonuçlarının, erken doğum riski taşıyan kadınların teşhis ve tedavisi için yeni fırsatlar sunabileceği belirtiliyor. Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yürütülen araştırmayı kaleme alan Yrd. Doç. Dr. Amy Murtha, “Eğer zarın erken yırtılmasında belli bir tür bakterinin rolü olduğunu düşünürsek, hamileliğin erken dönemlerinde bu bakterinin olup olmadığını tespit etmeye çalışabiliriz. Ardından da bu bakteriyi taşıdığını tespit ettiğimiz kadınları antibiyotikle tedavi edebilir ve erken doğum riskini azaltabiliriz” diyor



Kadın Hastalıkları ve Doğum / Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Bildirici erken doğuma neden olan etkenleri anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.


Bebek bekleyen çiftlerin en başta gelen istekleri bebeklerinin zamanında ve sağlıklı doğmaları hiç kuşkusuz. Ancak günümüzde her 8-10 doğumdan 1’inde bebekler beklenen tarihten erken dünyaya geliyor. Ülkemizde yılda bir milyon 250 bin civarında doğum olduğu düşünülürse, bu her yıl yaklaşık 125 bin bebeğin erken dünyaya gözlerini açtığı anlamına geliyor. Dünya genelinde her yıl 15 milyon bebek erken doğuyor ve 1 milyon bebek erken doğumun yol açtığı sorunlar nedeniyle kaybediliyor. Üstelik bu doğumların en az yarısında hiçbir risk faktörü bulunmuyor, dolayısıyla aslında her hamile kadın risk altında oluyor.


Prof. Dr. İbrahim Bildirici ancak yine de umutsuzluğa kapılmamak gerektiğine, özellikle hamilelik öncesi danışma, hamilelikte düzenli muayene, testler ve takipler sayesinde erken doğumun çeşitli risk faktörlerinin öngörülebildiğine dikkat çekerek, "Örneğin hamilelik öncesinde smear testinde normal dışı bir durum saptanırsa, hızla, gelecekte rahim ağzı kanseri için risk teşkil edebilecek durumlar tedavi ediliyor, ayrıca varsa vajinal veya rahim ağzı enfeksiyonları hamile kalınmadan tedavi edilebiliyor. Yine rahimdeki şekil bozuklukları, rahim içinde yer alan polip ve miyom gibi bazı patolojiler de henüz hamile kalınmadan kapalı yöntemlerle tedavi edilebiliyor ve bu sorunlar nedeniyle oluşabilecek erken doğumlar önlenebiliyor” diyor. Peki hangi etkenler erken doğuma yol açabiliyor? Bu sorunlara karşı tıp dünyası hangi tedavileri uyguluyor?


Çok kilolu ya da çok zayıf olmak

Özellikle obezite sorunu olan kadınlarda hamilelikte hipertansiyon ve diyabet daha fazla görülüyor; bu hastalıklar da erken doğumu gerektirebiliyor. Çok zayıf kadınlarda ise beslenme bozukluğu ve artmış stres hormonları erken doğuma zemin hazırlayabiliyor. Dolayısıyla hamile kalınmadan önce ideal vücut kitle indeksi olan 18.5-24.9 kg/m2 arası değere ulaşmak çok önemli.


Çoğul hamilelikler

Kadın Hastalıkları ve Doğum/ Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Bildirici çoğul hamileliklerin erken doğum için önemli bir risk faktörü olduğu uyarısında bulunarak, “Bu nedenle infertilite tedavilerinde tekiz hamilelik hedeflenmeli ve mümkün olduğunca tek embriyo transfer politikası tercih edilmeli” diyor.


Sigara kullanımı

Sigara anne adayının ve plasentanın oksijen alımını bozarak; erken doğum, erken su gelmesi, düşük doğum ağırlığı ve plasentanın erken ayrılması gibi risklerin tümünü artırıyor. Bu önemli zararları nedeniyle sigaranın hiç içilmemesi, eğer içiliyorsa tercihen hamile kalınmadan veya hamilelikle birlikte bırakılması çok önemli.


Hamilelikler arasının 6 aydan kısa olması

Yapılan çalışmalara göre; 6 aydan kısa aralıkla hamile kalınması erken doğum riskini 1.5 kat artırıyor. Hamilelikler arasında 1.5-2 yıl olması ideal kabul ediliyor.


Hamilelik zehirlenmesi

Tansiyon yükselmesi ve idrarda proteinle karakterize preeklampsi, toplumdaki bilinen adıyla ‘hamilelik zehirlenmesi’ sıklıkla erken doğumla sonuçlanıyor. Annede nörolojik sorunlara, kan değerlerinde, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya, akciğer ödemi gibi hayatı tehdit edebilecek tablolara; bebekte de büyüme geriliği ve ölüm riskinde artışa yol açabiliyor. Uygun hamilelerde tedaviyle doğum için zaman kazanılmaya çalışılıyor.


Tiroit hastalıkları ve diyabet

Prof. Dr. İbrahim Bildirici tiroit hormonu ve kan şeker düzeylerinin ideal olarak hamile kalınmadan önce değerlendirilip kontrol altına alınması ve bu kontrolün hamilelik boyunca devam ettirilmesi gerektiğini belirterek, “Yapılan çalışmalara göre, tiroit hastalıkları kontrol altında değilse, erken doğum riskini 1.2 kat artırıyor. Bunun yanı sıra gebelik şekeri de tanı almaz ve iyi kontrol edilmezse hem ölü doğum hem de erken doğum riskini artıran bir diğer önemli faktörü oluşturuyor” diyor.


Erken doğum öyküsü

Prof. Dr. İbrahim Bildirici daha önceki hamilelikte erken doğum hikayesi varlığının riski artıran en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu gruptaki her 3 kadından biri mevcut hamilelikte erken doğum yapabiliyor. Hamileliğin 16-36. haftaları arasında uygulanan progesteron tedavisi fayda sağlıyor ve erken doğum riskini azaltıyor. Yine bu grupta 16-22. hafta arasında rahim ağzı uzunluğunun değerlendirilmesi ve kısa bulunduğunda progesteronun yanı sıra rahim ağzına dikiş atılmasıyla erken doğum önlenebiliyor”


Dişeti hastalıkları

Diş hastalıkları ve özellikle dişeti iltihabı erken doğum için bir risk faktörü. Bu nedenle hamile kalınmadan önce iyi bir diş hekimi muayenesi ve çürükler ile dişeti iltihabının tedavi edilmesi de çok önemli.Hamilelik sürecinde de gereken diş tedavilerinin hızla yapılması, doğumun zamanda gerçekleşmesinde önem taşıyor.


Rahimdeki sorunlar

Çoğul hamilelikler ve bebeğin çevresini saran suyun fazla olması nedeniyle rahmin fazla gerildiği durumlarda da erken doğum riski artıyor. Rahimde perde olması, ikili veya yarım rahim gibi rahimdeki şekil bozuklukları ile geçirilmiş rahim ameliyatlarında da erken doğum riski genel popülasyondan daha fazla oluyor. Prof. Dr. İbrahim Bildirici rahim ağzı yetmezliğinin de önemli bir risk faktörü olduğunu belirterek, “Özellikle geçirilmiş LEEP/konizasyonu olan, birden fazla kürtaj ya da öyküsünde 2. üç aylık dönemde (trimesterde) hamilelik sonlandırılması olan hamileler bu açıdan risk altında” diyor. Rahim ağzında kısalma mevcutsa dikiş (serkülaj) yöntemi uygulanarak erken doğum önlenebiliyor.


Enfeksiyonlar

Vajina ile rahim ağzı florasının değişmesi ve bakterilerin yukarıya doğru tırmanarak normalde buna geçit vermeyen amniyotik sıvıyı enfekte etmeleri, erken doğumun önemli nedenleri arasında yer alıyor. Miyadından önce suyu gelen hamilelerde gizli enfeksiyon olabiliyor, bu olgulara erken doğumu erteleyebilmek için bir hafta antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Hamilelik öncesinde ya da hamilelikte; rahim ağzında chlamydia ve gonore gibi enfeksiyonlar, bakteriyel vaginozis denilen ve vajinal floranın bozulmasıyla seyreden akıntılı durumlar tespit edilirse, tedavi ediliyor. Bunların yanı sıra idrar yolu enfeksiyonu ve zatürre gibi başka organlarda oluşan enfeksiyonların da hızla tedavi edilmeleri erken doğum riskini azaltıyor.


Plasental sorunlar

Plasentanın rahim ağzına yerleşmesi (plasenta previa) veya plasentanın erken ayrılması (ablasyo plasenta) gibi tablolar da erken doğum nedeni. Plasenta previa tablosunda kanama oluşursa hastanede izlem ve takiple beklenen doğum tarihine yaklaşılabiliyor, bu sırada uygun hamilelerde anneye bebeğin akciğerlerini geliştirici iğne uygulanıyor.


Fetal büyüme geriliği

Hamilelik haftasına göre, kilosu beklenen ağırlığın yüzde 10’undan daha az olan fetuslarda kordondaki kan akımında bozulma, sıvı azalması, anne karnında stres ve kayıp riski gelişebiliyor; bu durum da erken doğum gerektirebiliyor. Ayrıca fetusun bazı doğumsal anormallikleri de erken doğumla sonuçlanabiliyor.


Vajinal kanamalar

Hamilelikte özellikle 12. haftadan sonra vajinal kanamalar olması halinde erken doğum riski yükseliyor. Çoğu hamilede kanama sonrası hayat temposunun düşürülmesi, istirahatin artırılması, cinsel aktivite yasağı, sancılar varsa buna yönelik ilaç tedavileri gibi yöntemler önerilse de, bunların etkinliği kanıtlanmış değil.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.