Dinliyor musun?

Dinlemek ve konuşmak düşünmekten sonra çok sık yaptığımız eylemler.

Bazı uzmanlar dakikada 110 - 175 kelime arası konuşmanın konuşma hızını belirlediğini söylüyor. 110 kelimenin altında konuşanı “yavaş konuşan” 175 kelimeden fazla konuşanı “hızlı konuşan” diye kategorize ediyor.

Bu bilgiyi okuyunca kendimi huzursuz hissettim. Konuşmamı yavaş bulanlardan duyduğum yargılarla, yavaş konuşan olarak etiketlenmemek için ve karşımdaki beni dinlerken sıkılmasın diye içimin sıkıştığı ve bir solukta kendimi ifade etmek gayretiyle hızlı hızlı konuştuğum ve kendimi niyetimle ifade edemediğim deneyimlerimi üzüntü ile hatırladım.

Anlaşılmak istediğim zamanlarda niyetimle duyulmak için kelimelerimi seçiyorum. Kelimelerimi seçmek demek yavaşlamak demek benim için. Yavaşladığımda ve kendimi tek tek, tane tane ifade ettiğimde dakikada 110 kelime ağzımdan çıkmıyor. Hal böyle olunca yavaş kategorisine giriyorum. Bana tuhaf geliyor bu durum, size de öyle geliyor mu? Zihnimde dolanan soru şu; neye göre, kime göre yavaş konuşuyorum? "Uzmanlara göre" dediğinizi duyar gibiyim.

Peki;

Kaç kelime araştırmasını bir de şuradan alayım. Bir kişi dakikada kaç kelime dinleyebilir?

Fark ettiyseniz "kaç kelime duyar?" diye sormuyorum, "kaç kelime dinler?" diye soruyorum. Söz konusu duymak olunca, her an işittiğim kelimelerin sayısı epey fazla. Aynı anda konuşmaya meyilli bir toplum olduğumuz düşünülürse eşzamanlı konuşan 3 farklı kişinin kelimelerini duyabiliyorum. Peki o kişileri gerçekten dinliyor muyum?

Bu sorunun cevabını 'hayır' diye verdiğinizi tahmin ediyorum.

Konuşma konusunda son derece istekli ve becerikli iken nadiren dinleyebiliyoruz.

Şiddetsiz İletişim bakış açısını hayata armağan eden Marshall Rosenberg insanların 40 kelimeden fazlasını duyamadıklarını söylemiş bundan bir zaman önce. Günümüzde Instagram'da yayınlanan videoları izleme süresinin ortalama 5 sn olduğunu biliyor musunuz? Ben daha ağzımı açıp merhaba demeden bir sonraki reelse geçen insanlar var. Sanki kimileri için duyabildikleri kelime sayısı 40’ında epey altında.

Dinlemeyi bilmek, kişilerarası iletişimde ve yakın ilişkilerimizde hem nadir yaptığımız hem de nadir karşılaştığımız bir beceri. Herhangi bir ilişkinin doğasında var olan farklılıkları ve çatışmaları artıran da bir unsur dinlememek, dinleme kapasitesinin düşüklüğü.

"Anlatıyorum ama kime anlatıyorum, beni dinlemiyor" diye boşanma davası açan insanlara avukatlık yaptığım oldu. "Sanki duvarlarla konuşuyorum, dediklerimi duymuyor bile" diyenler gördüm.

Halbuki, kişiler arası ilişkide ve yakın ilişkilerde dinlemeyerek bağlantıyı koparmak ve mesafeler yaratmak yerine insanları bir araya getirecek bağlar kuracak ve işbirliği yaratacak şekilde dinleme becerisi geliştirsek güvene dayalı dürüst ve derin ilişkiler kurabiliriz.

"Peki ama bunu nasıl yapalım?" diyorsanız;

Mesela; öğüt vermek, eğitmek, çözüm aramak, düzeltmek, teselli etmek, rahatlatmak için dinlemek değil de anlatan kişiye varlığımızı, mevcudiyetimizi sunarak sadece anlamak için dinlemek mümkün olur mu?

Empatiyle gönüllü bir şekilde dinlemenin bağlantıyı nasıl besleyeceği merakıyla anlatan kişiye yönelmek mümkün müdür?

Zihnimizin kalabalık olduğu ve dinlemekte zorlandığımız anlarda; duyduklarımı takip etmekte zorlanıyorum demek mümkün olur mu?

"Birbirinden farklı ve alakasız konulara dair cümleler duyduğumda anlamakta zorlanıyorum, biraz yavaşlar mısın?" diyebilmek nasıl olur?

"Kendi gerçekliğimi ifade ederken aktif ve etkin dinleme becerisi geliştirmek için kendi mevcudiyetimi nasıl desteklerim?" diye araştırmak ve beceri geliştirmek ilişkide olduğum kişiye ve kendime verdiğim değerle de ilgilidir.

Biriciğiz ve aynı zamanda zihnimiz, kapasitemiz, yapabilirliklerimiz belirli, zamanımız enerjimiz kıymetli.

Dinliyormuş gibi yapmak yerine hakikatimizle halimizi söylesek ya da nitelikli dinlemeye özen göstersek daha güçlü ve samimi ilişkiler kurabiliriz.

İma etmeyi, laf sokmak niyetiyle dinlemeyi bıraksak duyduklarımızı yansıtarak, "sözlerinden bende bunlar kaldı" diye duyduklarımızı tekrar edecek şekilde diyalog halinde olduğumuz kişiyi dinlesek ve böyle dinlendikçe de bizi böyle dinleyenler artsa hayattan aldığımız keyif de artar diye düşünüyorum.

Ve kendi adıma çok şükür bu odakta dinleyip konuştuğumdan beri tatminle yaşıyorum.


Sizin için de mümkün olur dilerim.

Samimi, sıcak, meraklı bir kalple birini dinlemenin ve bu biçimde birinin sizi dinlemesinin huzurunu deneyimlemeniz dileğimle.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.