Hepimizin bildiği üzere enerji, organizmanın etkin gücüdür. Bu evrendeki her şey enerjik bir frekans taşır, hatta bizler de. Mesela, günlük hayatımızda da kullanırız, “Enerjisi çok düşük/yüksek, enerjilerimiz uyumlu/uyumlu değil” gibi. Çünkü enerji dediğimiz şeyi aslında hissedebiliyoruz. Duygu durumunuzun farkında olursanız kendi enerjinizi de hissedebilirsiniz hatta. Duygusal olarak nasıl hissettiğiniz, sahip olduğunuz enerjinizle paralellik taşır.


Enerji, aslında evrenin dilidir. Yaydığımız titreşime göre evren bizimle konuşur. Evrene gönderilen “mesajlar” da bu şekilde cevaplanır bir nevi. Yani bize bizim enerjimizin bir sonucu olarak bazı şeyleri tezahür ettirir. Nasıl düşündüğümüz, hissettiğimiz ve davrandığımız hayatımızda tezahür edenleri doğrudan etkileyecektir. Yüksek bir enerji yayarsak eğer evren bu enerjiyi tekrar hayatımıza yansıtacaktır. Buna karma yasası da diyebiliriz; ne verirsen onu alırsın.


Kendiniz ve yaşamınız hakkında olumlu düşünürseniz ve devamlı olarak sevgi ve şükran gibi yüksek titreşim duygularını hissederseniz, yüksek titreşim frekansı yayarsınız. Daha fazla pozitifliği, sevgiyi ve hayatınıza minnettar hissedeceğiniz şeyleri çekersiniz böylelikle.


Eğer sürekli olarak hayatınızdaki berbat olduğunu düşündüğünüz şeylere odaklanırsanız ve kendinize acıma hali içinde olursanız da kesinlikle daha düşük bir enerji frekansına sahip olacaksınız. Bu yaydığınız enerji ise evrenin size kendinize üzülmek için daha fazla neden sunmasına yardımcı olacaktır. Evren/yaşam/hayat adına ne derseniz, dış dünyanızı size yalnızca iç dünyanızla yansıtır.


Etrafınızı çevreleyen insanların da enerjiniz üzerinde büyük ölçüde etkisi vardır. “İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.” demiş Jim Rohn. Çevrenizle ilgili objektif bir gözlem yaparsınız haklılık payı olduğunu göreceksiniz.


Bazı insanlar bize iyi gelir, bazılarıysa enerji vampiri diye tabir edilen gruba girebilir. Arkadaşlarınız veya aileniz kendileri, hayatları için düşük bir enerjisel frekans yayarsa, onların etrafındayken enerjinizin değiştiğini kesinlikle hissedebilirsiniz. Bazen anlayamadığımız şekilde biriyle birlikteyken aşağı doğru çekildiğimizi hissedebiliriz, ruhsal ve mental olarak. Kelimenin tam anlamıyla çevremizdeki negatif enerjiyi emiyoruz aslında. Öte yandan, gerçekten sevdiğimiz, bizi destekleyen, hayatla ilgili tutkusu olan ve daha yüksek bir enerji yayan biriyle zaman geçirmek kendi enerjimizi de olumlu yönde etkileyecektir.


Kendi kendinizle kaldığınız zamanlarda da eğer zamanınızı, büyümenize yardımcı olmayan ya da ilham almanıza yardımcı olmayan şeyler yaparak geçiriyorsanız, enerji seviyeniz, titreşimleriniz daha düşük olacaktır. Özellikle sürekli depresif filmler/diziler izlemek, şarkılar dinlemek, sevmediğiniz yerde çalışmak, sağlıksız beslenmek, dağınık bir evde yaşamak, sürekli insanların şikâyetlerini ve tartışmalarını dinlemek, bunlara maruz kalmak yaşam enerjinizi ciddi anlamda olumsuz yönde etkileyecektir. Tam tersi şekilde, neşeli, canladırıcı şeyler izleyip dinlemek, sağlıklı bir yaşam sürmek, sevdiğiniz, yaratıcılığınızı destekleyen bir yerde çalışmak, doğada zaman geçirmek, spor yapmak vb. aktiveler de enerjinizi artırabilir.


Gördüğünüz gibi, enerjisel olarak size zarar verecek veya yardım edebilecek birçok şey var. Temel olarak, etrafımızı çevreleyen, üzerinde düşündüğümüz / odaklandığımız ve yaptığımız her şey enerjimizi etkileyebilir. Bu yüzden, kendinizi kötü hissettiren şeyleri yapmayı bırakıp bilinçli bir seçim yapmalısınız ve kendinizi iyi hissettiren şeyleri yapmaya yönelmelisiniz. Eski kötü alışkanlıklarınızı kırın (eski düşünce, duygu, inanç ve eylem kalıpları dâhil) ve yenilerini oluşturun.


Jüpiter

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.