Eşik taşı: Anaokulu başlangıcı...
Yemyeşil bir bahçenin içinde oturuyorum. Bu hafta yılın diğer haftalarından farklı olarak ofiste başlamıyor benim için. Yine bir ilk adımın, yine bir yeni hayatın eşik taşındayım. Oğlumla beraber. Ortalama 20 yıl boyunca sürecek bir yolculuğun ilk kapısındayız. Uzay artık okullu oluyor... Hayatta geçirdiği (koskoca) 3 yıl içindeki en önemli değişikliklerden biri bu. Heyecanlıyım ama çaktırmıyorum. Ben ne kadar sakin olursam o da o kadar rahat atlatacak bu geçişi biliyorum. O, içeride yeni okulunu tanırken ben bahçede yazımı hazırlıyorum...
*
Anaokulu seçimi anne-babaların kafasını karıştıran bir bahis. Bu yüzden oğluma okul seçerken dikkate aldığım kriterlerden bahsetmek istiyorum ilk olarak.
*
Benim için önemli olan henüz 3 yaşına yeni giren oğlumu gönül rahatlığıyla emanet edebileceğim, yaptığı işi seven insanların çalıştığı bir okul bulmaktı... Huzurlu ve mutlu insanlardan mürekkep olursa bir ortam, çocuk da huzurla alışabilir oraya.
*
Çocuk odaklı bir kurum olması diğer önemli kriterdi... Bundan kastım, çocuğa birey gibi davranılan bir felsefeye dayanması. Biz Uzay'a şimdiye kadar hep akılcı açıklamalarla yaklaşmıştık. Nedenler ve sonuçlarını açıklayarak, duygularını (olumlu ya da olumsuz) kabul ederek, onun söylediklerini dinleyerek ve ona henüz tamamlanmamış bir insan gibi değil de, söylediklerimizi anlamaya muktedir bir kişi gibi davrandığımız bir ilişki biçimimiz oldu. Dolayısıyla gideceği okulun da bu şekilde bir yaklaşımının olmasını istedik.
*
Bir de olanların yanı sıra olmaması gereken şeylerin listesi önemliydi benim için:
- Çocuklara hiçbir şekilde paketli gıda verilmeyen...
- Televizyon ya da bilgisayar gibi hiçbir tür ekranı içinde barındırmayan...
- Ödül ve ceza yöntemi kullanılmayan...
- Çocukları rekabete değil kendi özelliklerini geliştirmeye yönelten bir okuldu aradığım.
Bulabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum... Hesaba katamadığımız artıları eksileri de süreç içinde göreceğiz. (Elbette bu kriterler her ailenin önceliklerine göre değişecektir. Önemli olan kendi kriterlerinizin ne olduğunu netleştirmek.)
*
Ne kadar hazırlansak da bütün değişiklikler, ayrılıklar çocuklarımızın küçük dünyasında önemli dalgalar yaratıyor... Bu hafta birçok çocuk annesinden ayrılmamak için ağlayacak okul bahçelerinde. Anneler ise onlara çaktırmadan ağlayacaklar.
*
Geçen sene Uzay haftada 3 sabah, 2 saat gideceği oyun grubuna başlarken benzeri bir kriz yaşamıştık. Onu bırakıyordum; ağlıyordu. Ben de sokağın başında her yüksek sesi onun ağlama sesi gibi duyarak kendimi paralıyordum. Birkaç gün sonra oğluma eziyet ettiğime karar vermiş ve "Daha çok küçük demek ki; henüz ayrılmasına gerek yok, biz en iyisi bunu erteleyelim" diye karar vermiştim. Bu fikirlerimi dile getirdiğimde Iraz (Toros Suman) bana şöyle demişti: "Bazı kararlar yetişkinlere aittir. Okula gidip gitmemesi de bunlardan biri. Sen kararında net olduğunda çocuğun için her şeyi daha da kolaylaştırmış olacaksın. Sen onu için rahat bir şekilde bırakabildiğinde o da senden rahatça ayrılacak."
*
Bu rehberlik o günden sonra birçok konuda yolumu aydınlattı... Belki sizin de işinize yarayabilir... Herkese mutlu başlangıçlar ve rahat bir değişim haftası dilerim.
YORUMLAR