Ablamı kaybettiğimden beri toparlanamadım
Merhaba Yeşim Hanım, psikolojik olarak birçok konuda kendimi iyi hissetmiyorum. 14 yaşında annem göğüs kanseri oldu, şu an gayet sağlıklı ama ardından çok sevdiğim ablamı kaybettim, o da kanserden dolayı vefat etti. Bu yaşıma kadar hala bu korkuyu atlatamadım. Her sabah uyandığımda o anki yaşadığım şeyler aklıma geliyor. Unutamıyorum o zamanları. Lise hayatım kötü geçti, 2 sene üst üste sınıfta kaldım, ardından açık öğretime yazıldım. Halen de okuyorum. Bu sene mezun olacağım ve üniversite sınavına gireceğim. Elimden geldiğince sıkı çalışıyorum, dershaneye gidiyorum. Okumayı çok seviyorum ama odak noktam çok kayıyor. Ne istediğimi bilemiyorum. Uzun bir süre panik ataklarım oldu, bazı konularda kendime güvenemiyorum. Hep geri adım atıyorum. Yapamayacağım korkusuyla yaşıyorum hep, kafam hep geçmişte takılı kalıyor, bu da beni ilerletmiyor, kendimi kötü hissediyorum. Kendimce yanlış adımlar atıyorum. Bu beni çok fazla yıpratıyor. Bazen çok mutlu olurken bir anda bütün mutluluk seviyem düşüyor. Kendimi tanıyamaz hale geliyorum. En çokta bundan korkuyorum bazen aklıma intihar mı etsem diye düşünceler gelip geçiyor ama yapmıyorum. Ne yapmam gerekiyor?
Yeşim Tijen’in cevabı:
O da ne demek öyle? Iıııııhh olmadı! Gencecik çocuğuma intihar düşüncesini hiç yakıştıramadım. Kızıyorum ama; duymamış olayım... Anneniz, hele o hiç duymasın! Kadının kalbine iner vallahi. Çabucak bu düşünceleri aklınızdan atın. Doğru düşünemiyorsunuz bir süredir, öyle gözüküyor. Kendinizde oluşturmuş olduğunuz bu sıkıntılı düşüncelerden uzaklaşmalı, hayatınıza yeniden farklı bir bakış açısıyla bakmalısınız. “Evet, kardeşim öldü ama ben yaşıyorum, yaşamalıyım” demeli, zihninizi olumlu düşüncelerle doldurmalısınız. Ne düşünürseniz, osunuz. Olumsuz düşünmeye devam ederseniz nasıl mutlu olacaksınız? Soruyorum, hangi olumsuz düşünce insanı mutlu etmiş? Güzel düşünerek doldurun o genç beyninizi.
Hayat yolcusu genç okurum benim, haklısınız, hayat sizin açınızdan kolay olmamış. Size güzel yüzünü gösterememiş ama bu, göstermeyecek demek değil ki! Siz gençsiniz, hayat uzun. Fırsat verin hayata, sadece sınanıyorsunuz. Bakalım neler yapacak? Buradan nasıl çıkacak? Deniyor, siz bu sorunları aşıp çıktığınızda yaşamın güzel yüzüyle karşılaşacaksınız. Yalnız dudaklarınız değil, gözlerinizin içi de gülecek. “İyi ki” diyeceksiniz, “iyi ki yaşıyorum.” Acemi hayat yolcusuyken sizin gibi, çoğu şeyi bilmez insan. Ben size anlatayım, hayatla nasıl savaşacak ve onu nasıl yeneceksiniz…
İnsan dünyaya gelmekle nasıl bir derde düştüğünü küçükken hiç bilmez. Çocukluktan çıkmaya başladığında anlamaya başlar. Kendisinden, elindekilerle güzel bir hayat ve başarılı insan yaratması istenir. Sanki hayat eline her şeyi bolca vermiş gibi sizden bunları beklemektedir. Eldeki malzeme eksiktir. Çokça emek, azim, sabır gereklidir. Herkes bu malzemeyle ne yapabileceğini öngöremeyebilir, bir yere varamayabilir yani. Bir de hayatın hediye olduğu söylenmektedir. Kucağınıza bırakılan bu kocaman hediye paketinin içinde ümitler vardır. Seç, beğen, al! Ne de olsa ümit... Güzellikler yok mu dersiniz? “Onlar kalplerinizde, doğada, doğadaki canlılarda” derler. İnsan, elindeki hediye paketiyle kalakalır. Bununla ne yapabilirim diye düşünür. Bazı insanlar ümitlerden alırlar, sonra eksiklikleri tamamlamak için şartlarına değil, kendi içlerine doğru bakarlar. Buradan yollarını bulurlar. Sonra da kendilerindeki meziyetleri değerlendirerek hedeflerine ulaşırlar. Bunu hayatta yaşanılanlardan görüyoruz, değil mi? “Nerden nereye gelmiş, başarmış” diyoruz, takdir ediyoruz. Bazıları da yaşamlarındaki olumsuzluklara, acılarına takılı kalırlar, bir türlü üzerlerinden atamazlar. Bu acılar öyle haindirler ki sizi kendilerinde tutmak isterler. Siz akıllı olup onları kendinizden uzaklaştırmanız gerektiğini bileceksiniz. Eliniz mahkum, acınızı çekeceksiniz ama o acıyı geride bırakmayı, ondan sıyrılmayı da hayatınızda yol alabilmek adına bilmelisiniz Yoksa hayatın içinde yok olursunuz. Buna izin mi vereceksiniz? Tabii ki hayır. Elinizden geleni yapacaksınız. Yok öyle pes etmek! Yaşamak bir hak olarak verilmişse o hakkı elimizden geldiğince iyi kullanmalıyız. O yüzden eğilmek yerine, yaşadıklarınıza inat, daha dik olacaksınız.
Kabul ediyorum, acılarınız sizden büyük; anneniz kanser oldu, kötü bir hastalık, çok şükür kurtulabildi, iyileşti. Kardeşiniz kanser oldu, ne yazık ki iyileşemedi, vefat etti. Acınız çok büyük, anlıyorum ama hayatınıza devam edebilmeniz için bu acıyı artık bitireceksiniz. Siz de kanser olurum diye düşünmeyeceksiniz. Kendinize iyi bakıp gerisini Allah’a bırakacaksınız. Bu her konu için böyle. Elinizden geleni yaparsanız olup olmamasının önemi kaybolur. Başarsanız da başaramasanız da kazanan sizsiniz, çünkü elinizden geleni yaptınız.
Panik ataklarınız, bu korkularınız ve evhamlarınız yüzünden. İçinizde büyüttüğünüz ölüm endişesi ve korkunuz size panik ataklar yaşatmış. Bu konuda yazmış olduğum yazılarım var, okuyabilirseniz faydasını göreceksiniz. Bütün bu yaşadıklarınızdan, acılardan nasıl mı çıkacaksınız, yavrum? Dünü dünde bırakıp bugününde varlık göstermeyi başararak, sizi mutlu eden kişilerle birlikte olarak, yapmaktan zevk aldığınız meşguliyetlerle uğraşarak, hayata karışarak çıkabilirsiniz. Hayata karıştıkça sorunlarınızı unutur, rahatlarsınız. Karamsar düşüncelerden uzaklaşıp güzel düşünceleri içinizde yeniden yeşertip onların peşinden giderseniz kendinizdeki farkı görebileceksiniz.
Hayatta güzel şeyler de vardır değil mi? İnsan bazı güzellikleri görür, dokunur, hisseder ve bazılarını da umut eder. Sizin de hayalleriniz, umutlarınız vardır. İşte onları hatırlayıp, onlara tutunup bugünde size düşenleri yapacaksınız, yoksa yaşadığınız hayat başka, hayal ettiğiniz hayat bambaşka olur.
Bir şeyler olma hayaliniz geçmişiniz tarafından yok edilmemeli. Hayal ettiğiniz kişi olmanıza yaşamınızın izin verip vermemesi, sizin kendinizi akıllıca yönetiminizde, umutlarınızda, azminizde, kendinize olan inancınızdadır. Bunu bilin, sevgili yavrum. Aklınızı bir an önce toplayın ki odak noktanız kaymasın. Önünüzde büyük bir sınav var. Bu sınavda başarılı olabilirsiniz. Bu yıl istediğiniz sonucu alamazsanız, dünyanın sonu değil. Bir yıl daha çalışıp yeniden hazırlanabilirsiniz. Yapamam diye birçok şeyde korkup geri çekilmeniz güvensizlikten kaynaklanıyor. Bu güvensizlik hissini de zamanla kendinizin güzel, güçlü taraflarını düşünüp ön plana çıkararak güven kazandıkça aşacaksınızdır. Şimdi hayatın acemi yolcusunuz, yaşadıkça sizde çokça insan gibi hayatla baş etmeyi öğreneceksiniz. Yaşamak zor ama çok güzel. Kimsenin öte tarafa gitmek istediği yok. O zaman, bu güzel hayatı yaşayabilmek adına ümitlerinizin, hayallerinizin peşinde olun, sevgili yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarım...
YORUMLAR