Nokta Ebe

Cemre; 8 yaşındaki kızım, Ankara'da sezaryen ile dünyaya geldi. Benim için yaşaması da toparlanması da zor bir deneyimdi. Hayal kırıklıklarım, kızgınlıklarım katman katman açığa çıktı ve yavaş yavaş şifalandı.


Beliz; şu anda beş aylık olan kızım, İzmir'de vajinal doğum ile dünyaya geldi. Ben bu satırları yazarken o koynumda uyuyor.


Onu vajinal yolla doğurduğum için mutluyum. Bu deneyimi çok merak ediyor, bedenimi, ruhumu vajinal doğum yoluyla tanımayı çok arzuluyordum. Cemre biraz büyüyüp, ikinci bir çocuk düşüncesi benden git gide uzaklaşmaya başladığında, içimde duyduğum tek "ah" bu deneyime yönelik hissettiğim özlemden geliyordu. Yeniden hamile kaldığımda ise SSVD (sezaryen sonrası vajinal doğum) konusunda oldukça kararlı hissediyordum.


Tahminimden bedensel bir tecrübe yaşadım. Bir trans halinde ya da içe dönüşte değildim. Bedende, anda, rahimde, dalganın fiziksel etkisinde ve hareketindeydim. Buna biraz şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Doğum hakkında okuduğum ne varsa daha içe dönük ve trans halinde bir deneyimden bahsediyordu çünkü. Deneyimin bireyselliğini, biricikliğini ve öngörülemezliğini unutmuşum.


Şimdi geriye dönüp bakınca doğum deneyimimi gülerek hatırlıyorum. Yaşadığım birçok an oldukça komikli idi... Canım Doulam Duygu'ya bağırmam, yaptığı masaj ağrımı hafifletmeyince Asım'a çemkirmem, ıkınma hissi ilk geldiğinde "kaka yaptım" diye ağlayarak hastaneyi inletmem, doğumhaneye giderken son açılma dalgasında asansör bekleyen ve durmadan konuşan bir doktoru azarlama! Öte yandan yaşadığım birçok an oldukça endişeliydi de. Mutluydu, sakindi, fırtınalıydı, kızgındı, şükran doluydu, güçlüydü, ürkekti, yalnızdı, desteklenmişti, korkuluydu, cesaretliydi, kararlıydı, kararsızdı, kendinden emindi, tedirgindi... Her şeydi.


Öyle zıtlıklar yaşadım ki! Bir an önce benim için güvenli olduğunu hissettiğim yer ev, tedirginlik duyduğum yer hastane iken, bir an sonra hastaneye gitme fikri yuvaya gitmek gibi rahatlatıcı geldi. Hastaneye varmak, orada şefkatli bir ebe tarafından karşılanmak uzun yıllar sonra yuvaya, anne kucağına dönmek gibiydi...


Doğum dalgaları 25 Şubat sabaha karşı, saat 2.30'da geldi. Ani, güçlü ve 3 dakikada bir. Dalga aralıkları 1 dakikaya hızlıca düşünce, hastaneye gittim... Açılma henüz 1 cm olduğu için de geri eve döndüm. Sonra 27 saat boyunca giderek güçlenen ve son ana kadar 3-5 dakikada bir gelen dalgalarla devam etti yolculuğum.


27 Şubat sabaha karşı hastaneye gitmek istediğimde artık oldukça yorgundum. Süre uzadıkça, yoruldukça, sezeryan sonrası vajinal doğum ile ilgili endişelerimle baş etmek zorlaşmıştı. Artık korku halinin dibindeydim... Dalgalar da dalga değil sancı idi benim için. Vazgeçmek üzereydim.


Endişe ve korku içinde yorulmuş, ruhsal olarak dengesizleşmiş iken duygusal olarak aynalanmak ne büyük susuzlukmuş içimde... Hastaneye vardığımda "ah kuzum sen çok yorulmuşsun!!" diyerek beni kucaklayan, kolumdan tutup destek olan ebeyi ne büyük mutluluk ve şükranla anıyorum... Var olsun!


Ama bu yazıyı süreç boyunca hem yaslandığım, güvendiğim dağ, hem rahatlamak için içtiğim su, hem tutulduğum dal, hem teslim olduğum akıntı olan kadına yazıyorum. Nokta Ebe'ye.


Ben yorulmuş ve artık gücüm kalmadı diye vazgeçmek üzereyken girdi içeri Nokta Ebe. Elimi tuttu, içimde "yolunda gitmeyen bir şeyler var" diye bas bas bağıran sesi "ah yavrum sadece biraz sırtını sağa vermiş, kanala giremiyor, bak şimdi biz onu hemen çeviririz, o zaman o da sana yardım eder, hızlanır açılman" demesiyle sakinleştirdi. Demeseydi de sakinleşirdim. Öyle bir enerjisi vardı ki, 55 yıllık bilgeliğini seziyordu insan.


Başta otorite sandığım ama elimi tutar tutmaz anladığım üzre aslında senin gücünü elinden almayacak bir bilgelikti o. Sesindeydi bütün tecrübesi, dokunuşundaydı, durumu ele alışındaydı. Sessiz ama güçlü... Çocuğunun kendi kendine öğrenmesini, deneyimin içinden geçmesini izleyen bir anne gibi; kendi başına yapması için yeterince uzak, gerektiğinde müdahale etmek için yeterince yakın. İşte şimdi özgürüm ve aynı zamanda güvendeyim! Öyle bir rahatlama ile yorgunluğumu da endişelerimi de unutuverdim.


Güven duymak, güvende olmak süreci öyle hızlandırıyor ki! Sonrasında hemencecik doğuruverdim.


Sevgili doktorum Ahmet Bey'in yetişemeyeceğini düşündüğümüz anlarda doğum sandalyesinin önüne oturup kollarını sıvadığı bir an vardı! Üzerinden akıyordu kendine güveni, kararlılığı. İçimde en ufak bir endişe dahi uyanmadı. Bedenime güveniyordum o an. Nokta ebe ile birlikte bu işin altından kalkabileceğimize kesinlikle emin hissediyordum. Ahmet Bey Beliz'in baş çıkışına yetişti. Nokta Ebe'ye neden bu kadar çok güvendiğini kesinlikle anlıyordum şimdi.


Doğumumda bu kadar tecrübeli bir ebenin bulunması benim şansım. Bebeğin dönmesi için verdiği pozisyonlarla öyle kolay çözüldü ki sıkışmışlığım, daha önce hastaneye gelsem, 27 saatlik açılma sürem kısalabilirdi diye düşünüyorum. Kendisine ve kolaylaştırıcılığına şükran doluyum.


Çok şanslıyım. Doğumum süresince çok desteklendim. Annem, Asım, Cemre, Doulam Duygu İslamoğlu, Nokta Ebe ve Ahmet Bey...


Bütün kadınların doğumlarında bu kadar güzel desteklendiği bir Dünya hayal ediyorum. Yavaş yavaş geliyor o güzel Dünya. Hissediyorum. Görüyorum.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir MasaAllah tebrik ediyorum.dikisiniz var mıydı.
    CEVAPLA
  • Misafir Seda hanım yazılarınızı çok öZlemiştik yeni yavrunuZu güle güle büyütün inşallah sağlık huzur mutluluk sizinle olsun
    CEVAPLA
  • Misafir Hep yazın siz,okumak iyi geliyor..
    CEVAPLA
  • Misafir Doğumda bebeğin yönünü değiştirecek pozisyonlar veren ebeyle karşılaşmak ne güzel bir tevafuk! Siz mi ayarladınız acaba Seda Hanım bu ekibi?
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.