Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Ben bir otizmli annesiyim.
Sizinle bundan 3 yıl önce, Başbakan olduğunuz dönemde Otizm Eylem Planı konusundaki ilk adımları attığınız gün tanışmıştık. O gün bize ‘siz çalışmaya devam edin, bu konuyu mutlaka çözeceğiz’ demiştiniz. Bu bizim için önemli bir umuttu.
Ancak sonrasında çok çabalamamıza rağmen bir daha bu konuda size ulaşamadık. Son 3 yıldır maalesef Otizm Eylem Planı bir taslak olarak kaldı ve gerekli çözümler geliştirilemedi. Bakanlığın konuyla ilgili yaptığı kimi seminerler ve masa başı çalışmalar olsa da bunlar bizlerin hayatına yansımadı ve çok ağır temel sorunları çözmeye yetmedi.
Biz aileler bu konuda en büyük sorunları bizzat yaşayanlarız.
Bu konudaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeyi bir görev biliyoruz. Dolayısıyla ben de size iletmek istediğim konuları bu mektuba dökmeyi son çare olarak gördüm.
Bizler hala 3 yıl önce olduğu gibi okullara kabul edilmeyen çocuklarımızla, yetersiz eğitim saatleri ve eğitimci bulamama gibi çok temel sorunlarla baş başayız. Oğlumuzu kabul etmeyen özel okulla ilgili açtığımız ‘ayrımcılık davası’ 5. yılına girdi. Ülkemizde konumuza hiçbir çözüm getirilemedi.
Davamız AİHM’de sürmekte ve neredeyse karara bağlanmak üzere. Ancak o zamandan beri hiç kimse bize ‘bu çocuğun eğitimi ne durumda’ diye sormadı. Yaptığımız tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Ozan Barış, hâlâ ihtiyacı olan doğru eğitim ve hizmetleri alamaz durumda.
Durum acil, çünkü zaman akıp gidiyor, çocuklarımız büyüyor, ihtiyaçları artıyor. Uygun bir eğitim almadan geçen kayıp yıllarımızı kimse bize geri veremiyor. Belli yaşlarda almaları gerekenler eksik kaldığında, pek çok çocuğun durumu her geçen yıl zorlaşıyor.
Ülkemizdeki otizmli çocukların yüzbinlercesi hala uygun eğitimden yoksun, pek çokları evinden dahi çıkamıyor, sosyal alanlara kabul edilmiyor, okullara alınmıyor, yetkin ve tecrübeli eğitimci bulmak mümkün olmadığından durumları giderek ağırlaşıyor.
Üstelik bizlerin hayatı bir gün bitecek. Her gece ‘ya bizden sonra onlar ne olacak?’ sorusu ile uykularımız kaçıyor.
Zira ülkemizde bu konuda yetişmiş bakım elemanı, otizmliler için düşünülmüş yaşam evi, bakımevi gibi tesisler yok denecek noktada. Kimi yetkin olmayan tesislerde çocuklarla ilgili yaşanan darp ve benzeri konularda davalar da sürmekte.
Hastanelere gittiğimizde doktorların dahi en basit bir sorunda çocuklarımıza müdahale edemediğini görüyoruz. Çünkü ülkemizde doktorlar ve sağlık personeli bile otizm konusunda yeterince eğitimli değiller. Her yıl aynı konuda her kurum için tekrar rapor almakla hastane kapılarında ömür tüketiyoruz.
Daha yazacak çok şey var ancak çok uzatıp bu mektubu okunamaz hale getirmek istemem. 50 yılı aşkın zamandır, kimsenin ilgilenmediği bu konunun çaresi olacak ve ailelerin çok emek vererek geliştirdiği Otizm Eylem Planı’nda, 77 ayrı madde bulunuyordu. Bu geçen zamanda 77 maddeden bir teki bile henüz çözüm noktasına ulaşmadı. Durum gerçekten çok ciddi. Sorunlar biriktikçe birikiyor.
Bir kaç gün önce Amerika’da Hillary Clinton topluma gelecek dönem vaatlerinden biri olarak, yeni OTİZM PLANI’nı açıkladı. Yaklaşımını da somutlaştırdı. Kendisi bu plana göre her yıl 2 milyar dolar bir bütçe ile otizm konusunu her alanda desteklemeyi planladığını ifade etti.
Otizm konusunda en gelişmiş ülkeler Amerika, Kanada, Avustralya ve İngiltere. Bizzat gidip gördüğümde oradaki çocukların bu anlamda ne kadar şanslı olduğunu anladım. Ayrımcılığı bitirirsek, bu ülkenin çocuklarının hepimizin çocuğu olduğunu bilerek çok çalışırsak, aynı koşulları biz neden oluşturamayalım?
Bu konuda yetkili ve sorumlu kişiler öncülük ederse, bu ülkelerle de işbirliği yapılarak, hızla çok önemli gelişmeler sağlanabilir, çocuklarımızın geleceği için gerekli adımlar atılabilir.
3 yıl önceki o konuşmanızda ‘biz otizmli vatandaşlarımıza zaten hakları olan ve geç kalınmış hizmeti vereceğiz’ demiştiniz ki bizler de sadece bunu istiyoruz.
Lütfen artık biri sesimizi duysun, Allah aşkına.
Saygılarımla
YORUMLAR