Tut yaşamın elinden
"Hayattan ne bekliyorsun?" diye kime sorsam sağlık huzur, mutluluk diyor. Dilemekte en ısrarlı olduğumuz dilek; “Sevdiklerinle sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yaş/yıl olsun.” dileği.
Dilek dilemek ve umut etmek, niyet belirtmek için güçlü araçlar. Bununla beraber sadece niyet belirtmek ve umut etmek dilediğimiz gibi bir hayat yaşamayı sağlamıyor. Genellemeden yazacak olursam, geriye dönüp hayatıma baktığımda istediğim gibi yaşamamı sağlayan şey dilek dilemek ve umut etmek olmadı. Dilediğim durumun gerçekleşmesi; aktif eylemler ve seçimler yaptığımda oldu. Bu farkındalıkla diyalog halinde olduğum kişilere "Benim senin için dileklerim sağlıklı, huzurlu, mutlu bir yaşam sürmen. Bunun yanında bu dileğin gerçek olması için sen neler yapacaksın?" diye soruyorum.
Şimdi size de soruyorum; sağlığınızı korumak ve sürdürmek için ne yapıyorsunuz? İçsel huzurunuz için, yaşam alanınızın huzuru için, yakın ilişkilerinizdeki huzurunuz için ne yapıyorsunuz? Mutluluk için ne yapıyorsunuz? "Yapıyoruz işte bir şeyler" ile "Hiçbir şey yapmıyorum" cevaplarını kabul etmiyorum. Sağlık, mutluluk, huzur için yaptığınız somut, olumlu bir eylemi bulmanızı rica ediyorum.
Eskiden huzurun ve mutluluğun varılacak bir hedef olduğunu sanırdım. Sonraları bir an birşey olacak ve ben sağlıklı, huzurlu, mutlu olacağım sanırdım. Hiç bir şey yapmadan, birden oluverecek bir hal gibi. Öyle değilmiş. Huzur ve mutluluk ne varılacak bir yermiş ne de bir anda sihirli bir değneğin yaşamıma değmesiymiş.
Bence huzur ve mutluluk; mecburiyetlerden özgürleşip bilinçli seçimler yaparak hayatı paylaştığın kişilerle uyumlu, yaşadığın hayatın içinde, başına gelen türlü türlü hal ile birlikte anlamı bulabilmekmiş. Evet, evet bu benim huzur ve mutluluk tanımım. Sen de şimdi biraz düşünmek ve kendi huzur ve mutluluk tanımını tarif etmek ister misin?
Son zamanlarda Instagram paylaşımlarında karşılaştığım “Türkiye’de sıkıntı yaşamamak için haklı da olsan kimseye bulaşmayacaksın, susacaksın.” yönünde söylemlere, yazılara denk geliyorum.
Özlemini duyduğumuz huzurlu, mutlu, hayatı yaratmanın yolunun sessizlik olduğunu düşünmüyorum. Özlediğimiz hayatı yaratma yolunun kendi insanlığımızı hatırlamak ve bu hayatı bizim dışımızdaki insanlarla paylaştığımızın bilincinde olmak olduğunu düşünüyorum.
Bu bahsettiğim tek taraflı ve pasif bir hal değildir. Bahsettiğim karşılılıklığı ve birbirine bağlı yaşamları fark edip kendimden vazgeçmemekle ve diğerini saygıyla kabul edebilmekle, kabul edilmeyi denemekle ilgilidir.
Marshall Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim Bir Yaşam Dili kitabının giriş cümlesinde şöyle yazar: “Hayatta özlediğim şey şefkat, kendimle başkaları arasında kalpten kalbe bir akış..” bu bakış açısıdır öğretiye tutkuyla bağlanma sebebim.
Kendimle başkaları arasında kalpten kalbe akan şefkati deneyimlemenin, dilediğim huzurlu, mutlu, sağlıklı hayatı yaratacağı inancındayım.
Ülkemizde insani ihtiyaçlarımızı karşılamak için seçtiğimiz yollar çok farklı ve insani ihtiyaçlarını karşılayan insanların sayısı da bir takım sebeplerden her geçen gün azalıyor. Bir yerde okumuştum: toplumun %85'inin depresyonda olduğu bir ülkede bireysel durum değil kolektif bir durum vardır diye.
Toplumu oluşturanların %85’i depresyonda yaşıyorsa bu durum nasıl dönüşecek? Depresyondan çıkıp dilediğimiz huzurlu, mutlu, sağlıklı yaşamı nasıl yaratacağız?
Benim nacizane cevabım, yaşamın elinden tutarak, yaşamın elimizden tutmasına izin vererek, kalbimizdeki şefkati hatırlayarak, kalbinde şefkat olanlara yanaşıp yaslanıp dayanışarak huzur, mutluluk dilemekten öteye geçip huzuru, mutluluğu açığa çıkaracak seçimler yaparak, bu seçimleri yapamayanlara ilham olarak..
Tut yaşamın elinden, canlansın içinden sevinçler...
İçindeki sevinçleri canlandırmakta zorlanıyorsan, içindeki sevincin canlı olduğu bir ânı hatırla. Seni gülümseten neydi? Belki duyduğun hoş bir söz, belki gözleri gülen biriyle kurduğun göz teması, belki birine aldığın bir armağan, belki birinden aldığın bir armağan, belki sağlıklı sonuçlanan bir tedavi süreci...
Yaşamı kutlamana destek olan o deneyimin her ne idiyse benzerleri, daha çok tatmin yaratanları aktif eylemlerin ve bilinçli seçimlerinle hayatta tezahür etsin, gerçekleşsin.
Sen yaşamın elinden tuttukça yaşam da kalbindeki sevinçleri beslesin.
YORUMLAR