Sevginin gücü

Dünyayı sevgi kurtaracak!


Bu cümleyi hayatımın hangi döneminde duymuştum, hatırlamakta güçlük çekiyorum. Üniversite giriş sınavlarına hazırlanırken duymuş olabilirim. Çok fazla paragraf sorusu çözmüş bir sosyal alan öğrencisi olarak sorunun içinde geçen bu tarz spot cümleleri okur, anlamları üzerine çok düşünürdüm. Bu cümlenin hayatıma girmesi 30 yıl öncesine dayanıyor diyebilirim.


Ne demek dünyayı sevgi kurtaracak?


Bazılarının kulağına romantik bir söylem olarak geliyor olabilir.


Bazıları "insan her şeyi ve herkesi sevemez ki, sevgi dünyayı nasıl kurtarsın" diyor olabilir.


Bazıları "sevgi somut bir kavramdır, birini ve bir şeyi kurtarmak eylem gerektirir" diyor olabilir.


Bazıları sevgi kavramıyla barışamamış olabilir ve "saçmalık bu bakış açısı" diyor olabilir.


Bazıları "evet kesinlikle, ben de böyle düşünüyorum" diyor olabilir.


Kavramlar üzerinde ortak görüşte olmak, genel çerçeveden tanım vermek beni motive etmiyor.


Kendi sevgi anlayışımla düşünüyorum. Sevgi şu demektir demek yerine sevgi deyince benim içimde ne canlanıyor diye kendi içimi araştırıyorum. Bağlantıda olduğum kişilerin sevgi anlayışlarını merak ediyorum, anlamak için soruyorum. Şu an kendimi yazarak ifade ettiğim için sizinle merak aşamasını sürdüremiyorum. Aynı zamanda, sevgi anlayışınıza dair fikirlerinizi benimle paylaşmak isterseniz okumayı çok isterim. Bunun için yorumlar alanını kullanırsanız düşüncelerinizden haberdar olur, beslenirim.


Benim bakış açım; sevgiyi duygu ve ihtiyaç olarak algılıyor. Sevdiğimi ve sevildiğimi bedenimde, hücrelerimde hissettiğim anlar var. Biri beni sevsin diye sevgiyi özlediğim, sevgiye ihtiyaç duyduğum anlar var. Böyle bir bakış açısıyla, dünyanın tamamında yaşayan insanların sevgiye özlem duyduğu, sevginin ne olduğu ve sevgiyi hissettiklerinde içlerinde ne olduğu ile ilgili bir fikri vardır diyorum. Hayatında eser miktarda sevgiyle temas etmemiş bir kişi ve canlı yoktur diye düşünüyorum. En kızgınlık hissettiğimiz, bize göre vahşete ve katliama sebep olanlar bile, sevgiyi biliyor, böyle inanıyorum.


Sevgiyi bilen halimizden ilerleyerek meselenin, sevmek sevilmekten öteye geçip hayatı birlikte, birbirine bağlarla sürdürecek kadar sevgiyi büyütebilmek olduğuna inanıyorum. Bunu nasıl yapar diye sorgulayıp yargıladığım kişilerin sevgiyi büyütemedikleri, sevgiyle muamele görmedikleri için şefkatle kapsamakta zorlandığımız eylemler yaptıklarını düşünüyorum.


Dünyayı sevgi kurtaracak derken; hayatı birlikte, uyum, denge, işbirliği ile saygı ve dayanışma ile sürdürebilmek için sevgiyi bir duygu ve bir ihtiyaç olarak almak, “diğeri/öteki/karşımdaki” bakış açısından uzaklaşarak ortak insanlık hali ve birlik bilincine yaklaşmak için sevgiyi, sevmeyi, sevgi dolu eylemleri araç olarak kullanmak nasıl olurdu diye merak ediyorum.


Bu merakımın gerçeklikle buluşmasının kendiliğinden olmayacağının bilincindeyim. Dünyayı sevgi kurtaracak cümlesini yaratmak için kendimi sevdiğime güvenmek istiyorum.


İçimdeki hayatın küskün çocuğuna, sevgi duygusunu bedeninde nasıl hissettiğini soruyorum. Zihnim düşüncelerimin arasında dolaşıyorsa; sen zaten sevilen bir çocuktundan tutun da aman kimse seni sevmedi, sevgi denen şey gerçek değil gibi cümlelerde dolanıp bedenimle bağlantımın koptuğu bir alana geçtiysem düşüncelerimdeki dikkatimi, omurga hattıma doğru davet ediyorum. Omurga hattımın dikliğini, beden parçalarımı birleştiren etkisini fark etmek kafam, kalbim, karnımla bağlantı kurmak, üst bedenimin içini dolduran nefesimi fark etmek beni düşüncelerimden bedenimde olanlara doğru çekiyor. Bedenimde sevgiyi hissettiğim anların kayıtlarını arıyorum. Bu kısımda zorlanırsam birinin beni sevdiği hissine güvenle yerleştiğim bir anımı çağırıyorum.


Bedenimin sesleri zihnim gibi kalabalık değil. Bedenim tek kelime ile konuşuyor. Dikkatimi bedenimde gezdirdikçe bakıyorum kalbim hafiflik diyor, bakıyorum karnım canlılık diyor, bakıyorum oturma kemiklerim güven diyor, bakıyorum boğazımda bir kıpırtı, yüzümde bir gülümseme, bedenim sevgiyi deneyimlediği anıları hatırladıkça genişliyor.


Böyle hatırladıkça sevgiyi, duygu olarak bedenime yerleştirdikçe, sevgiye özlem duyduğum anları fark edip sevginin aynı zamanda ihtiyaç olduğunu fark ettikçe yani sevgi ile hemhal olup deneyimlerimden beslendikçe sevginin gücüyle bağlantı kuruyorum.


Sevildiğime inandığım güvendiğim, sevgiyi içimde ve dışımda fark ettiğim anlarda hayatla kurduğum bağlantı, somut eylemlerimin niteliği, başardım dediklerimin bende ve topluluğumdaki etkisini hatırlıyorum.


Sevmenin, sevilmenin ve sevginin gücünü hatırlıyorum.


Bu hatırlama hali benden bütüne nasıl yayılır diye merak ediyorum.


Sevgiyi deneyimleyen, sevildiğine güvenen, sevgiyi eyleyen yani içinde sevgi içeren eylemler yapan insanların, sevgiyi duygu ve ihtiyaç olarak bedeninde bütünlediği anlarda neler yapabildiğini, seçimlerindeki netliği, yaratma gücündeki istekliliği hatırlıyorum.


Ve tüm kalbimle inanıyorum; dünyayı sevgi kurtaracak.


Sevgi kendini ve yaşamı beslemeye, güzelleştirmeye dönük güçlü bir seçimdir.


Sevginin gücü yaratmaktır.


Sevginin gücü kapsamaktır, bütünleştirmektir, sarmak sıcacık sarmalamaktır.


Sevginin gücü nezakettir, özendir, anlayıştır, inanmaktır.


Sevgi iyileştirir, birleştirir, güçlendirir.


Sevginin gücünü hatırlayalım, sevginin gücüne beraberce inanalım.


Hayatımızda bir molekül daha fazla sevgiyi hissetmek yaşamımızda neleri değiştirirdi diye hayal edelim.


Sevdiğiniz ve sevildiğiniz anların artması, kendinizi sevmekle başladığınız yolculuğun bütüne doğru yayılması dileğimle..


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.