Dünya Limit Aşım Günü 2025, bu yıl 24 Temmuz tarihinde gerçekleşecek. Bu tarih, insanlığın bir yıl içinde doğanın kendini yenileyebileceği tüm biyolojik kaynakları tükettiği günü simgeliyor. Başka bir deyişle, 2025 yılı için doğanın bize sunduğu kaynakları yalnızca yedi ayda tüketmiş olduk. Kalan beş ayı ise ekolojik borçla geçireceğiz.

Küresel çapta yapılan hesaplamalara göre insanlık, 2025 yılında doğanın yıllık kapasitesinden yaklaşık %80 daha fazla kaynak tüketti. Bu da, yaşam biçimimizi sürdürebilmek için 1,8 adet Dünya’ya ihtiyaç duyduğumuz anlamına geliyor.

Türkiye, 2025 yılı doğal kaynak bütçesini 18 Haziran’da tüketti

Türkiye’nin Limit Aşım Günü 2025, bu yıl 18 Haziran Çarşamba günü yani dün olarak belirlendi. Bu tarih, Türkiye'nin bir yıl içinde doğanın kendini yenileyebileceği tüm biyolojik kaynakları tükettiği ve bundan sonraki günlerde ekolojik borçla yaşamaya başladığı anlamına geliyor.

Global Footprint Network ve Türkiye'deki uzman kuruluşlar tarafından yapılan hesaplamalara göre, Türkiye 2025 yılına ait doğal kaynaklarını yılın sadece ilk yarısında tüketmiş oldu. Bu tarihten itibaren ülke, 2026 yılının kaynaklarını “borç alarak” kullanmaya başlıyor.

Tüketim alışkanlıklarımız sürdürülemez

Uzmanlara göre Limit Aşım Günü’nün her yıl daha da erkene çekilmesi, insanlığın doğayla olan ilişkisinde sürdürülemez bir noktaya geldiğini gözler önüne seriyor. Aşırı üretim ve tüketim, ormansızlaşma, karbon salımı ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi pek çok ekolojik krizin temelinde bu dengesizlik yatıyor.

Çözüm önerileri arasında ise yenilenebilir enerjiye geçiş, sürdürülebilir tarım uygulamaları, döngüsel ekonomi sistemleri ve bireysel olarak tüketimi azaltmak yer alıyor.

Ne yapabiliriz?

• Karbon ayak izimizi azaltacak ulaşım ve enerji tercihleri yapmak
• İsrafı azaltmak ve bilinçli tüketim alışkanlıkları edinmek
• Geri dönüşüm ve yeniden kullanım alışkanlıklarını artırmak
• Sürdürülebilir ürün ve hizmetleri tercih etmek

Limit Aşım Günü sadece bir tarih değil; aynı zamanda doğayla olan ilişkimizin aynası. Türkiye'nin sürdürülebilir bir gelecek kurabilmesi için hem bireylerin hem karar vericilerin harekete geçmesi gerekiyor. Her gün attığımız küçük adımlar, bu tarihi ileriye taşıyabilir.