Beklemek
İstanbul'a doğru yola çıkarken ne olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Hayal bile etmiyordum. Sadece içimdeki yöne, akışa güveniyordum. Daha önce hiç yapmadığım bir şey, güvenerek kendimi boşluğa bırakmak.
Bıraktım.
Ara ara yokladı tedirginlik ama geri merkezlendim merakıma. Gerçekten kendi içimdeki sesi dinlersem, kolaylıkla akacak mıydı her şey?
Annemlere geçtim önce, Yalova'ya. Asım İstanbul'da dükkan bakıyordu SafiMera atölyesi için. Buldu. Herkes sordu; "Ee ne yapacaksınız şimdi?" Bilmem diyordum, bakalım hayat neler getirecek.
Bekledim.
Beklerken annemlerin evi satıldı bir günde. Bir buçuk yıldır satılmayan eve alıcı çıktı aniden. Bir ay içinde taşınmaları gerekiyordu, kiralık ev bakmaya başladılar. Oturdukları evden epey küçük bir evde karar kıldılar. Eşyaların bir kısmını elden çıkarmaları gerekecekti, onları ayıklamaya başladılar.
Bu sırada Instagram hesabımdaki taşınma postuma cevaben, sevgili Işıl evini kiraya vermek istediğini söyledi. Kolaylıkla, hiç gezmeden Asım'ın dükkana 10 dakika mesafede, güzel, sakin bir muhitte, penceresinden ağaçlar görünen sıcacık bir yuva bulmuş olduk.
Sonra annemlerin artan eşyaları, Işıl'ın evde bırakacağı eşyalarla bir oldu; evimizin ihtiyaçları tamamlandı. Bir yatak, bir de çamaşır makinası aldık eve sadece. Asım'ın ihtiyacı olan her türlü malzemenin içinde olduğu bir atölye bulmasını ve ilave yapılacak şeylerin kolaylıkla akışını saymıyorum bile...
Eskiden olsa şans ya da tesadüf derdim ama değil, biliyorum.
Bu; güven.
Beklemeyi öğrenmek kolay değildi benim için. Güvenmeyi denemek de. Sonucunu bilmeden, içimden gelen yöne güvenerek bir deneyime atlamak delilik gibi gelirdi. İnsan korkuyor çünkü beklerken; ya hiç gelmezse cevap verecek bir fırsat? Hah işte bu diyecek bir yön? Seçenek?
Genelde bu kaygı ile çekiştiriyordum hayatı orasından burasından. Önlemler alıyor, daracık yerlere sıkışıyordum. Çoktan bir sürü eşyanın siparişini vermiş olurdum mesela eski ben olsam. Nasıl durdum iki ay bilmiyorum... "Nasıl yapacağız, nereden bulacağız onca eşya?" dedi arada içim ama kolay sakinledim... "Dur hele Seda... Dur bakalım neler vuracak kıyılarına?"
Nasıl düşünebilirdim ki bir günde anne-babamın evi satılacak ve büyük ev seven annem küçük bir evde karar kılacak? Nasıl bilebilirdim ki ev sahibimizin bazı eşyalarını koyacak yeri olmayacak ve evde bırakacak?
Hayat bütün ihtiyaçlarımı daha önce aklıma gelmeyecek şekillerde karşıladı.
Merak ediyorum acaba önceden ben mi sınırlıyordum seçeneklerimi? Tek yol budur diyerek, belirsizlikte beklemeye katlanamayarak, hemen çözüm bulmaya çalışarak, yaşamın önümde açılmasına izin vermeyerek belki?
Bilmem. O da öyle bir deneyimdi...
Şimdi de böyle bir deneyim. Tadı güzel... Sevdim. Hepimiz için hayırlısını ve kolayını dilerim... Bizden haberler şimdilik böyle. Bakalım bir sonraki yazımda neler diyeceğim.
YORUMLAR