Ailenin Ailesi Hasta
Biz safdillikten kurtulamayan insanoğlunun, yenilendi diye iyileşeceğini sandığımız senesinin ilk ayında, 3 tarafı denizlerle, her tarafı betonla çevrili ülkemizin topraklarında 24 kadın erkekler tarafından öldürüldü:
Ebru Erenler, Yeşim Yalçıntaş, Zehra A., Hatice Dost, Pervil Ç., Kader Erten, Şengül Ünlüyayla, Gülsenem Yuca, Selma Yurdakul, Mukaddes Tüfekçi, Servet D., Sevilay Sülüntay, K.T., Mübarek Turan, Kader A., Olga P., Levin Çekirge, Emine Özer, Yadigar Taşdelen, Ümmühan Yılmaz, Sebiha A., Havva K., Hatice Göv artık yaşamıyorlar.
***
Bu kadınların çocuğu tüfek ya da tabancayla vuruldu. Bazıları boğuldu, birine elektrik verildi (kocası cinler öyle istedi dedi). Katillerin çoğu kadınların kocası ya da babası ya da kardeşiydi; bir tanesi torunu bir tanesi de takıntılı bir aşkla seven komşusu tarafından öldürüldü. Bu listede sokakta tanımadığı birileri tarafından öldürülen bir kadın yok. Bu 24 kadından 3’ü devlet koruması altındaydı.
***
Ocak ayında Habertürk’e verdiği röportajda İzzet Yıldızhan: “Tokatı da şimdi şiddetten mi sayalım? Tokadı ben şu an eğitimi için çocuğuma da atıyorum. Bu benim için yadırganacak bir durum değil. Şiddet bence bir erkeğin evdeki insanlara karşı olan sorumluluğunu bilmemesi, alkol ve uyuşturucu kullanması, sapkın hayat tarzını ailesine yansıtmasıdır. Ben sorumluluklarımın hepsini yerine getiriyorum. Sadece anlaşamadığımız ve zıtlaştığımız bir konu yüzünden bir tokat atıyorum. Şiddet mi bu? Her ailede bir kadın tokat atmış veya tokat yemiştir. Bazen şiddet ve kırgınlıklar sevginin pekişmesi bile oluyor” dedi. Bu beyanatın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra ise: “Görülüyor ki kendimi tam olarak kendimi ifade edememişim. Kadına tokat ve dayağı savunmam asla mümkün olmamıştır. Türkiye gerçeğiyle ilgili bir resim çizmek istedim, ancak yanlış anlaşıldım” diyerek af diledi.
***
Ocak ayında yeni Aile Bakanı Ayşenur İslam’ın çocuk yaşta zorla evlendirilen kızlarla ilgili: “Bu nikâhların çoğu masumane kıyılıyor. Kendi kızını çocuk yaşta evlendiren annenin de çocuk yaşta evlendiği için bunu normal sandığını görüyorsunuz. Kimse çocuğuna kötülük yapmak istemez o nedenle bilincin artırılması gerekiyor” dediği konuşuldu. Pedofilinin neresinin masum olduğunu biz anlayamadan İslam: “Çocuk gelinlerin masumane olduğu iddiası külliyen yalan. Böyle bir cümle ağzımdan çıkmadı" diyerek ifadesini değiştirdi.
***
Clarissa P.Estes Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında şöyle der:
" Psikoloji alanındaki çalışmalar insanlardaki kaygının ailevi nedenleri üzerinde dursa da kültürel birleşenler de bu kaygıda baskın bir rol oynar. Çünkü kültür ailenin ailesidir. Eğer ailenin ailesinde çeşitli hastalıklar varsa, o zaman o kültürdeki bütün ailelerin aynı rahatsızlıkla baş etmeleri gerekecektir. Yok edicinin egemen olduğu bir kültürde doğması istenen yeni hayatlar, gitmesi istenen tüm eski hayatlar, hareket etme yetisinden yoksundur ve o kültürün bütün yurttaşlarının ruhsal hayatları hem korku hem de tinsel kıtlıkla felç olur..."
**
Belli ki bizim ailemizin ailesi hasta. Ailenin unsurlarında gittikçe güçlenen bir yıkım hissi göze çarpıyor bu isimlere baktıkça:
Ebru’yu, Yeşim’i, Zehra’yı, Hatice’yi, Pervil’i, Kader’i, Şengül’ü, Gülsenem’i, Selva’yı, Mukaddes’i, Kader’i, Emine’yi, Ümmühan’ı, Levin’i, Yadigar’ı, Sebiha’yı, Havva’yı ve isimlerinin sadece baş harflerini bildiğimiz kadınları bu bir türlü sonu gelmeyen şiddetten; en yakınlarının zulmünden koruyamadık.
Onlar toplumumuzun hastalığının bedelini canlarıyla ödediler.
En azından isimleri kalsın aklımızda. Bu ülkede kimlere neler oluyor, kimler neler diyor o kalsın. Ortak hafızamızın kara deliğine atmayalım. Normalleştirmeyelim bunları.
YORUMLAR