Hepimiz ebeveynliğin dünyanın en ağır sorumluluğu olduğunu biliriz. Özellikle de anne olmak... Şüphesiz muhteşem bir duygu olmakla birlikte eğer "annelik" sıfatını aldıysanız bir ömür boyu sürecek gönüllü bir sorumluluğun da altına girmişsiniz demektir.


Gelişen teknoloji, eskiye oranla değişen yaşam farkları ve yine farklılaşan zevkler ve zorlaşan hayat şartları işin içine girdiğinde günümüzde "annelik" kavramı da boyut değiştirmiş durumda.


İkiz çocuk sahibi bir anne olarak kendimi de "yeni nesil annelerine" dahil etmekteyim. Biz yeni nesil anneleri elimizdeki internetin bize sağladığı bilgi bombardımanıyla "doğru anne" olabilmenin peşine düştük. Anne olmanın getirdiği ağır sorumluluğun üzerine yeni yeni bilgiler de ekleyerek belki de işimizi daha da zor hale getirdik.


Bu koşturma arasında da acaba eski annelerin mi işi daha kolaydı, yoksa biz yeni çağ annelerinin mi sorusuna da cevap aramaktayım...


Evet, elbette yaşadığımız çağda maddi ve manevi imkanlar daha fazla. Elimizin altındaki teknoloji sayesinde her türlü bilgiye daha çabuk ulaşma şansımız var. Bu sayede de eski annelere nazaran daha bilinçli, daha çok okuyan ve araştıran ebeveynleriz. Ancak bir konuyu çok bilmek de ne kadar rahatlatıcıdır? Bazen bilmemek huzurdur! Hele söz konusu çocuklar olunca "biliyor" olmanın verdiği kaygı da eklenir annenin omuzlarına.


Yeni çağın getirdiği tüm imkanlara ve gelişmelere rağmen zamane anneliğinin eskiye göre çok daha fazla sıkıntı ve çilesi olduğu kanaatindeyim...


Bir kere günümüz annelerinin çoğu çalışan kadın konumunda. Evet modern kadın imajı "çocuk da yaparım, kariyer de" mantığını getirse de maalesef zorlaşan yaşam şartları bugün pek çok anneyi çalışmaya mecbur kılıyor... Şimdiki şartlarda kadınlar eskiye göre eşinin hayat yükünü paylaşmaya mecbur ne yazık ki. Eskiden annelerimiz genellikle ev hanımı olur ve vaktini ev işlerinin yanında çocuğuyla ilgilenerek geçirirdi. Ancak yeni nesil anneleri; çalışan kadın, akşam evine geldiğinde evinin kadını, anne ve eş olarak parçalara bölünmüş durumda. Üstelik çocuğuyla yeterince vakit geçiremeyen çalışan annenin vicdan yükü de ekstra bir üzüntü olarak kalbinin sızlamasına neden olmakta.


Günümüz annesinin işini zorlaştıran bir diğer konu da sürekli değişen eğitim sistemi. Eskiden okullarda daha oturmuş, sınavsız bir eğitim modeli vardı. Oysaki günümüz koşullarında ne yazık ki çocuklarımız yarış atı haline gelmiş durumda. Ve tabii biz ebeveynler de bu yarışın içinde tam gaz koşmaktayız.

Okul, evde öğretmen ve dershane üçgeninde hem çocuk hem de ebeveynler perişan oluyor. Günümüzde doğru okulu, doğru dershaneyi bulabilmek de daha çok annelerin üzerinde olan bir görev!!!


Eskiye göre zorlaşan bir diğer konu ise beslenme şartları. Eski nesil çocukları çok daha sağlıklıydı. Çünkü eski gıdalar daha temiz, daha işlemsiz, daha organik ve doğaldı. Şimdiki çocuklar maalesef katkılı gıdaların getirisi olarak astım, alerji, şeker, obezite gibi hastalıklara çok erken yaşta yakalanabiliyor. Eğer bir yeni nesil annesiyseniz beslenme konusunda da doğrusunu okuyup araştırmak ve çocuğunuza en az katkılı gıdayı yedirmekle mükellefsiniz. Bu durum ise yine şimdiki annelere bir ek yük daha getirmekte.


Öte yandan bir de çocuklarımızın psikolojilerini de iyi tutmak biz yeni annelerin başka bir görevi. Eski çocuklar olarak bizler ergenlik nedir bilmezken; zamane çocukları bu dönemi de ağır atlatıyor. Dolayısıyla bir yeni nesil annesi aynı zamanda yarı psikologluğa da soyunmak durumunda.


Gitgide kötüleşen toplumumuzda çocuklarımızı parklara, bahçelere başlarında bizler olmadan gönderebilmek artık imkansız hale geldi. Eskiden anneler korkusuzca çocuklarını sokağa oynamaya yollayabilirken günümüzde sokakta oynama kültürü kalmadı artık. Yüksek katlı binalarda, elinde tabletlere bağımlı hale gelen, yalnızlaşan çocuklarımızı sosyalleştirebilmek de yine biz annelere düşüyor.

Çocuklarımızın karakterleri, yetenekleri ve istekleri doğrultusunda aynı zamanda keyif alabileceği hobi alanları ve kurslar bulmak da başlı başına bir olay. Öte yandan doyumsuz olan çocuklarımızı mutlu edebilmek uğruna attığımız kırk takla da cabası...


Hal böyle olunca da annenin yetişmesi ve kendini geliştirmesi gereken alanlar çoğalıyor. Elbette babalar da birçok yerde devreye giriyor fakat serde annelik olunca işin ucunu bırakmak mümkün olmuyor.

Eskiden anneler sadece "anne"ydi. Yavrusunu doğuran, besleyen, büyüten... Şu anın anneleri ise doğurmak, beslemek, büyütmek meziyetlerinin yanına verimli anne olabilmek adına kendilerine bir sürü branş eklemek zorunda. Yukarıda da değindiğim gibi artık iyi anne olabilmeniz için çocuk ruhundan anlayan bir nevi psikolog, beslenmesinden sorumlu bir uzman, maneviyatın dışında maddi anlamda da gelir getiren belki bir aile reisi, aynı zamanda çocuğuna karşı sinirleri alınmış anlayışlı bir arkadaş olmak mecburiyetindesiniz. Anne olmanın şartları ve günümüz çocuklarıyla baş edebilmenin yolları bunlar...


Elinde bulaşık, çamaşır yıkamıyor, çalışıyor, kariyer sahibi parasını kazanıyor diye şanslı görülen, tüm bu hengâme arasında kendine bir ihtimal nefes alabilme imkanı bulmaya çalışan günümüz annelerinin yaşam koşturmacasından bir kesit... Eski anneler mi, yeni anneler mi daha şanslı kararı size bırakıyorum...


Yazı: Ferah Uzundurukan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.