Topuklu ayakkabılar ve başka sıkıntılı şeyler...

"Topuklu ayakkabıyla da sağlıklı ayaklar mümkün…" diye bir bülten geçti elime. Bir ortopedi doktoru topuklu ayakkabı giyerken nelere dikkat etmek gerektiğini anlatıyor.


"Öne doğru eğimi daha hafif, parmakları sıkıştırmayan modelleri seçin. Çok ayakta kalmamaya, aralarda oturmaya dikkat edin. Uygun ayakkabıların içerisine ayaklarınızın daha rahat etmesi için ortopedik taban yerleştirin veya ayaklarınızın önüne veya arkasına silikon yastıkçıklar koyun. Adımlarınızı atarken yere ilk olarak topuklarınızın ardından da ayakucunun değmesini sağlayın. Merdivenden inerken topuklarınız ve ayakucunuz aynı anda yere basacak şekilde inin, merdiven çıkarken de tüm ağırlığınızı ayakucunuza verin."


Ne yapın yapın giyin o topuklu ayakkabıyı diyor yani...


Topuklu ayakkabı giymiyorum. Tırnaklarımı uzatmadığım, oje sürmediğim, botoks yaptırmadığım, sutyen giymeyi de hiç sevmediğim gibi. Güzel görünmek uğruna konforumdan vaz geçmek, zaman ve para enerjimi bunlara harcamak, ayak ya da bel ağrısı çekmek saçma geliyor artık bana.


Kadını illa güzel görünmeye güdüleme, sürekli kendini allayıp pullama, bunlar için her türlü sıkıntıyı çekme, çok para, çok zaman harcama gibi olgular üzerine düşünüyorum bir zamandır. Topuklu ayakkabı güzel görünmek için çekilen çilelerin Everest'i bana kalırsa. Özellikle de burna doğru daralan, üçgenleşen ayakkabılar. Söyleyin bana, şimdiye kadar ayakları parmak uçlarına doğru incelen kimseyi gördünüz mü? Ben görmedim. Peki neden ayakkabılar öne doğru daralıyor? Hadi onlar daralıyor, insanlar niye giyiyorlar bunları, niye normal kabul ediyorlar?





Oysa ki yoga dersinde biz ayak parmaklarımızı tek tek matın üstüne yayarak başlarız duruşlara. Ayak parmaklarının rahat, yayvan ve geniş olduğu bir beden çok daha sağlam basar diğerlerine göre. Parmaklardan köklenerek güç alırız duruşları yapabilmek için. Topuklu ayakkabı bunun tam tersi...


Ursula Le Guin'in bir yazısı var. O da benim gibi (ya da ben mi onun gibiyim) topuklu ayakkabılardan uzak yaşamış ve hatta bunları eski bir uzakdoğu geleneği olan kızların ayak kemiklerini kırma ile karşılaştırıyor. Okuması bile iyi gelmedi değil mi? Oysa ki hakikat. Küçük ayağın makbul sayıldığı garip bir geleneksel güzellik anlayışı içinde Uzakdoğu'da ebeveynler kız çocuklarının ayak kemiklerini kırarlarmış. Böylece kızın iyi bir evlilik yapma şansı artarmış. Küçük ayak, yok ayak, topa dönmüş kemik yığını cinsel cazibe kontenjanından sayılırmış... Lotus ayak diye ismi bile var. Ah!





Güzellik böyle bir şey mi?


Güzellik kadının kendine acı çektirmesi, zamana karşı asla kazanılamayacak olan bir savaşa girerek, bunlar için harcanan çılgınca paralar mı? Topuklu ayakkabı da bunun normalize edilmiş ve kimse tarafından sorgulanmayan, masum görünen bir neferi mi? Eğer topuklu ayakkabı çok şahane bir şeyse, neden erkekler giymiyorlar? Madem o kadar güzel, herkes giysin. Iıh. Erkeğin güzelliği önemsiz mi? Neden? Onda başka şeyler mi arıyoruz? Ne gibi? Onda aradığımız şeyleri neden kadında aramıyoruz da kadında topuklu ayakkabı, oje, kalıp içine oturmuş muntazam memeler arıyoruz? Neden bunları sorgulamıyoruz?


Ayak ne işe yarar? Ya tırnak? Ya meme? Ne işe yararlar?


Sizce güzellik nedir?



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Muhteşem tespitler???? Yerinde sorular..Okuyunca bir rahatladım???? sorgulamakta yalnız değilmişim????
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.