Kendi hikayelerini yazma vakti...
Bir hafta sonuydu. Sabah uyanır uyanmaz gözlerini açtı. Muhtemelen bir rüya görüyordu. Kırık bir ses tonuyla: ”Anne, biliyor musun, en iyi arkadaşım artık yok. Çünkü onunla ilgili hayal kırıklığı yaşıyorum...”
“Bir sorusuna daha yanıt arayınca ben…”
İçim cız etti. Şaşkındım. Şaşkındım, çünkü fark ettim ki; canımın parçası büyüyor, büyüdükçe yürek acısının ne demek olduğunu daha derinden hissediyordu artık.
En acısı ise, en sevdiğin ve güvendiğin kişiyle ilgili hayal kırıklığı yaşamak. Biz, yetişkinler bu durumlarda ne yapmamız gerektiğini biliriz. Ancak; kırgınlığın öznesi, canımızın parçası evlatlarımız olunca durum değişiyormuş. Bir süre düşündüm. Ve, dedim ki;
“Oğlum; bu sorunun çok fazla cevabı var. Ve biliyor musun, bazı sorunlar yetişkinlerin desteğiyle çözülebilir. Ancak şimdi durum farklı. Bu defa tek başınasın.
- Beni yalnız mı bırakacaksın?
- Yaşadığım üzüntü, sistematik bir şekilde devam eden, sözlü ve fiziksel bir zorbalık olmadığı sürece; bu sorunu, sanırım senin çözmen gerekiyor. Çünkü hayat devam ettiği sürece benzer sorunları yaşayacaksın. Seni üzen insanlar olacak her zaman. Biz ailen olarak, bu süreçte sana yalnızca rehber olur, gideceğin yolları gösteririz. Ancak yürüyeceğin yolun seçimini bu kez sen yapacaksın... Elbette her zaman yanında olacağım. Şu an olduğu gibi. Ancak canın acıdığı zaman ayağa kalkmayı da öğrenmelisin. İşin özü evladım, bu durumla senin baş etmeyi öğrenmen gerekiyor."
“Yaşamına dahil her bir kişi seni sen yapan izlerin olacak”
- Anlıyorum, peki ne yapmamı önerirsin anne?
- Hiçbir olayın ya da kimsenin seni asla üzmesine izin verme. Ne yaşarsan yaşa kendine şunu sor. “Şimdi, şu an, bu olayla ilgili, hayat bana ne öğretiyor?" Çünkü, hayatında karşına çıkan her karakter iyi ya da kötü rolde olsun hiç fark etmez, yaşam serüvenindeki izlerin olacaktır... Ve, onların her biri, seni sen yapacak birer parça olacak. Her bir insan, senin hikayeni yazmana yardımcı olacak. O parçalara isyan etme asla. Çünkü; sen, o parçaların her biriyle bir bütün olacaksın.
- Bak yüzüme oğlum. Alnıma, ellerime, gözlerimin yanaklarımın kenarına bak oğlum…
“Kimisini hatırlayacak, kimisini umursamayacaksın bile…”
- Küçük kırışıkları görüyor musun? Ben o izleri çok önemsiyorum. Çünkü, o izler, bazen derin kahkahaların, bazen hıçkırıkların yansımaları. O izlerin her biri beni ben yapan deneyimlerim. Bu nedenle, en iyi arkadaşınla ilgili hayal kırıklığı, yaşamının yeni izlerinden biri olacak. O arkadaşın, seni sen yapan parçalardan biri olarak kalacak. Farklı izler de olacak artık hayatında. Kimisini hatırlayacak kimisini ise umursamayacak, belki de unutacaksın. Ve biliyor musun... O izler olmasaydı, bugün ben olmazdım. Çünkü yaşadığım her deneyim beni daha da büyüttü. Ve benim hikayemi yazma rehberi oldu. Şimdi sıra sende oğlum. Şu an, senin olmaya başladığı devinim gibi...
Bence; şu an seni çok üzen kişiye odaklanmak yerine, bu durumun sana ne öğrettiğine odaklan. En iyi arkadaşın ya da çok güvendiğin birinin, hiç beklemediğim bir zamanda, seni hayal kırıklığına uğratabileceğini deneyimlediğini düşün.
“Seçim zamanı…”
Ya da seni üzeni, bu olayda olduğu gibi arkadaşının görmezden gel, önemseme. Ya zamana bırak. Ya da birebir iletişim kur. Ve mutlaka empati yap.
- Empati, affetmek midir anne?
- Hayır, karşındakinin neden bu şekilde davrandığını anlamaya çalışmak. Anı durdurup, kızgınlığı unutup, kendine. Karşındaki kişi yerine koymak. Neden böyle davranıyor? Ne hissediyor? gibi soruları sormaktır.
- Bu işe yaramayabilir bence. Bu soruyu onun gözlerine bakarak sormak isteyemiyorum şu an.
- Sen karar vermelisin. Konuşmak için ilk adımı sen de atabilirsin. Belki sen onu farkında olmadan kırmış ya da arkadaşın seni yanlış anlamış olabilir. Üstelik, o adımı, egolarına teslim olmadan önce at. Sonra bekle. Karşılık alırsan bence yeniden iyi arkadaş olabilirsiniz. Alamayabilirsin. İşte o zaman asla üzülme. Ve bir daha asla geriye bakma. Artık, seni üzen kişiyi umursama. Sen onu yürekten umursamamaya başladığın an seni üzen insanlar gölgeye dönüşürler. Sonra senin silik izlerinden birine dönüşürler.
- Sanırım seni anladım anne. Haklısın bundan sonra üzülmeyeceğim. Ve bu durumla ilgili biraz düşünüp seçimi yapacağım”
İşin özü, ‘bir durum ya da kişiyle ilgili hayal kırıklığı yaşamak’. Bu defa öznesi, evladınız olunca altını çizerek şunu fark ettim: “Miniğiniz göz açıp kapayana kadar büyümüş. Kocaman bir adam olmuş. Ve kendi hikayesini yazmak üzere yola çıkan birey olmuş bile. Kuşkusuz, her zaman onların, rehberi olacağız elbette. Ancak; güçlü bir birey olabilmeleri için acıyla baş edebilmeleri için kendi izlerini, onları bütün yapacak parçaları oluşturma zamanları gelince… Üstelik bu süreci, bir sabah vakti bir soruyla sarsılarak fark edince. Zormuş. Yolları açık olsun her zaman. Kendi hikayelerini yazmak üzere doğru yerde, doğru insanlarla, doğru zamanlarda, oğru yolda yürümeleriyle dileğiyle...
YORUMLAR