Annem sinirini benden çıkarıyor
"Merhaba Yeşim Abla, ben 17 yaşındayım ve ailemle aramda problemler var. Özellikle annem her şeyimi kısıtlıyor, anlaşamıyoruz. Arkadaşlarımla gezmeme izin vermiyor, telefon numaran bizden başka kimsede olmayacak diyor, yani rahat bir hayatım yok, rahat hareket edemiyorum. Kendime olan güvenimi kaybettim, hep bir korku var içimde. İstediğim şeyleri yapamıyorum, içime çok kapandım, kimseyle rahat konuşamıyorum. 7 yaşından beri işitmediğim azar, yemediğim dayak kalmadı ve hala da devam ediyor. Bir şey yaparken hemen önüme bir korku, bir utangaçlık geliyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Babamla annem ara sıra kavga ediyor ve annem sürekli sinirini benden çıkarıyor. Hani nasıl desem, yoruldum, bıktım her şeyden. Arkadaşlarım annemin yüzünden benden soğudular ve bu çok zoruma gidiyor. Psikolojim herhalde bozuldu, bilmiyorum. Bana hiç güvenmiyorlar. Rahat, huzurlu bir hayatım yok. Herkes benim saflığımdan yararlanıyor Yeşim Abla ve ben buna rağmen hiç sesimi çıkarmıyorum, bile bile izin veriyorum. Hani bana bir akıl bir çare verirseniz çok memnun olurum. İnanın bu yaşta çekmediğim şey kalmadı, her şeyi içime atıyorum, iyice uzaklaşıyorum çevremden ve sürekli ağlıyorum. Annemden soğudum artık."
Rumuz:Çaresiz
Etrafınıza bir bakın, dışarda yağmur var, hava soğuk, rüzgar üüüüfff fena estiriyor. Oysa ağaçlar çiçek açmış, beraberce baharı bekliyoruz bir umutla. Yalnız biz mi? Kuşlar, böcekler ve diğer canlılar. Ama bahar nazlı. Öyle hemen gelme niyetinde değil. Olsun, tüm beklentilerimizi, umutsuzluklarımızı bir kenara bırakıp etrafımıza bakınca diyoruz ki: “Yaşamak güzel, hayat güzel.” Siz de bu güzellikleri görüyorsunuz. Bütün bu güzelliklerin, acıların, sevinçlerin ruhlara yüklenmesiyle şarkılar, şiirler yazıyor insanlar. Yeri geliyor ağlıyoruz, ümitsizliğe düşüyoruz, ama kendimizden yana ümidimizi kesmiyoruz. Gece ümitsizliğe düşsek sabah bir ümitle uyanıyoruz, ağlamaktan şişmiş gözlere yabancı yabancı bakarak. Daha bir umutlu olarak kendimize kızıyoruz, çünkü yaşadıklarımızı daha bir hazmedip mantıkla bakıyoruzdur artık ve de güçlenmişizdir ya da belki bilenmiş.
İnanır mısınız, bazen rüyalar bile ümit olabiliyor, kimi zaman gerçekleşirse diye korksanız da. İnsan duygusal bir varlık, etkileniyor birçok şeyden. Diyeceğim o ki, hepimiz sizin gibi zaman zaman bunalıyoruz, ama vazgeçmiyoruz umut etmekten, sevmekten, sabretmekten. Daha on yedisinde, yeni genç kız olmuş bir kıza umutsuzluk ifadeleri ıııı ıh hiç yakışmamış. Havlu atmak yok benim hayat felsefemde. Ne yaşarsak yaşayalım hep kuvvetli olacağız değil mi güzel kızım? Sanki dünyada oluşunuz, yaşayışınız kimsenin umurunda değilmiş gibi umutsuzca yazmışsınız mailinizi. Ah birtanem, öyle olsa, o anneniz sizi kendi halinize bırakır, umursamaz ve ilgilenmez. Büyük bir ihtimalle sizi çevrenizdeki kötülüklerden korumaya çalışıyordur. Belki de, o fazlaca iyi niyetinizden. Aşılamayacak sorun yok, yeter ki birbirimizin iyi niyetine inanalım. Konu annemiz, babamız olduğunda bin kat daha inanalım ve soralım kendimize bir yerde yanlışım var mı diye. Neden kendimize diyorum, çünkü hiçbir anne evladına nedensiz baskı uygulamaz. Size uygulandığı kadar baskı uyguluyorsa bir anne çocuğuna, annenin psikolojik sorunları vardır mutlaka, ama annenizle ilgili yazdıklarınıza bakacak olursak, anneniz pek sorunlu bir kadın gibi durmuyor, en azından evliliği için bunu söyleyebiliriz. Arada sırada kavga eden bir çift için mutlu da denebilir. Evli çiftlerin beraberce yaşadığı yıllardan sonra boğalar gibi birbirlerine ayak sürdüklerini düşünürsek bunu diyebiliriz. Zor bir dönem, hem sizin için hem aileniz için atışmaların, isyanların, kendini aramaların hatta kayboluşların da olduğu bir yaşam dilimi. Hep 18 yaş beklenir nedense. Mucizeler umulan o yaşta özgür olunacağı falan umulur, daha bir sözü geçecek diye düşünülür herhalde, ama insanın yaşıyla değil de davranışlarıyla değer kazandığı, güven duyulduğu pek idrak edilemez o yaşlarda. Mucize insanın kendi içindedir, aklında ve ruhundadır. Bunları görebilmişse genç, o zaman, hayat hem ebeveynler hem de genç olmakta olan kişi için kolaylaşır.
Sizin mailinizi okuduğumda annenizi düşündüm, annenizin bu kadar katı kurallar koymasının nedeni ne olabilir diye. Okurken son satırlarınızda yazdıklarınızda durdum, işte bu dedim kendi kendime, sorun büyük bir ihtimalle bundan kaynaklanıyor. Sizin fazla iyi niyetle kurduğunuz arkadaşlıklardan, yediğiniz darbelerden koruma içgüdüsüyle bu tarz tutum sergilemiştir sevgili okurum. Tamamen sizi korumak için kendince çözüm yolu olarak bunu bulmuş. Doğru- yanlış tartışılabilir tabii. İnsanlar göründükleri gibi olmayabiliyor sevgili kızım, yani size başka konuşup, başka şeyler düşünüp yapabiliyorlar ne yazık ki. Herkesi kendiniz gibi iyi niyetli sanmak büyük bir hata oluyor yaşamda. Karşınızdakini sorgulayın kafanızda, yaptıklarıyla konuştukları birbirini tutuyor mu ya da doğruları sizin ailenizin ve vicdanınızın doğrularıyla örtüşüyor mu, bunların cevabını sorgulayıp insanlara güvenmeli ya da güvenmemelisiniz. Yoksa hiçbir anne bu kadar baskı uygulamaz yavrum. Ortam bozuk, aileler daha iyiyi kötüyü tam da ayırt edemeyeceğini düşündükleri çocukları için kaygılanıyorlar. Söz dinletemeyip, laf geçiremeyince çocukları öfke patlaması yaşayabiliyorlar ellerinde olmadan. Eminim sonradan çok da üzülüyordur anneniz, kızını da çok seviyordur. İyisi mi yavrum, annenizle beraber oturup bir konuşun beraberce bir psikoloğa gidin. Bunda gocunacak bir şey yok, ikiniz için de en doğrusu bu. Neden gidin? Çünkü beraber bu güne değin aşamamışsınız sorunları, o zaman bu konunun uzmanının yardımıyla aşmak gerekiyor. Annenizle de sizinle de bir terapi yapsın, mutlaka faydası olacaktır ilişkinize ve siz o zaman her gün daha fazla özgürleşeceksiniz mutlaka. Güvenilmenin, güven duyulan bir insan olmanın anahtarını annenizden öğrenememişsiniz, belki bu terapilerle daha kolay öğrenirsiniz. Anne kız daha fazla birbirinizden uzaklaşmamak için bunu yapmalısınız. Değersizim düşüncelerinin altında ezilmemek için bu düşüncelerin sizin ileriki yaşamınızda dik durmanızı engellememesi için bu terapileri almalısınız. Önce kendinizi küçümsemeyi bırakmakla başlayın hayata tutunmaya. Kim bilir ne kadar güzel yönleriniz vardır, bunları hatırlatın kendinize. İyi insan olmak herkesin başarabileceği bir şey değildir, gurur duyun kendinizle, ama sınırları olsun iyi niyetinizin yavrum, bütün mesele o sınırda. İyi bir gözlemci ve öğrenmeye aç olun kendinizi geliştirmek için. Arkadaş seçimlerinizde ailenizin sezgilerine kulak verin. Hayır demesini bilin. Bu çok önemli, kötü bir şey değil hayır demek. Bazen kendini korumak, bazen de kendini ifade edebilmek.
Sevgili kızım tabii ki yaşadıkları insanın karakterinin oluşmasında büyük etken, bir de etken olan ne biliyor musunuz? Bakış açınız. Nasıl görmek, neye inanmak istiyorsanız o şekilde yorarsınız yaşadıklarınızı. Ben size hayata pozitif ama aklınızı da kullanarak bakmanızı öneriyorum. Böyle bakınca kendinizi de değerli hissedeceksiniz. Önce siz kendinizi önemseyin, değer verin ki başkaları da öyle davransın. Yaşınız gereği arkadaşlarınız önem kazanmıştır hayatınızda, ama hiç kimse ailenizden daha önemli olmamalı. Sanırım daha çok şey konuşabiliriz sizinle anne-kız gibi. Belki daha sonra bir gün bana yine yazarsınız, daha bir umutlu ve güvenle, ben de okudukça mutlu olurum diğer okurlarım da yaşadığım gibi. Her şey daha bir güzel görünecek gözünüze, bir gün aynada kendinize baktığınızda gördüğünüz o kızı seveceksiniz. Ne zaman derseniz, kendinize güvenmeye başladığınız zaman sevgili kızım. İnsanın bütün gücü o güvende. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR