"Çocuğun refahını, isteklerini ve bedensel ihtiyaçlarını görmezden gelen, onu kapalı bir odadaki sırada saatlerce, bütün bedensel ihtiyaçlarını görmezden gelerek oturtan mevcut okul sistemine itiraz etmemiz gerekmiyor mu?"


Afra Sultan Kaya tarafından çevirisi yapılan Çocuğuna Kendin Öğret, Yeni İnsan Yayınevi aracılığıyla okurlarıyla buluştu.


Çocukların nasıl öğrendiğini ve büyüdüğünü yeniden düşünmemizi sağlayan ‘"Çocuğuna Kendin Öğret", John Holt ve Pat Farenga tarafından kaleme alınmış, kırk yıl önce yayımlanmış ve baskı üstüne baskı yapmış bir kitaptır.





John Holt; Çocuğuna Kendin Öğret’in 1981’de çıkan ilk baskısında şöyle diyor: "Çocukların dünya hakkında bilgi edinmek istediğine, bu konuda iyi olduklarına ve bunu çok az yetişkin zorlaması ya da müdahalesiyle yapabileceklerine inanan bizler, nüfusun muhtemelen yüzde birini oluşturuyoruz. Ve ömrüm boyunca çoğunluğu oluşturduğumuzu görebileceğimi pek sanmıyorum. Büyümeye devam ettiğimiz sürece, bu durum artık beni çok da rahatsız etmiyor. Benim işim bu azınlığın büyümesine yardımcı olmak."


Mevcut okul sistemi üzerine etraflıca düşünmemizi sağlayan Çocuğuna Kendin Öğret; "Okulları, çocukların çevrelerindeki dünyayı ilgilerini çeken şekilde keşfetmelerine ve anlamlandırmalarına izin verilen, buna teşvik edilen ve yalnızca çocuklar istediği sürece onlara yardım edilen yerler haline neden getirmiyoruz?" diye soruyor.


Öğrenmek ve yetişkinlerin hayatına uyumlanmak için okul eğitiminin zorunlu olmadığını belirten Holt, ekliyor; "Bu bir hak, ödev ya da eşitlik kriteri değildir. Eğitimciler, okul saatlerinde çocuklarıyla birlikte olmak isteyen ailelerle daha iş birlikçi bir duruş sergileyerek farklı öğrenme programlarını, eğitim kurumlarından uzak tutulması gereken aykırı değerler olarak görmek yerine, bu farklı programlardan nasıl faydalanabileceklerini görebilirler. Ev okulunu herkes tercih etmeyebilir veya bu sürecin üstesinden gelemeyenler olabilir. Bununla birlikte ev, okul ve toplum olarak yeni öğrenme kombinasyonlarının oluşması, herkesin öğrenebilmesi için yeni fırsatlar sunar."


Öğretmenlerin dinleyici olduğu bir konferansta konuşma yapan Holt’a, bir öğretmen: "Tembel olduğu bariz şekilde belli olan çocuklar için ne yapıyorsunuz?" diye soruyor. Holt, bu soruyla ilgili düşüncelerine, kitapta şu satırlar aracılığıyla yer veriyor: "O küçük olayın tuhaf anısını hafızamdan bir süreliğine sildim. Bir an için bu sessiz kalabalığın açıkça ne söylediğini duymak istemedim: "Çocuklar, iyi değildir."


Kitapta yer alan şu satırlar ise herkesin üzerine uzun uzun düşünmesi gereken satırlar: "Bu insanlara çalışma ahlakı o kadar derinlemesine işlendi ki devamlı bir şekilde tam zamanlı ve zorlayıcı bir işte çalışmayan herkesin serseri olduğunu düşünüyorlar. Çocuklarının serseri olmasını istemiyorlar."



"Çocuklarının zamanı geldiğinde kendilerine ait tam zamanlı ve ağır işlerde çalışabilmelerini ve buna istekli olmalarını istiyorlar. Onları buna hazırlamanın en iyi yolu ise okulu olabildiğince tam zamanlı ve ağır işlere benzer hale getirmektir."


Holt; gelecek için endişelenmeyi bırakıp, çocuklarımızla içinde bulunduğumuz anın tadını çıkardığımızda; çocuklarımızla kurduğumuz ilişki için daha fazla zamanımızın olacağını belirtiyor.


Eğitimdeki başlıca görevimizin, evi okula dönüştürmek olmadığını aksine okulların okullara daha az benzemesini sağlamak olduğunu vurgulayan Holt, değişimin bir gün gerçekleşeceğini umduğunu ancak şimdilik bu değişimi kendimizin yapabileceğine, dikkat çekiyor.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.