Bazen sabah uyanırsın… Dışarıda güneş doğmuştur, kahveni içersin, herkes gibi yeni bir gün daha başlıyordur… Ama içinde aynı ses, aynı ağırlık, aynı eksiklik hissiyle uyanırsın. Farklı gün, farklı yüzler, farklı olaylar ama his hep aynı. İşte o zaman durup şunu fark etmen gerekir: Bu his bir tesadüf değil bir döngüdür.
Neden hep aynı his?
Çünkü biz çoğu zaman duygularımızı biliriz ama onlarla yaşamayı bilmeyiz. “Farkındayım” deriz ama davranışımız aynı kalır. “Bunları hissediyorum” deriz ama hayatımızda somut değişiklik yaratamayız. O zaman ne olur?
Bu, aslında yalnızlık değil içindeki sesle sohbet etmemenden kaynaklıdır.
Farkındalık bilgi değil, eylemdir, harekete geçmektir.
Piyasada “farkındalık” çok hızlı bir kelime oldu. Herkes fark etmeyi konuşuyor:
Ama fark edemediğin şey; bilgi, davranışa dönüşmediğinde sadece zihinsel bir yük olur. Farkındalık duyguya dokundukça, sonra davranışla bütünleşince anlam kazanır. Ve sen fark ettikten sonra hala aynısını yapıyorsan, o bilgi seni yormaktan başka bir işe yaramaz.
Döngülerin dilini çözmek
Döngüler, sana bir şey öğretmek için döner.
Örneğin:
Döngüler, seni sadece “neden” değil nasıl sorusunu da sormaya çağırır.
Bu hafta bir adım at
Bugün kendine şöyle bir alan aç:
5 dakika sessizlik
Telefon kapalı, müzik yok, plan yok. İçinden şu soruyu sor: “Bugün ben en çok nasıl bir duygu hissettim ama ona yer vermedim?”
Sonra cevap ne gelirse... Bir kağıda yaz. Sonra şöyle bir niyet yap: Bugün bu his bana bir şey anlatacak, bana bir mesajı var ve ben onu almaya niyet ediyorum. Bu, artık bilgi değil deneyimsel farkındalık olur. Deneyim, davranışa dönüştüğünde de döngü kırılır.
Çünkü gerçek değişim zihinde başlar.
Son olarak; aynı hisle uyanıyorsan, bu bir tesadüf değil dikkat çekmek isteyen bir davettir. Bu davet, seni değiştirmek için değil, sana asıl senin kim olduğunu fark ettirmek için gelir. Unutma: Seni bilgi kurtarmaz, davranış seni kurtarır. Davranış da en çok içindeki sese kulak verdiğinde değişir.
Sevgiyle kal...
Yazı: Nuray Kılınçarslan