Enginar bu! İtalyanlar pizzaya bile koyuyor…

Geçen haftaki yazımdan dolayı çok güzel dönüşler ve içten mesajlar aldım. Öncelikle herkese buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.


O zaman heyecanını kaybetmeden geçen hafta yazamadığım birçok küçük ayrıntıyı bu hafta burada toparlamak istiyorum.


Hatırlarsanız en yakın arkadaşımın doğumgününe giderken 7. Ot Festivalini de ziyaret etmiştim. Hiç denk geldiniz mi 100 metreyi saniyeler içinde koşan olimpiyat atletlerine? Nasıl da şaşırıyor insan değil mi? Kabul edelim yarım saatten fazla da almaz ama değil mi aynı mesafe? O gün gördüklerim bana Beşiktaş’ta yıllar önce bir arkadaşımın isteğiyle gittiğim kıyafet pazarını hatırlattı. Ot Festivali nedeniyle onlarca otobüsle Alaçatı’yı ziyarete gelen orta yaş üstü teyzelerimizin bazen çevik bazen de bir o kadar sakin ve yavaş hareketleri sayesinde mecburen olan buydu. Tam bir panayır havasındaydı aslında ve ne yalan söyleyeyim, sıcak yerde ve Antalya’nın yaylalarında yetişmiş benim gibi birisine güzel geldi bu görüntü.


Dikkatimi çeken aslında çok da yapılan yemekler değildi ama her şey o kadar taze ve o kadar İstanbul’daki marketlerin sebze ve meyve reyonlarındakilerinden farklıydı ki kendim için buna üzüldüm biraz. Diğer bir önemli noktaysa her yerde en çok “enginar” olmasıydı. Taze, körpe, yemyeşil, boy boy enginarlar kaplamıştı her yanı. Alıp yanımızda götüremediğim için gerçekten sinir basmıştı. Bende farklı zaman ve yerlerde anıları olan enginara daha sonra geleceğim. Ama şimdi güzel İzmir’den derlediklerime geri dönelim.


İlk sabah merkezdeki Kıbrıs Şehitleri Caddesinin sonunda yerini almış Dostlar Fırını ve o efsanevi boyozundan bahsedelim. Çeşit çeşit tazecik ve bir o kadar lezzetli boyozlardan hangisini seçeceğini şaşırıyor insan. Bir de ben normal miktar olarak iki tane sipariş edip de birlikte kahvaltıya çıktığım yakın arkadaşımın eşi Tuğba’nın 4 tane sade söylemesine “Yok artık abarttın” diye tepki gösterince arkamdan çok da hafifçe olmadan omzuma dokunan bir teyzenin “sen buralı değilsin sanırım, karışma kıza. İki tane de neymiş bizim dişimizin kovuğuna yetmez o” diye azarlamasını da yaşamış oldum! Tabii ki gülümseyerek ve bunun İzmirli neşeli insanlara has iletişim kurma yöntemi olduğunu bilerek ayrıldık oradan.


Boyoz dışında İmren Pastanesinin dayanamadığım sakızlı tatlısına, Karşıyaka’nın midye dolmasına, Mavi Şehir’deki Kahvaltıcı Tereci’de ikram ettikleri ılık yaprak sarmasına, Kuşadası’ndaki Değirmen Restoran’ın mezelerine ve bu mezelerin yapıldığı aynı yerde yetişen organik meyve ve sebzelere, Urla şarap evindeki hoş sohbetli tadıma ve benim çok sevdiğim Chardonnay’lerine de birer selam çakmış olduk. Bunları mutlaka gittiğinizde deneyin.


Enginara geri gelecek olursak; annem pek pişirmediğinden ben biraz geç tanıştım kendisiyle. Ben çocukken bir aile dostumuza gittiğimiz akşam yemeğinde yemiştim ilk defa. İlginç gelen kısmı ise taç yapraklarını dişimizle sıyırarak yenmesi olmuştu. Bunun çok daha güzelini İzmir’de arkadaşımın annesi Tülay teyzemin elinden yedim. Hem de o kadar taze ve körpeydi ki o sıyrılacak yapraklar gitmiş, onların yerine ise direkt ağızda dağılan bir enginar dolması gelmişti. Sadece memleketimde kalsaydı bu yaşananlar anlarım ama enginarla imtihanım aşığı olduğum İtalya’da da peşimi bırakmamıştı. O sıralar İtalyancam çat pat olmasına rağmen ilk akşam yemeklerimden birisinde güya kendimi garantiye alıp pizza sipariş ederken yine o ego rahat durmamış ve kimseye sormamak için menüdeki “carciofo”yu salam zannederken karşıma bebek enginar çıkmıştı! İşte gerçek hayal kırıklığı budur bence. Ama kimseye çaktırmadan tüm koca pizzayı yiyip ev şarabına vermiştim kendimi.


Benim enginarla olan anılarım bu şekildeyken ve hazır enginar denince ilkbahar, ilkbahar denince de akla enginar geliyorken hafif ve ferah bir tarif paylaşayım sizinle.



Zeytinyağlı Enginar

Malzemeler:

3 enginar kalbi

2 adet orta boy soğan,

4 diş sarmısak,

1 domates rendesi,

½ limon suyu,

Tuz, karabiber.

3 yemek kaşığı zeytinyağı

1 su bardağı sıcak su


Opsiyonel malzemeler:

1/2 kg yer elması

1 çay bardağı bezelye,

Dereotu


Yapılışı:

Önce soğanı yağda birkaç dakika kavurduktan sonra Enginar, bezelye/yer elması ve sarmısağı limon suyunu da ekleyerek 10 dk kavuruyoruz. Akabinde domates rendesini de ekleyip 5 dk daha kavuruyoruz.

1 su bardağı sıcak su ile birlikte dereotu, tuz ve karabiberi de ekleyip 5 dk daha kapağı kapalı şekilde kaynattıktan sonra enginarımız hazır! Her ne kadar dereotu opsiyonel desem de aslında enginarla olan birlikteliğinde rüştünü ispatladı. O yüzden elinizin altında varsa mutlaka kullanın. Bu tarifi ben soğuk servis etmeyi daha çok seviyorum ancak tercih tabii ki sizin.


Haftaya benimle burada tekrar buluşmayı unutmayın… Hoşçakalın.



Bu adreslerden de beni takip edebilirsiniz:

Instagram: @evdekilerletarifler

Youtube: Evdekilerle Tarifler

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Enginarın dolması,bezelyeli zeytinyağlısı,senin tarifinde eklenince kültürüm arttı.Teşekkürler paylaştığın için
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.