Düşüncelerimize ihtiyaç odaklı yaklaşsak...

Yazımı okuyan herkesin hayatının bir anında “İçim sıkılıyor. Ne yapsam ki?” cümlesini kurduğunu varsayıyor ve tahmin ediyorum.


En küçüğümüzden en büyüğümüze, çocukluğumuzdan bugünümüze bu cümleyi kurduğumuz bir anı kolaylıkla hatırlayabiliriz. İç sıkıntımızın nedenini araştırmak ile iç sıkıntımızı giderecek seçimi yapmak arasında sıkıntıyla kalınan süre kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir, iç sıkıntımızı bir başkasına ifade ettiğimizde aldığımız cevaplar değişebilir.


Kendi deneyimlerimden ve iletişim halinde olduğum kişilerin deneyimlerinden gördüğüm/duyduğum böyle durumlarda zihin iki yöne gidiyor.


Yönlerden birinde, zihin neden sıkıldığını anlamaya çalışıyor: Ne oldu, benim canım neden sıkılıyor? Bu soruyla hızlıca cevap aramaya geçen zihin olasılıkları tarıyor. Zihnin bulduğu cevap; X kişisinin söylediği cümleye takılmış olmak, sosyal medya ve görsel iletişim kanallarında duyulan/görülen bir durumla meşgul olmak, iletişimde olduğun kişinin maruz kaldığın mimiğinden, fark etmeden etkilemiş olmak, sabahtan beri kimseyle konuşmamış olmak, çocuğunun karşılamak istediğin bir ihtiyacını karşılayamamış olmak gibi durumlar ve daha nice olasılıklar olabilir.


Yönlerden diğerinde, zihin içinde bulunduğu iç sıkıntısından nasıl kurtulacağını bulmaya çalışıyor. Bu iç sıkıntısı nasıl geçer, onu tarıyor. Telefona mı baksam, alışverişe mi çıksam, alkol mü alsam, bir sigaramı yaksam, bir tatile mi gitsem?


Neden iç sıkıntısı yaşadığını araştıran zihin ile iç sıkıntısını nasıl geçiştiririm/bastırırım/sıkıntıdan nasıl kurtulurum diyen zihin aynı bahçenin farklı yönlerden görülmesi gibi. Zemin aynı, sınırlar-sınırlılık aynı ve görünen manzara baktığın açıya göre farklı.


Sıkıntısının ardındaki nedeni arayan zihnin çalıştığı alan geçmiş. Sıkıntının nedenini arayan zihin geçmişte dolanıp olanların içinden en gerçek sebebi bulmaya çalışıyor. Sıkıntıyı nasıl geçireceğini planlayan zihin, geleceğe odaklanıp işine en yarayacak olanı bulmaya çalışıyor ve fakat bu sıkıntısını nasıl geçireceğini araştıran zihin de geçmiş deneyimlerinden referans alıyor. Bir de bu zihin sıkıntısını bastırmaya/geçiştirmeye çalışırken “acımadı ki, acımadı ki” gibi bir bakış açısıyla olanın üzerini örtmeye odaklanıyor.


Kültürel olarak ve bu kültürü sadece Türkiye’ye özgü de düşünmeyin, belki global olarak demek daha yerinde olur, zihnin böyle yapması bize doğduğumuz andan itibaren öğretiliyor.


Peki bizim öğrenmemiz “neden-nasıl” ekseninde olmasaydı, biz yaşadığımız durumun içine ve derinine bakmayı öğrenseydik, açığa çıkan iç sıkıntısının görünen yanını alıp, izini sürüp arka bahçesine bakma becerisiyle yetişmiş olsaydık hayat neye benzerdi?


Ne demek istiyorum; içsel sıkıntımı fark ettiğimde neden-nasıl diye savrulmak yerine bu duygusal durumumun karşılanmayan bir ihtiyacımdan kaynaklandığını fark edebilirim. Bu ihtiyacım ne ise ihtiyacımı karşılamak için alternatif yollar araştırabilirim. Lütfen cümleme dikkat edin, sıkıntımı bastırabilirim ve geçiştirebilirim demiyorum. İç sıkıntımı fark edip ağırlayıp bana iyi gelecek olanı bulmaktan/seçmekten bahsediyorum.


Hayatı bütünüyle algıladığımda fark ettiğim acıdan, iç sıkıntısından, üzüntüden kaçmak mümkün değil. 'Amaan takmıyorum kafama, boşveriyorum' diyenin de zihni neden böyle oldu ve nasıl bu halden kurtulurum diye düşünüyor. Mahvoldum, kahroldum diyenin de zihni neden böyle oldu ve nasıl bu halden kurtulurum diye düşünüyor.


Oysa böyle düşünmek bize yaratıcı yollar açmıyor. Düşüncenin içinde hacıyatmaz gibi ivmesi değişik salınımlarla sallanıp savrulup duruyoruz. Ne olduğumuz yerde kalıyoruz ne bir adım ileri gidebiliyoruz. Böyle haller yaşayanlar için başka türlü düşünmeye doğru zihni geliştirmek, bilinci dönüştürmek icap ediyor.


Böyle bir öğrenilmişliği değiştirmek, odağı neden ve nasıl araştırmasından çıkarıp ihtiyaca getirmek zihnin sınırlı bahçesinden sonsuz bir araziye açılmak gibi. Çünkü, iç sıkıntısının ardında henüz karşılanmamış ve karşılanmayı bekleyen bir ihtiyaç oluyor. İhtiyaç deyince ne demek istediğimi artık biliyorsunuz di mi? Kendini ifade bir ihtiyaç, hareket etmek bir ihtiyaç, dürüstlük bir ihtiyaç, anlaşılmak bir ihtiyaç, duyulmak, haliyle görülmek bir ihtiyaç. Etiketli, kariyerli ya da kariyersiz olmaktan, vasıflı yada vasıfsız olmaktan gelen değil sadece insan olmaktan gelen ihtiyaçlar bunlar.


İçim sıkılıyor. Çünkü; arkadaşım X’in söylediği şu cümleler zihnimde dönüyor, kendimi ifade etmeye ihtiyacım var. İçim sıkılıyor çünkü, A firmasının yapmasını beklediğim ödeme zamanında gelmedi. Kendimi ifade etmek için arkadaşım Y’den rica edeyim, beni sözümü kesmeden dinlesin ya da arkadaşım X’e/A firmasına bir mektup-mesaj-mail yazayım kendimi dürüstlükle ifade edeyim, halimi duyurayım ya da biraz yürüyüş yapayım, zihnimde dönen cümleler hareketle sağalsın ve daha net ve öz bir yerden kendimi ifade edeyim seçimine gidebilmeyi sağlıyor ihtiyaç odaklı düşünmek. İhtiyaç odaklı düşünmek aynı zamanda kendimle ve diğer kişilerle bağlantılı ilişkiler kurma becerimi artırıyor, bağlantıda kalmamı kolaylaştırıyor. İhtiyaç odaklı düşünüp konuşmak, zihni açık ve odaklı tutuyor, hacıyatmaz gibi bir o yana bir bu yana salınmaktan koruyor. Özellikle içsel veya kişiler arası çatışmalarda, çatışmanın ihtiyacı karşılamakta seçilen yoldan kaynaklandığını fark etmek ve başka yollar seçerek de aynı ihtiyacın karşılayabileceğini fark etmek hayatın rengini ve ahengini besliyor.


Her birimiz yaşamdan keyif almak, kendimizle ve birbirimizle anlamlı ilişkiler kurmak istiyoruz. Bunun yolunun, duygularımızın izini sürmek ve ihtiyaç odaklı düşünmek olduğunu öğrendiğimden beri yaşamla kurduğum bağ ve deneyimlerim zenginleşti.


Düşüncelerinin sende yarattığı duyguları fark etmek ve ihtiyaç odaklı düşünmek fikri sana nasıl geliyor? Biraz demlenmek, denemek ve hayatına katmak için harekete geçmek ister misin?


Keyifli deneyimler!


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.