Döngünüze iyi bakın

Adet dönemi ile ilgili sorunlara göz atarken iki şeyi iyi bilmemiz gerekiyor. Aylık döngümüz adet gördüğümüz 3-5 günden ibaret değildir, tıpkı Ay gibi, yaklaşık 28 günlük bir süreyi takip eden bir döngüdür. Bu döngünün iki aşaması var.


Bilmemiz gereken ikinci önemli şey de bu döngüyü ve aşamaları kontrol eden iki esas hormon; östrojen ve progesteron.


İlk 14 günlük evre, yani adetin başladığı günden itibaren olan iki haftaya döngünün birinci evresi diyelim. Bu evrede östrojen hormonu baskın. On dördüncü günden itibaren olan iki hafta ise ikinci evre, progesteronun hakim olduğu “yumurtlama” evresi…


Bu hormonlar doğru çalıştığında, zamanı geldiğinde azalıp zamanı geldiğinde çoğalarak dengeli danslarını devam ettirdiklerinde genellikle sağlıklı bir döngüden söz edilebiliyor. Ancak çoğu kadın bu hormonlarda oluşabilecek dengesizlikler yüzünden sıkıntılı adet dönemleri geçirebiliyor.


Örneğin östrojen hormonu fazla salgılanırsa, progesteronu baskılıyor ve adet düzensizlikleri ortaya çıkabiliyor. Geçen hafta da bahsettiğimiz adet öncesi sendromlar da bu hormon dengesizliklerinin sebep oldukları arasında. Baş ağrıları ve türlü çeşit sancı, sivilceler, duygusal ve manevi olumsuzluklar gibi pek çok etkisini bilmeyen yoktur herhalde!


Ama bugüne kadar hep yanlış bildiğim bir şeyi fark ettim.


Adet görmek demek bu bin türlü sıkıntıyı yaşamak zorunda olmak değil.


Doğal döngü sağlandığında, hormonlar doğru çalıştığında, eh biz de biraz kendimizle barıştığımızda çok daha farklı deneyimleyebiliriz bu döngüyü. Bunu tam bir döngü olarak kabul ettiğimizde ilk adımı atmış oluyoruz bile aslında.









Peki bu hormonların dengeli ve doğru çalışmasını desteklemek için ne yapmalı?


Amerikalı Naturapati doktoru Dr. Kristy Vermeulen’in tavsiyelerine kulak vermekte fayda var. Dr. Kristy’e göre her evrede, aktif olması gereken hormon salınımını desteklersek büyük fark yaratıyoruz.


Döngünün İlk 14 Günü

Adetin birinci gününden itibaren geçen 14 günlük süre, ilk evremiz. Bu evrede Omega3 açısından zengin olan keten tohumu ve kabak çekirdeği tüketmek ihtiyacımız olan hormon dengemizi sağlamaya yardımcı oluyor. Her gün her ikisinden de birer kaşık almak yeterliymiş. Toz haline getirip salatanıza, yoğurdunuza bile karıştırabilirsiniz! Tabii organik ve çiğ olmalarına da dikkat etmek gerekiyor.


Böylece önceki döngünüzden kalan “fazlalıkların” vücuttan atılmasına yardımcı olurken sağlıklı bir adet dönemi geçirmiş olursunuz. Bazıları adet döneminde fiziksel aktiviteyi kısıtlamanın daha doğru olacağını söylese de, bu dönemde uygulanan bazı yoga duruşları, özellikle kasıkları ve bacakları rahatlatmaya yönelik hafif hareketler, kan dolaşımını da rahatlatarak ağrıların azalmasına yardımcı oluyor. Açık havada yürüyüş, hatta dans etmek bile faydalı olabiliyor. Bazı oryantal hareketlerini deneyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız!


Ayrıca fiziksel çalışmalar kadar “zihinsel” çalışmaların da dengeyi sağlamakta önemli olduğuna inanıyorsanız, bu dönemde biraz daha içe dönmek, meditasyon yapmak, fiziksel olarak vücuttan atılan fazlalıklar gibi zihninizdeki fazlalıklardan da kurtulmaya odaklanmak faydalı oluyor.


İkinci on dört günlük evrede neler olduğunu ve neler yapabileceğimizi açıklamayı haftaya bırakalım. O zamana kadar, hepimize mutlu döngüler!



bu linkten

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.