30-40 yaş dönümleri eşiği: Bana yeni bir ben lazım!
“Zaman durur, biz geçeriz içinden”
Ne acıdır ki, bedenlerimizde bıraktığı izlerle, zamanı ölçüp biçmeye odaklıyız. Oysa gökyüzüne bakmak, yaşadığımız her ânın geçmişi de geleceği de kapsadığını idrak etmektir. Tıpkı aslında sönmüş bir yıldızın ışığını hâlâ görüyor olmak gibi… Yıldızların hikâyelerine kulak verdikçe, zamanı anlamakla kalmaz, içimizde çok yönlü ve her yönüyle gitmemiz gereken yeri gösteren bir pusula olduğunu da fark ederiz. Böylece zamanın sınırlı algılanan sınırsızlığında kaybolmak korkunç olmaktan öte, keyif aldığımız bir yolculuğa dönüşür.
Zaman bazen bizi hayallerimizle buluşturan bir dost, bazen de sevdiklerimizden ayrı düşüren hasımdır. Bazen eksilir, bazen çoğalırız. Bazen bir saat, bir gün gibi geçer, bazen bir tek âna sonsuzluğu sığdırırız. Bazı aşklar tükenir, bazı sevişmeler ise hiç bitmez... Farklı zamanlarda, farklı hikâyeler yaşasak da, aslında büyümektir tek ortak serüvenimiz.
Satürn Dönüşü, 28 – 30 yaş arası – Olgunluğun Eşiği
28 – 30 yaş arası aynadaki aksimizle ve hayatın kendisiyle “filtresiz” olarak ilk yüzleştiğimiz andır aslında. Başkaları bizde bir değişiklik olduğunu fark etmezler ancak bize göre artık hiçbir şey aynı değildir.
Çoğu kişi bu yaşlarında, depresyonla sonuçlanan bir aşk acısı yaşar. Çünkü Satürn’le hayatımıza giren her kimse, bizi yaşamın gerçekleriyle ve henüz farkında olmadığımız benliğimizle yüzleştirecek kişidir. Bu yaşlarda evlenen çiftler, genelde zorlukları yalnız ve kimseden destek almadan göğüslemek zorunda kalırlar. Zaten evli olan çiftler ise, aralarındaki bağı güçlendirmek için çocuk yapmaya karar vererek büyük sorumluluklar üstlenirler.
Transit Satürn, natal Satürn’le buluştuğunda, içimizdeki en saf ve çocukça hislerle güvendiğimiz insanlar, bizi sırtımızdan bıçaklamış gibi hissederiz. Rüzgârla yaralanan bir yelkenli gibi direniriz yaşama. Yaşadığımız kayıplar, ayrılıklar ruhumuzu hasta ettiği zaman, çektiğimiz acı bedenimize de yansıyabilir ve Satürn dönüşü yaşarken sağlığımızın olduğu kadar bizi gerçekten seven insanların, özellikle ailemizin de kıymetini anlamamız kaçınılmaz hale gelir.
Nasıl bir gelecek ya da nasıl bir ilişki istediğimize dair fikirlerimiz netleşmeye başlar. Şimdiye kadar hiçbir şey yapmamış olsak dahi, artık bir şeyler yapmanın zamanı geldiğini düşünerek, iş veya kariyer değiştirir, taşınır, yeni bir eğitime başlar, kurallara daha çok uymaya çalışır, yolumuzu seçeriz. Bu evrede, istisnasız her şey ama her şey değişir.
Satürn bizi bize taşıyan, bize bir daha tekrarlamamamız gereken hataları hatırlatan ve zayıflıklarımıza rağmen devam etme gücümüzü sınamamızı sağlayan aracıdır. Satürn bu yaşlarda araladığı kapıyı, 57 – 59 yaşlarımızda bizi karşılamak üzere tekrar açacaktır. Zamanını iyi kullanmayı bilenler için ilk kapı olgunluğa, ikinci kapı ise bilgeliğe açılır.
38 – 42 Yaşları Arasında – Uranüs karşıtlığı, Neptün karesi ve Plüton karesi
“Zaman beni sürükleyen bir nehir; ama nehir benim
Beni parçalayan bir kaplan; ama kaplan benim
Beni tüketen bir ateş; ama ateş benim…”
Borges
Satürn dönüşünü yani 30 yaşını geride bıraktıktan sonra, çoğu kişi kariyer, evlilik, çocuk odaklı yaşamayı, gelenekselci davranmayı ve düşünmeyi seçer. Ruhlarını besleyecek, yaşamdaki gerçek amaçlarını sorgulayacak zamanı kendilerine tanımadıkları için, 38 yaş civarında etkisini hissettirmeye başlayan Uranüs/Uranüs karşıt açısıyla yeniden genç ve enerjik hissetmek isterler. Tıpkı 20’li yaşların başında olduğu gibi, bavulları hazır, her şeyi bırakıp çekip gitme arzusuyla yanıp tutuşurlar. Bu nedenle evli olan ve özellikle partnerine her anlamda bağımlı olan kişilerin en zorlandıkları aşama orta yaştır. Zira Uranüs’e eşlik eden, Neptün/Neptün karesi çiftler arasındaki sadakatin ve güvenin sınanmasına neden olurken, Plüton karesi kişilerin içindeki en karanlık ve gölgede kalmış tarafları, kıskançlık ve korku gibi duyguları, hatta fobileri ortaya serer. Eğer hayatı sadece maddi ve fiziksel değerlerden ibaret gören, esnek olmayan biriyseniz, orta yaşınızda her şey size içi boşalmış gibi anlamsız gelmeye başlayacaktır. İçinizdeki boşluk duygusunu doldurmak için de, gençken olduğu gibi mantıksız şeyler denemeniz de böylece mümkün olur.
Eğer kendi içgüdülerinize kulak vermektense, hayatınızı başkalarını memnun etmek için yaşarsanız, orta yaş sizin için gerçekten de çok rahatsız edici geçebilir. Normalde sağlıklı bir ilişki için çiftlerin evlendikten sonra hem kendi kişisel sosyal hayatlarına yer açmaları hem de çift olarak birbirlerini boğmadan birlikteliklerinden keyif alabilecekleri alanlar yaratmaları gerekir. Orta yaşlı olan kişi hayallerini gerçekleştirmek istiyorsa, partneri bu konuda despot davranmadan eşinin hayallerini desteklemeye çalışmalıdır. Elbette çiftlerin uyumu yine doğum haritalarında gizlidir. Eğer normalde aşılamayan bir uyumsuzluk problemi varsa, orta yaşı tanımlayan astrolojik bileşenler ilişkinin sonlanmasına sebep olabilir.
Satürn dönüşü her ne kadar sınırlarını çizmek, yeni prensipler edinmek demekse, Uranüs karşıtlığı da bir o kadar kurallara karşı gelmek, yasakları çiğnemek, kişinin benimsediği prensipleri alaşağı etmesi anlamına gelir. Bu evrede aldığınız radikal kararlar çevrenizdeki pek çok kişiyi şaşırtsa bile, kararlarınızın ardındaki asıl motivasyon “bana yeni bir ben lazım” diyerek gençliğinizde olduğu gibi, özgür kalma isteğidir. Uzun süredir devam eden, size bir şey katmayan ama devamlı sizden eksilttiğini düşündüğünüz ilişkilerinizden ve genel olarak sizi yoran bütün sorumluluklarınızdan özgürleşmek isteyebilirsiniz.
Uranüs karşıtlığına iyi tarafından bakarsak, kendisini bu sürece manevi ya da sanatsal anlamda derinleşerek hazırlayanlar için dönüm noktası olan fırsatların ve yeni bir aşkın habercisi olduğunu söyleyebiliriz. Uranüs’ün hayatınıza şaşırtıcı, etkileyici ve dinamik insanların girmesi, ülke veya şehir değiştirmek demek de olabilir. Çocuk isteyen kadınların bazıları ise sürpriz bir şekilde hamile kalabilirler.
İnsanın olmak istediği kişiyi gerçekleştirmesi için asla geç değildir. Uranüs’ün haritanızda hangi evde ilerlediğine de bakarak, özgürlüğün sizin için manasını anlamalı, kendinizle öz değer ilişkinizi sağlamlaştırmalı ve yaşamdaki asıl amacınızı gerçekleştirmeye odaklanarak orta yaşınızın keyfine varmalısınız.
Plüton/Plüton karesi – Öldürmeyen şey güçlendirir
Transit Plüton’un 40 – 42 yaş arasında haritada ilerlediği ev, kişinin hayatındaki dönüşüme uğrayacağı konuları temsil eder. İnsanların eşleriyle, meslek ve sosyal hayatta girdikleri rekabet ve güç savaşları, mahkemeler, siyasi görüşler ve kişiler bu açıyla ilgilidir. Plüton yeniye yer açmak için, eskiyi yıkmaktır. Hayatımızı alt-üst edebilen Plüton etkisi, aynı zamanda kişilerin kendi cinselliklerini keşfetmelerinde önemli bir duraktır. Bu aşamada hayatınıza, sekse bakış açınızı değiştirecek ve cinselliğinizle barışmanıza neden olabilecek etkileyici (muhtemelen Akrep burcu) ve bir o kadar da duygusal olarak takıntı geliştirebileceğiniz insanlar girebilirler. Plüton karesi en temelde, insanın hayatta kalmak için mücadele ettiği içsel bir savaş halidir. Unutulmamalıdır ki kötülüğümüz, karanlığımız, karamsarlığımız bizden değil, içimizdekini özgür kılamayışımızdandır.
Satürn/Satürn karşıtlığı – Hasat zamanı
Orta yaş dönemi, 44-45 yaşlarına denk gelen Satürn karşıtlığı ve 4. Jüpiter dönüşüyle sonlanır. Özellikle 30 yaş civarındayken yaptığınız mesleki tercihlerin ve gerçekleşen önemli değişimlerin ne kadar isabetli olup olmadığı, bu yaşlarda ortaya çıkacaktır. Örneğin; Son 14 senedir gerçek anlamda tatmin olduğunuz bir iş yaptıysanız, Satürn karşıtlığı size mevkide yükselme ve başarı şansı sunabilir. Fakat eğer ki içinize bir türlü sinmeyen bir kariyer uğruna emek verdiyseniz, yönünüzü değiştirmek, A’dan Z’ye yeni bir başlangıç yapmak zorunda kalabilirsiniz.
***
Astroloji en genel yorumlarıyla bile, olduğumuz kişiye ve olmak istediğimiz yere rehberlik eder, yolumuzu aydınlatır. Aldığımız her nefes, yaşadığımız her an, edindiğimiz her tecrübe ve karşılaştığımız her işaret kendi içinde bize özel benzersiz bir anlam ve derinlik barındırır. Ne mutlu aynalara bakmak yerine, gökyüzünün hikâyelerine kulak vererek büyüyenlere… Çünkü eninde ya da sonunda gözlerimizdeki yıldızların ışıltısıdır bizi canlı kılan!
Cesaret ve umutla...
YORUMLAR