Aileme sevdiğimi kabul ettiremiyorum...

“Merhaba Yeşim Hanım,

Ben 25 yaşında bir kızım. Sevdiğim insan ise benden 3 yaş küçük. Yaşını sorun ediyorlar, sülalesini sevmiyorlar ve ben namaz kılan kapalı biriyim. O daha önce alkol kullanmış, namaz kılmayan biri. Beni ona layık görmüyorlar. Halbuki bana bağlı ve geleceğimiz için olumsuz göreceğim şeylerden uzaklaştı, bizim için çaba gösteriyor uzun zamandır. Anlaştığım, aşık olduğum, saygı duyduğum, beğendiğim biri.


Şimdi evlenmeyi düşünüyoruz. Ama ailem sevmiyorum, istemiyorum, nefret ediyorum, olmaz deyip duruyor ilk duyduklarından beri. Çok yorulduk. Stres ve üzüntü içindeyiz ikimiz de ve konuşmalarımıza artık olumsuz yansıyor bu durum. Bizim evlenmemizi isteyen, destekleyen birçok akraba ve tanıdığımız insan var. Onun ailesi özellikle tam destek. Gönüle söz geçmiyor, ne aileme sırtımı dönebilirim ne de sevdiğim insana.


Bunlar dışında anlatmak istediğim ve kafamı kurcalayan bazı noktalar var. Sevgilim askerdeydi, daha dün geldi. Evde babam işteyken çok tartıştık annem ile. Annem hakaret boyutlarını da aşmıştı sevdiğim insana benim hislerimi hiçe sayarak. Ben olanı biteni anlatmak istemedim sevgilime, onu üzmemek adına.


Daha sonra dayanamadım anlattım çünkü ben de iyi değildim ve destek bekliyordum. O benim tek arkadaşım, dert ortağım aynı zamanda başka kimseyle paylaşmam normalde hiçbir şeyimi. 7 senedir annem bu iş olmaz diyor, son 1-2 senedir kardeşim olumsuz bakıyor. Babama ilk defa bu konuyu açtığımda askerden gelsin, bir işi olsun o zaman konuşalım dediği halde sonrasında annem aşırı abarttığı için evde bunalımlı, zıt, olaylı bir ortam oluştu ve babam da bu gazla hayır olmaz dedi. Hala istiyorum dersen yaşın tutuyor, elimden birşey gelmez, gidersen kendin bilirsin demişti. Ben yine de babamın anlayışına sığınarak bir umut bekliyordum. En son annemle tartışmamızda, o hakaretlerin olduğu ve sevgilime anlattığımda, babamı aramak istedi ve aradı. Böyle sorunların yaşanmasına üzüldüğünü, askerden gelince konuşmak istediğini anlattı. Babam karşılığında bu işin olmayacağını, söyleyince, sevgilim babama görüşmeyeceğini ve bitireceğini söyledi. Bana, “hakkını helal et, ailenden olmanı istemiyorum, iyiliğin için böyle olması gerekiyodur”larla dolu uzun mesajlar yazdı. Benim nefesim kesildi sanki... En son benden “babam olmaz dedi” lafını bir defa kulaklarıyla duyar duymaz beni bırakmayı tercih etti… Gururludur ama aşırı üzüldü, ne yaptığını bilemedi, aşırı stres ve sinir içindeydi. Bir yandan askerlik psikolojisi de eklenince bunu ona bu yaptırmış olabilirdi. Aradan biraz zaman geçti, bana mesaj attı. Bana geri dönmüştü. Konunun açılmasına izin vermedi hiç. Askerden gelmeden iki gün önce dedesi vefat etti. Yoksa ailesini alıp, ailemle görüşmeye geleceklerdi. Zaten bütün bir sene bunu düşünmüştük, en çok da o. Bizden yana yine olumsuz birşey görse, yine geri çekilir mi diye de aklıma takılıyor.


İkinci konu da şu: Eskiden alkol kullanıyordu, o iki senelik ayrılıktan sonra bana yalvardı desem abartmış olmam. Barıştığımızda hayatında herşeyi yaşadığını söyledi, bundan sonra seninle yepyeni bir sayfa açacağız dedi. Bir kaç ay öncesinde arada canının alkol istediğini söyledi. Alkolik değilim merak etme, sadece dostunla oturursun o an olsun diye düşünürsün öyle birşey benimkisi dedi. Yapmayacağı varsa da yaptıracağım sanki ben de fakat bu benim hassas konum olduğu için kendimi tutamadım. Neyse bazen diyor bu benim vücudum, ben aileme bakarım, sana bakarım, hiçbir zararım olmaz. Bu benim özgürlüğüm kim karışabilir dedi. Korkutuyor bu sözleri ama güveniyorum da sanki, evlensek yapmaz gibi geliyor. İkinci de bu alkol şüphesi… Benim eşim o olmalı fakat herkes bize vazgeçin diyor. İnşallah her şey güzel olur, yeter ki benim kanatlarım kırılmasın o gitmesin ve keşke ailem de onay versin... Evlenirsek sana iyi bakacağım, annenin ağzına hiç bir zaman laf vermeyeceğim diyor. Onun ailesi zaten tam destek. Ama benim ailem nasıl onay verecek? Bu zaman zarfında nasıl bir tutum içinde olmalıyım? İzin vermezlerse ne yapacağım bunu merak ediyorum... Şimdiden teşekkürler.”


Yeşim Tijen’in cevabı:

İnsanlar bazen birbirlerine seslerini duyuramazlar sevgili okurlar. Her iki taraf da birbirini duymak istemiyorsa, duymaz. Siz onlara yüreğinizdeki sevgiyi anlatamazsınız, onlar da gördüğü gerçekleri anlatamaz. Çünkü siz hayatı bilmiyorsunuzdur. Onlar da hayatın içinde, sevmeyi unutmuşlardır. Söylenenler de böylece havada kalır. Sonrasında yerlerde... Halbuki kendi düşüncelerini bir kenara bırakıp, bir dinlense söylenenler, sorgulansa, fikirlerini değiştirmeseler. Değiştirmesin ama anlamaya çalışsalar birbirlerine yaklaşacaklar ama insanoğlu duymamayı tercih ediyor. Sabit fikirli olmak böyle bir şey işte.


Her şeye rağmen ben varım diyorsanız, kavuşmak, vazgeçmemekle aşılabilecek, kaf dağının ardında olacak. Kaf dağını aşmak zordur, siz de biliyorsunuz ama insan isterse her engeli aşabilir. Bir masalı gerçek yapmak gibi uzak gelse de o güzel günlere sabırla, birbirinizden kopmadan, onaylamalarını bekleyerek ulaşabilirsiniz...


Biri namazında niyazında, öbür aile kendileri kadar dinini yaşamıyor, kapalı değiller düşüncesiyle bu sevgiye karşı çıkıyorlarsa sevginize yazık olur. Sonuçta sevdiğiniz genç de inançsız biri değildir. Bu kadar ayrı dünyalara savrulmamalı insanlar, sevgiler insanları birleştirirken insanların ayırmaya kalkması... Din ve Allah bu davranışın neresinde? Sorun ettikleri dindar bir aile olmamaları ise kimin dindar olduğu kıldığı namazdan, başına örttüğü örtüden belli olmaz. Koca bir ülkenin Allah ile aldatıldığı bugünlerde size de çok anlamsız gelmiyor mu? Herkes kendinden sorumlu, yaptıklarından ve ya yapmadıklarından. İnsan olabilmek, bunu başaran, en büyük dindar. Onun için bence siz sorun etmiyorsanız onlar hiç etmemeliler.


Diğer konu içki... Genellikle gençken, insan çok da bilinçli davranamıyor. Düşüncesizce davranarak hayatını yaşamayı yeğleyebiliyor. Sonradan da faturası önüne konuyor. Bak o böyle böyle yapmıştı. Bugüne bakılmıyor o dün de kalmışsa dün de dünde kaldı, anlatın anlatabilirseniz. Mühim olan kişinin bazı şeyleri fark edip, değişim göstermiş olması ve bunun takdir görmesi olmalıyken, onlar dün de o bunu yapmıştı demeye devam ediyorlar... Bugünü kabullenmeyi redediyorlar. Oysa o kişi artık aynı kişi değildir, hala aynı gözle bakmak karşınızdakine yapılan büyük bir haksızlık olur. İnsanlar hatalarından vazgeçip düzgün bir çizgi çiziyorsa, diğer insanlara da bunlar çok büyük yanlışlar değilse unutmak düşer. Demek istediğim gençliğin getirdiği heyecanla içkiye mail edebilir ama farkına varıp uzaklaşmışsa bu durum onun bütün geleceğine ipotek koyulmamalı. Genç demek daha olgunlaşacak demek. İçki içmek eğer içkiye siz hakimseniz mesele yaratmaz ama içki içene hakimse o zaman hem kullananın, hem çevresindekilerin başının belası olur. Belli bir çerçevede tutabilmek bazen bir kutlama, bazen bir arkadaşla özel günlerde ölçüsünü bilerek kullanabilmeyi becerebilmek... Marifet işte burada. Bunun bu şekilde olduğundan emin olmalısınız.


“Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan yalnızca hayatı seyredersin.” demiş Nietzsche, aynen öyle sevgili okurum. Bu gencin sizi mutlu edeceğine inanıyorsanız mücadele edeceksiniz. Mücadele kararlılık ve sabırla olursa da size bunları göstermek de yetmeyecek. Aynı zamanda her ikinizin de düzgün bir profil çizmeniz gerekecek. Üniversite öğrenimi gördünüz mü? Çalışıyor musunuz? Bunlar çok önemli. Bugün bir kişinin maaşıyla hayat kesinlikle güllük gülistanlık olmaz. O nedenle çalışmıyorsanız, çalışmalısınız. Hayatınızda söz sahibi olursunuz. Kendinize güveniniz artar. Bu çalışma konusunu mutlaka düşünün. Çalışıyorum dememişsiniz. Bir diğer çözüm annenizin annelik duygularını hedef alın. Mesela evde hep üzgün, mutsuz, bunalımlı havasında dolaşın. Ailece bir arada yemek yerken iştahsız gözükün, tabak size baksın siz de tabağa bakın. Aralarda çaktırmadan yersiniz. Bunlar annenizin ruhuna korku salacaktır. Ah çocuğuma bir şey olacak, bu korku annelerin yüreğinde bayağı etkilidir. Bazı annelerin ödleri kopar. Diğer taraftan… Anneniz sizin bu halinizi gördükçe sizinle konuşmaya çalışacaktır. Konuşmalarınızda ona sevgilinizi, onun sizin için neler yaptığını anlatın. Annenizin kalbinde bir sevgi oluşturma çabanız olacak bu davranışlarınız. Annenizi kazanabilirseniz, babanızı da anneniz size nasıl olsa kazandıracaktır. Aileler bazen evlatlarının hatırına gönüllerindeki evlilik olmasa bile, evladın hatırına çok seviyor ne yapalım diyerek te razı olabilirler.


Size kavuşmak kaf dağının ardında dedim. Çünkü karşınızda aileniz var. İyi düşünün, sevmek yetmiyor. Verilen sözler unutulabiliyor. Genelde de unutuluyor. Hayatın ağırlığının altında kalan insanlar verdikleri sözleri hiç hatırlamıyor. Hatırlasalar da umursamıyor. Nasılsa evlidirler. Garanti bir durum var onun için size diyeceğim ki, sevgilinizle ilgili kafanızda tereddüt yoksa onunla bir ömür geçer diyorsanız, elinizi taşın altına sizde sokacaksınız. Destek olacak, çalışacaksınız. Yoksa geçim sıkıntısıyla sevgiden eser kalmıyor, yabancı gibi bakarsınız birbirinize. Keşke dersiniz, keşke annemi dinleseydim… Başka ne yapılabilir, gencin ailesinden anne ve babanızın sevdiği birileri mutlaka vardır. Onlar araya girebilir. Onların araya girip genci desteklemesi düşünmelerine neden olur. Bununla ailenize ben bu gence kefilim imajı verilir Bu da çözüm için bir adımdır. Hatta önemli bir adımdır aradaki kişinin saygınlığı, aileniz için değeri, bunlar adımın büyüklüğünü belirler.


Nereye gittiğini bilen insana herkes çekilip yol verirmiş sevgili okurum. İşte bütün mesele burada. Ne yapmak istediğinden emin ve kararlı olmakta. Yaşınız 25, eğriyi doğruyu biliyorsunuz, ailenizin nedenlerini de yabana atmadan, bütün olumsuzlukları düşünce eleğinizde eleyin bakalım eleğe neler takılı kalacak. Takılı kalanlar size bir şey ifade etmiyorsa yolunuza gönül rahatlığıyla devam edin.


Yapacağınız bu evlilikle yalnız kendinizi değil hayatınızı da ona vereceksiniz. Sizin hayatınızın ne kadar değerli olduğunun farkındasınız umarım. Bu hayatım, ona feda diyorsanız, dilerim sizi ve sevginizi hak ediyordur. Sevgisi hep baki kalır...


Derler ki Mevlana’ya ‘’aşk dediğin yalan!’’ Ve Mevlana cevap verir, ‘’Yalanına çulumu verdim gerçeğine canımı veririm,’’ evet aşk bu. Böylesine güzel bir duygu ama ailenizi ikna ederseniz yaşayabileceksiniz. Güçlü ve kararlı olun. Gerisini Allaha bırakın. O halleder... Sevgiler…


***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.