Birlikte yaşadığımız kişilerle fizyolojik olarak uyumlandığımız, artık bilimsel olarak da kabul edilen bir gerçek. Adımlarımızı birlikte yürüdüğümüz kişinin adımlarına uydurduğumuz gibi, bize eşlik eden kişi ile pek çok fiziksel özelliğimiz de uyumlanıyor. Hep birlikte şarkı söyleyen kişilerin, beraber film izleyenlerin kalp atışları ve solunum hızları birbirine senkronize oluyor. Bir lideri izleyen gruptakilerin de iyi ilişkiler kurulduğunda beyin dalgalarının benzer bir düzen içine girdiği biliniyor. “Kişilerarası senkronizasyon” olarak bilinen bu fenomen üzerine yapılmış pek çok bilimsel çalışma mevcut. Romantik bir ilişki içinde olan çiftlerin de yan yanayken kalp atım hızlarının, solunumlarının ve beyin dalgası seviyelerinin senkronize olduğunu biliyoruz.


Scientific Reports dergisinde yayınlanan bir araştırmada da, kişilerarası senkronizasyon bilgisi üzerinden gidilerek 22 çift incelendi ve uyumlanan çiftlerin ağrı hissini azaltmada etkili olup olamayacağı araştırıldı.


ABD’deki CU Boulder Üniversitesi’nde bulunan Bilişsel ve Etkisel Nörobilim Laboratuvarı’nda araştırmacı olan Pavel Goldstein, bu araştırmada empati ve dokunmanın ağrı üzerinde nasıl etkileri olacağını ölçme niyetiyle araştırmaya başladı. Haifa Üniversitesi profesörlerinden Simone Shamay-Tsoory ve Yrd. Doç. Irit Weissman-Fogel’in eşliği ile hazırlanan çalışma, kişilerarası senkronizasyonu acı ve dokunuş bağlamında araştıran ilk çalışma olarak kayıtlara geçti.




Ağrı kesici niyetine şefkatli dokunuş

Pavel Goldstein, eşinin doğumuna katılmış ve doğum sürecinde ona yardımcı olmaya ve eşlik etmeye çalışırken aklına bu fikir gelmiş: “Eşime dokunmam onun sancıları atlatmasını kolaylaştırıyor. Peki gerçekten dokunarak ağrıları azaltmak mümkün mü?”


Goldstein, 23-32 yaşları arasında uzun ilişki içinde olan 22 heteroseksüel çift ile doğum odasındaki senaryoyu taklit etmeyi amaçlayan bir dizi test yaptı. Önce erkekler ve kadınlar, bir arada ve ayrı ayrı olarak gözlendi. Araştırmacılar, deneklerin kalpleri ve nefes oranları ölçülürken birlikte dokunmadan oturmak, birlikte el ele tutuşarak oturmak veya ayrı odalarda oturmak gibi senaryoları denediler. Daha sonra, kadınların koluna 2 dakika boyunca ısı veren bir aletle hafif bir ağrı verilerek senaryolar tekrarlandı. Daha önceki denemelerde olduğu gibi, çalışma, çiftlerin birlikte otururken fizyolojik olarak bir dereceye kadar senkronize olduklarını gösterdi. Fakat acıya maruz kalındığında ve fiziksel temas olmadığında senkronizasyon kesildi. Elin tutulmasına izin verildiğindeyse senkronizasyonun tekrar sağlandığı ve ağrıların azaldığı gözlemlendi.


Goldstein, “Acının çiftler arasındaki bu kişilerarası senkronizasyonu tamamen kesintiye uğrattığı görülüyor” dedi. “Ancak ayrıyken kesilen senkronizasyon, çiftler birbirine dokunduğunda yeniden sağlanıyor.” Artan acı da senkronizasyonu güçlendiriyor olabilir ya da tam tersi, senkronizasyon arttıkça, ağrı hissi azalıyor olabilir. Her halükarda araştırma sonucu bize gösteriyor ki, fiziksel olarak uyumlanabildiğimiz bir eş ile temas etmek, ağrı ve acıyla baş etmemizi kolaylaştırıyor.


Bir partnerin dokunuşunun ağrıyı tam olarak ne şekilde azalttığını anlamak için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyuluyor olsa da Goldstein ve çalışma ekibi, dokunma ve empatinin beynin acı ile ilişkili kısımlarını etkilediği ve ağrının azaldığı hissinin bu şekilde gerçekleştiği fikri üzerinde duruyorlar.


Kaynak: neurosciencenews.com





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.