"Bu evliliği devam ettirmek istiyorum"

Merhaba Yeşim Hanım, size içim dolu dolu yazıyorum. Hayatta kimseye derdimi böyle uzun uzadıya anlatmadım ama artık kendime bile yetemez hâle geldim. 20 yıldır evliyiz. Üç evladımız var. Büyük oğlum üniversitede okuyor, ortanca kızım liseye geçti, en küçük oğlum da bu yıl ortaokula başladı. Her biri bizim gözümüzün nuru, bu yuvanın meyvesi. Ama şimdi eşim boşanmak istiyor ve resmî olarak dava açtı. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilmiyorum. Dünya başıma yıkıldı desem abartmış olmam. Eşim bana, “20 senedir hayatıma hiçbir şey katmadın, benim için hiçbir şey yapmadın. Senelerimi çaldın” dedi. Bu sözler beni derinden yaraladı. Belki bazı şeyleri gösteremedim. Belki duygularımı dile getirmekte eksik kaldım. Ama bu yuvayı ayakta tutmak için elimden ne geldiyse yaptım. Sabahın köründe işe gidip akşam geç saatlerde döndüm. Daha iyi bir gelecek kuralım diye. Evde huzur olsun, eksikleri olmasın diye.Eşim çocukların okul masraflarını düşündüğünde endişelenmesin, market alışverişinde fiyatlara takılmasın diye kendimi ikinci plana attım. Doğum günlerimi, kendi sağlık sorunlarımı bile önemsemedim. Kaç kere doktora gitmem gerekirken “önemli bir şeyim yok” diyerek geçiştirdim. Çünkü önemli olan onlardı. Ama şimdi dönüp baktığında sadece eksiklerimi görüyor. “Sen bana hiç destek olmadın” diyor. Oysa kızımız küçüktü, gece yarısı ateşlendiğinde arabaya atlayıp sabaha karşı hastaneye ben koştum. Oğlumuzun okul turnuvasına giderken cebine harçlığı eksik olmasın diye kendi cebimi boşaltan bendim. Bunlar görünmedi mi? Ya da ben göstermeyi mi bilemedim? Yeşim Hanım, ben mükemmel bir eş olmadım belki ama kötü bir adam da olmadım. Bu evliliği devam ettirmek istiyorum. Hâlâ seviyorum. Bu yaşa geldik, birlikte büyüdük, acıyı tatlıyı paylaştık. İnsan bir ömrü kolay kolay bırakabilir mi? Eşim buz gibi şimdi. Ne desem dinlemiyor. Sanki kapıyı tamamen kapatmış. Ama ben vazgeçmek istemiyorum. Çocuklarımız da bu durumdan çok etkileniyor. Küçük olan her akşam “Annemle barıştınız mı?” diye soruyor. Büyük oğlum daha sessiz ama belli ki içten içe çok üzülüyor. Çocukların bu hâlini gördükçe daha da kahroluyorum. Lütfen bana bir yol gösterin. Onunla yeniden konuşabilmek, kalbine dokunabilmek için ne yapmalıyım? Ona yıllarımızı, emeklerimizi hatırlatmak istiyorum ama nasıl? Kendimi affettirmek, hatalarımı telafi etmek istiyorum. Yeter ki bana bir kez daha inansın, bir şans daha versin. Bu yuva için mücadele etmeye hazırım ama yolumu şaşırmış gibiyim.


Yeşim Tijen’in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar, size de merhaba değerli okurum; “son bir isteğim bir kez daha deneyelim” demişsiniz. 20 senenin sonunda yapıp ettiklerinizin karşılığı “Benim hayatımı çaldın” olmuşsa eşinize oldukça küçük bir hayat yaşatmış olmalısınız. Yıllardır içine ata ata biriktirdiği büyük bir hayal kırıklığı içinde olmalı onun için şu saatten sonra 20 senede dokunamadığınız kalbe hiçbir sözle dokunamazsınız diyeceğim. Çünkü kadın sevgisini, saygısını, umudunu yitirdiğinde gitmek için yola çıkar. Çok üzgün ve pişmansınız ama çok geç… Siz evliliğinizde kendinizce yaptığınız fedakârlıkları yazmışsınız. Bunları küçümsemem mümkün değil. Fakat eşiniz 20 yılın ardından size öyle sözler söylemiş ki bu sözler ondaki karşılığınızın bir hayal kırıklığı olduğunu gösteriyor. Bunlar duygusal ihmal edilmişlik… Madden yetersizlikler, eksik kalmalar, arzularının hiç gerçekleşmemiş ve gerçek olmayacağına dair bir ümitsizliğin karşılığı olarak gözüküyor. Hayatıma hiçbir şey katmadın demesi sizin kendinizle ilgili saymış olduğunuz fedakârlıklara eşinizin fedakârlıklarını da eklersek onun hayatına madden kendisini güçlü, iyi hissedeceği; ev, araba vs. renk olarak da bir tatil, beraberce paylaşılacak güzel günler ve anlar katamamış olmalısınız. Oysaki güzel anların, günlerin bir fincan kahve misali hatırı olabilirdi. Evlilik beraberce çile çekme kurumu değildir, içinde yaşanmış ve yaşanması mümkün güzel günlerin umuduyla dolu olmalı. Bütün bunları yıllardır bekleyip göremeyince de “Bu adam bana gün yüzü göstermeyecek” diyecek duruma gelmiştir. Sizin saydığınız fedakârlıklar onun için zaten sizin yapmanız gerekenlerdir, sizin büyük emek olarak gördüğünüz emekler için her emek karşılık görmeyebilir diyeceğim. Bu hayattan, eşten, evlilikten beklentilerle ilgili bir durum. Siz kanaatkârsınızdır, eşiniz azla yetinmek istemeyebilir. “Onda var ben de niye yok?”, “Benim de hakkım”, “En azından şu kadarı olsun” diye arzu edebilir ve o kadarını dahi görememiş olmalı… Ne yazık ki evliliğinize dair pek umut görmüyorum. Yine de bir önerim olacak. Eşinizi bu noktada bir tek çocuklarınız durdurabilir. Onların bu ayrılık kararına tepkisi eşinizin kalbine dokunabilir ama onlar da bir yere kadar durdurur o durduğu yerde sizin çok güzel hamleler yapmanız lazım. Evet, kadınlar maddeci gibi gözükse de erkek renkli karakteriyle yapıcı tutumuyla kadının kalbinde yer edinebilir. Hayat şartlarınızın ağırlığıyla boynunuz bükük olmamalı dik durabilmelisiniz. Hiçbir kadın sürekli mutsuz duran, gülmeyen, ailesine kendi renklerini katmayan, umutsuzluk saçan bunların sonucunda güven vermeyen bir eşle birlikte yaşamak istemez. Bu hallerin karşılığı kadında ancak değersizlik olacaktır. Sizin de bildiğiniz gibi yaratıcılık maddiyat gerektirmiyor. Biraz hayatınıza hareket katmalısınız, kendinize özen göstermelisiniz, eşinizin kalbine sözlerle değil ancak yaptıklarınızla dokunabilirsiniz. Söz uçar ama yapıp ettikleriniz kalır. Çocuklarınıza gelirsek… Mutlaka sizin fedakarlıklarınızın farkındadırlar ama onlara da umut veren bir baba lazım. Sizin dik duruşunuzu görmeleri lazım, şu sıralar eşinizin üzerine gitmeyin ama hayatınızda umut veren adımlar atın atmaya da devam edin. Eşiniz görecek ya da çocuklarından öğrenecek sonrasını zamanın usul usul işlemesine bırakın. 20 yılın biriken kırgınlıklarını bir kez konuşayım demişsiniz ya o bir kez konuşmayla yılların kırgınlıklarını yok edemezsiniz. Her acı iyileşmek için zaman ister. Hakkınızda her şeyin hayırlısı olmasını diliyorum.


Sevgiler sevgili okurlarıma…


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres:yesimilehayatbilgisi@gmail.com



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Evliliğe görev bilinciyle bakarsanız gün sonunda sadece robot gibi çalışmış bir bedenin ruhsuzluğu kalır duygular her iki taraf için de geri plana atılmış yaş alınmaya başlayınca da insan da olmuyorsa olmasın demiş demem o ki insan bir ruhu olduğunu bilmeli bunu da beslemelidir evlilikte de karşılıklı sevgi ve anlayışla bu mümkündür
    CEVAPLA
  • Misafir Hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde diye devam ederdi
    CEVAPLA
  • Misafir Gidene dur denmez
    CEVAPLA
  • Misafir 25 Mayıs'ta yazdığım yazı uzun olduğu üçün hepsi gönderilmemiş. Yazının devamı: Size önerim uygun bir zamanda eşinizle onu kırmadan, ilginizi hiss ettirecek şekilde oturup konuşmanız. Bu şekilde birbirinizin derdini dinlemiş olursunuz. Daha sonra aile terapisine gide bilirsiniz. Bundan sonra da kararından vazgeçmezse çocukları ve birbirinizi yıpratmadan boşanmanız en uygun davranış olur. Böyle durumlarda çocukların psikolojisi çok etkileniyor. Anne ve babanın mutlu olmadığı yuvada çocuklar huzurlu hiss etmez. Umarım sizler için her şey çok güzel olur, sorunlarınız çözülür de hayatınıza hep...
    CEVAPLA
  • Misafir Merhaba, sizin yazdıklarınızdan ailenize verdiğiniz değer anlaşılıyor. Eşiniz eminim sizin aileniz için yaptıklarınızın farkında. Lakin her kes farklı karaktere sahiptir. Sizden kendisine karşı beklediği ilgiyi göremediği için yıllardır içinde sakladığı duyguları en son bu şekilde ifade etmiş. Belki siz kendinizce aileniz için elinizden geleni yaptığınızı düşünüyorsunuz. Ancak eşinize istediği ilgiyi hiss ettirmemiş de ola bilirsiniz. İnsanız önceden yazdığım gibi farklı karakterlere sahip olduğumuz için bizim için doğru olan şeyler başkaları için doğru olmaya da bilir. Size önerim uygun bir...
    CEVAPLA
  • Misafir esibizin bir iliskisi olabiir mi acaba..Bence arastırilmalı
    CEVAPLA
  • Misafir Sizin üç çocuğunuzu büyütmüş şimdi ise yoluna bakmaya çalışıyor belli ki çocuk bakıcılığından öteye geçmemiş evliliğinizde hiç mi düşünmediniz bir bayan bir kadın eşiyle bir olmak ister hayatımı çaldın demiş ya onun gençliğine yazık değil miydi şimdi gidince mi değerli olacak zamanında neden bilmediniz kıymetini
    CEVAPLA
  • Misafir Babanızın evinde neden oturmadiniz koca evinemi gelince kıymetli oluyorsunuz yazık size yazık
    CEVAPLA
  • Misafir Kadın bitti dediyse bitmişdir daha ne yapsanda boş o kalbi kırmadan önce düşünecektin konu para ev araba değil duygularını doyuramamışsın daha ağızınla kuş tutsanda işe yaramaz YAZIK
    CEVAPLA
  • Misafir Eşiniz dava açmış olabilir ama duruşmadaki son imza atılana kadar her şey değişebilir. Karar çıksa bile oradan dönülebilir. İkinci kere bile evlenilebilir. Erkek olarak şimdi, yıllardır kadınınıza ama bakın iyi okuyun, doğruca kadınınız için yapmadığınız şeyleri yapın ve onu kadın olarak hissettirecek, beğenilen ve istenen bir kadın olduğunu hissettirecek adımlar atın yavaş yavaş. Kalbi elbet ısınacaktır çünkü boşanmak öyle kolay bir şey değil. Heyecan yaşamak istemesi de normal. Anlayışla karşılayın. Kalbini ihmal etmişsiniz belli ki. Kadın olduğunu hissetmek ister. Umudunuzu kaybetmiş...
    CEVAPLA
  • Misafir Bence abi çık git biraz yalnız kalsın o zaman net olarak her şeyi görürsünüz sizin ilişkiye zaman lazım ve mesafe
    CEVAPLA
  • Misafir Evliliğinizle ilgili sorunlar daha önce hiç mi konuşulmadı? Eşiniz mutsuz olduğunu size hiç mi söylemedi? Eviniz aileniz için çabalamışsınız, çalıp çırpmamış ve onurlu yaşamışsınız. Bunlar bir erkekten beklenen şeyler ama 3 çocuk hiç de kolay değil. Eşinizin ruhu yoksun kalmış. Kadınlığını hissedecek bir şey yaşayamamış. Çırpınmışsınızdır eminim ama evlilik sadece çocuklu bir kurum değildir. Karı koca olarak heybenize ne kattınız? Kadınınızın kalbine dokundunuz mu? Diyebilirsiniz ki o da benimkine dokunmadı. Hayır. Önce erkek yapar. Erkek, kadına 1 damla su verir, kadın çiçek açar. Ona...
    CEVAPLA
  • Misafir Esiniz, sizin hayatiniza ne katmis? Ya baskasini seviyor ya da dizilerden etkilemis.Aile terapisine gidin bence, masum cocuklarinizin hatirina.
    CEVAPLA
  • Misafir Size katiliyorum
    CEVAPLA
  • Misafir Okuyucuya önerim, sakın peşinden gitmesin, hiçbir şey olmamış gibi davransın, normal hayatına devam etsin ve en önemlisi kendini geliştirip kişisel bakım, kıyafet vs. daha özen göstersin, kenidni geri çekip gedakarlık emek vs yapmasın. O zaman o kadın acaba diye durup düşünecek.
    CEVAPLA
  • Misafir Belli ki,20 sene sonra sadece kendini düşünen bencil bir anne mevcut.Üç çocuk, bir evliliğin en büyük değeri değil midir? Anne ve babaların kendileri olma hakkı yoktur.20 yıllık bir evlilik sorumsuzca sonlandırılamaz. Ben o çocuklara, çok ama çok üzüldüm.
    CEVAPLA
  • Misafir Gerçekten olan çocuklara oluyor birde beyefendi de anlattıkları doğru ise onun da hayati mahvolmuş peki bu es eve maddi katkısı olmuş mu adam çalışıp daha iyi bir hayat yaşatmak için çalışıp yorulup eve gelince ilgi göstermemiş olabilir bu yönden düşünmek gerek bu arada bende bir kadınım
    CEVAPLA
  • Misafir Ben bir hanım olarak sadece erkek çalışmaz kadinda evde oturup bekleyeceğiz çalışıp eşine destek olmalı
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.