Eşim beni aldatıyor, ayrılamıyorum

Sevgili Yeşim hanım merhabalar,


Biz eşimle 20 yıllık evliyiz ve 3 kız çocuğumuz var. Eşim beni defalarca aldattı ve özür diledi, çok pişman olduğunu dile getirdi, ben de kendisine çok kez şans verdim. Şimdilerde ise sosyal medyada başka bir hesap kullanarak, kendi adını kullanmadan ama kendi fotoğraflarını kullanarak canlı yayınlar yapıyor. Bunu da öğrendiğimde önce inkar etti, gözümün içine baka baka yalan konuştu. Ben de üstüne biraz fazla gittim, bunalttım çünkü kendime yediremiyorum. "Bana bırak beni, ben boşanmak istiyorum" diyor ve ben bunu ne kalbime ne de beynime kabul ettiremiyorum ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemiyorum.


Bana "Sen ruh hastasısın, ben yanlış birşey yapmıyorum, sana yanlış yapmıyorum, sadece kafamı dağıtıyorum" diyor ama ben canlı yayınların bir kaç tanesini dinledim, bayanlarla çok samimi. Benim hiç duymadığım iltifatlar, güzel sözler, bunları duyunca daha da çok üzülüyorum.


Ayrıca bir bayanla ortak hesabı olduğunu, bayanın evli, çocukları olduğunu ama eşinin böyle bir hesaptan haberi olmadığını, bayanın bu hesapta sadece paylaşımlar yaptığını söylüyor. Tabii paylaşımların hepsi aşk sözleriyle dolu şarkılar, şiirler...


Ben kendimi sorgulamaktan, nerede hata yaptığımı düşünmekten o kadar yoruldum ki psikiyatriye gittim, acaba bende bir problem mi var diye.


Çocuklarımın karşısında küçük düşmekten, gururumun ve güvenimin yerle bir olmasından utanır oldum.


Bu evlilik için o kadar emek verdim ki... Aslında her türlü yokluğu da gördüm, her türlü sıkıntıyı da çektim, haketmediğim onlarca olay yaşadım. Ben 36 yaşındayım, kızlarım 18, 15, 6 yaşlarında. Küçük kızım babasına çok düşkün. Eğer ki biz ayrılırsak kızım için ne yaparım, bilmiyorum. Evde sesler yükseldiği zaman bile "Anne nolur ayrılmayın" diye yalvarıyor.


Eşime defalarca "Aile terapistine gidelim" dedim, bir kez ikna edebildim. Gittiğimizde doktora "Siz bizim için ne yapabilirsiniz?" diyerek, dalga geçerek konuştu. Doktor bana eşim dışarı çıktıktan sonra "Eşiniz çok zor bir insan, o istemeden ben size yardımcı olamam" dedi ve böyle kapandı. Bir daha da gitmedi zaten.


Şimdi ben ne yapmalıyım? Sevdiğime kendimi o kadar inandırmışım ki bu sevgi mi, yoksa gurursuzluk mu? Nasıl davranacağımı, nasıl bir davranış sergilemem gerektiğini bilmiyorum. Kalbime de beynime de söz geçiremiyorum, kabul etmiyor. Size de şimdiden çok teşekkür ederim.



Yeşim Tijen'in cevabı:



Bana bir masal anlat baba

İçinde denizler, balıklar, yağmurla kar olsun, Güneş'le Ay. Anlatırken tut elimi

Uykuya dalıp gitsem bile

Bırakıp gitme sakın beni


dersiniz babanıza…


Ama babalar yaptıklarıyla sizin hayatınızdan her gün biraz giderler. Bu çok sevdiğim şarkıyı dinlediğimde taaa çocukluğuma kadar gider, sonra geri gelirim, sevgili okurlarım. O şarkı süresince yeniden çocuk olurum. Babamı düşünürüm bir çocuk saflığıyla. Bana güzel bir dünyayı anlatan masal anlatmasını isterim ama her baba güzel bir dünyayı vaat etmez çocuklarına. Ne garip değil mi? Tüm babaların yapması gereken bu olmasına karşın kendilerini sizin hayatınızdan mesul tutmazlar, inatla kendi hayatlarını yaşarlar. İnsan "Keşke, bütün anne babalar mutluluğu birbirlerinde bulabilseydi" diyor. Ne yazık ki her çift, evli diye mutlu olamıyor. Biliyorum, evliliklerin genelinde kadınlar, emekler vererek evliliği ayakta tutuyorlar. Hani bir bıraksalar yıkılacak ne çok evlilik var... Bırakmamaya çalışıyorlar, zor da olsa götürüyorlar. Kendielerine bir bahane de buluyorlar: Ayrılmak cesaret işi; ayrılmak, yeniden düzen kurmak, para işi, kadında nerede o güç, ya çocuklar? Başlı başına sorun, çocuklara sahip olabilmek, onları bu yeni düzene alıştırmak… Kolay şeyler değil, ha deyince olacak şeyler hiç değil. O yüzden de kadınlar kolay vazgeçmiyor. Son ana kadar ayrılmamak için direniyor, ne diyerek direniyor? Hepinizin bildiği bir sözü kendisine söylüyor: “Çalı idi, çırpı idi, yuvam idi; ayı idi, mayı idi, kocam idi”. Siz de bir süre daha bu yaşadıklarınızı görmezden gelmeli, ne görmeli ne duymalı ne de konuşmalısınız. Sizin hayatınızdaki sıkıntılarınızdan çocuklarınız sorumlu değil ama siz ve eşiniz onların hayatına aksettireceğiniz sorunlardan sorumlusunuz.


Sevgili okurum, bir anne davranışlarıyla, sabrıyla, vefası, sadakatıyla çocuklarına örnek olmalı. Onlara aile değerlerini verebilmeli ve gerektiğinde noktayı koyarak bu emek vermeyi bırakıp eşini yok sayabilmeli. Siz kızlarınıza ne güzel bir örneksiniz... Bir çok bakımdan sizi kutluyorum ama "hakettiğinden fazla değer, soytarıyı kral edermiş" diyerek size "Artık eşinizle uğraşmayı bırakın" demek zorundayım. Niye hala eşinizi pışpışlıyorsunuz? Onu yok farz edin. Ne yaparsa yapsın, umursamayın. Herkes ne yaparsa kendisine yapar aslında. Yaptıklarıyla ya var olur ya da yok olur…


İnsan evliliği için, yuvasının bozulmaması için gösterdiği çabayla çocuklarının gözünde küçük düşmez, aksine büyür. Bugün anlayamadıkları bir şey var ise onların cevabını yarınlarda kendi yaşamlarını yaşarken "Annem evliliği için elinden gelenin fazlasını yapmış" diyecekler. Sizi anlayacaklardır. Bundan yana hiç üzülmeyin. Üzüleceğiniz şey şu, ileriki zamanlarda "Ben bu adama niye hak ettiğinden fazla değer verdim?" diyeceksiniz. Çünkü eşiniz yaptıklarından geri hiç durmamış. Bunca zaman konuşup durdunuz, "Neden yapıyorsun?" dediniz, değişti mi? Eşiniz duyduklarını anlasaydı kelimelerinizi eskitmezdi. O halde eşiniz, bırakın, ne istiyorsa yapsın. Cesareti varsa ayrılsın. Ayrılmak lafta kolaydır, gerçeğe dönüştüğünde kaybeden sizden çok kendisi olacağını bildiğinden göze alamaz. Sizi tehdit etmek maksadıyla söyler durur. "Bak, böyle davranmaya devam edersen ayrılırım", "Haydi ayrılalım!" deseniz orada kalır her şey, ne sizden ne çocuklarından vazgeçebilir. Düşünemediği bir şey var ki siz bu ayrılığı göze alabilirsiniz çünkü eşiniz değişmeyecek, bu böyle sürüp gidecek. Siz bunun bilinciyle bu adamdan isterseniz vazgeçebilirsiniz ama şimdi bu vazgeçmenin zamanı değil, böyle bir düşünceniz varsa beklemelisiniz. Bu konu hakkında netleşmek istiyorsanız böyle bir adamla ömrünüzü, yıllarınızı ve en önemlisi gençliğinizi ilgisiz, sevgisiz aldatılmalarla geçirebilecek misiniz? Buna daha ne kadar dayanabileceksiniz? Bu adamla yaşlanabilecek misiniz? Bunlar kolay gibi gözükse de cevapları zor soruları kendinize sorarak cevabını kendinizde bulacaksınız. Bir bakıma bu soruları kendinize sormaya başlamışsınız. Eşiniz sizin yüreğinizde eksilmiş, siz bunun farkında değilsiniz. Eşler, yaptıkları ya da yapmadıklarıyla, kendilerini birbirlerinin kalbinde bitirirler. Gerisi alışkanlık ve cesaretsizlikten başka bir şey değildir. Bunca yaşanandan geriye sevgi mi, heyecan mı kalır? Hangisi var içinizde öfke ve kızgınlıktan ve bıkkınlıktan başka?


Kendinize haksızlık yapmayın lütfen. Gurursuz asla değilsiniz. Gurursuz olan eşiniz, bunu göremiyor musunuz? Siz, evliliğinizi değerleriyle yaşamak isterken eşiniz özgürce, fütursuzca yaşamak istiyor. Yaşattıklarının umursamazlığıyla size çareler aratıyor. Bir insanı siz değiştiremezsiniz, bunu bilmelisiniz. O da değişmek istemediğine göre size düşen ondan şu sıralar ayrılmak olmamalı. 3 kızınız peş peşe genç kız oluyor, onların yaşamdaki bu geçiş döneminde bir anne olarak dikkatli, ilgili olmalısınız. Eğitim hayatlarının bu zor döneminde kendi sorunlarınızı bir müddet askıya almak durumundasınız. Onların yaşadıklarınızla etkilenmemesi, eğitimlerine odaklanması ve sizin, onların yaşayabileceği sorunlar olursa yanlarında olabilmeniz, hiçbir şeylerini kaçırmamanız adına, eşinizle yaşadıklarınıza üniversiteye üçünü de sokana kadar ara vermek zorundasınız. Bırakın, kimle görüşüyorsa görüşsün, umursamamayı öğrenin. Eşinizden daha önemli, kızlarınızın genç kız oluyor olması. Dışarda çok kötülükler var, insanlar hadsiz, her kötülüğe cüret edilebiliyor. Kendi sorunlarınızla boğuşurken, onlarla yeterince ilgilenemezsiniz kaçıracağınız sorunları olabilir. Bu nedenle uyanık bir anne olmalısınız. Evliliğinizden önce, kızlarınız gelmeli yoksa ilerde pişman olacağınız durumlar yaşayabilirsiniz.


Yazımın sonunda size "Kendiniz yönetmeyi bilin" diyeceğim, sevgili okurum. Siz hayatınızdaki duruşunuzla kızlarınıza örnek olacaksınız. Ağlayıp sızlayan bir anne olmayın. Güçlü, kızlarıyla neşeli paylaşımları olan bir kadın olun. Bir müddet sonra eşinizin gidişatına göre kendinizle ilgili kararı verirsiniz.


Haydi bakalım! O halde güçlü durmaya, yazımı okuduğunuzdan itibaren başlamalısınız…


Sevgiyle kalın benim sevgili okurlarım…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Eşinin sana davranışlarından dolayı sıkılacaksın tek basına bebegini büyütmeye hazır ol çünkü sen hamileligin ve logusalıkda onunla ilgilenemeyeceksin ve o yanındada olsa yalnızsın geri dön babanın evine demiyorum zor baba evine dönmek hiç kimsenin huyu degildir aldatmak kimse haketmez eksik veya fazlan olabilir onlardan ama bu bir gercekki kalbin doğrulmaz ona sen cocuk yapmışsın aranızı düzeltsin diye ama daha cok sogutacak aranızı sen üstüne gittikce aldatıcak seni ve sonunda ne olacak biliyormusun kimsen kalmayacak cocukların genc olucak ve sen istemeyeceksin o adamı gencligin gidecek...
    CEVAPLA
  • Misafir yuh ya resmen aldatsa da kal demişssiniz mahkemeye gitse boşanma sebebi sayılıyor, siz bir de kadına kızıp kendinizi unutun demişssini, sizin gibiler sayesinde kadınlar kendi ayakları üzerinde hiç duramayacak, o annenin kızları da o anneyi rolmodel alıp ilişkilerinde aldatılacak
    CEVAPLA
  • Misafir yine yine yine çok iyiydi tebrikler
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.