İstesem mi? İstemesem mi?

İstemek konusunda kendini nasıl hissediyorsun? 'İstemek' deyince içinde ne canlanıyor?


Rahatlıkla birilerinden bir şey isteyen biri misin? Kolaylıkla senden istenenleri yapan, bununla beraber kimseden kolaylıkla bir şey isteyemeyen biri misin? 'İstediğim şeye, istediğim kişiye göre değişir' de diyor olabilirsin.


Sorum her ne kadar genelleyici bir çerçeveden olsa da, cevaplar olasılıklara göre değişir yani cevapları genellemek mümkün olmayabilir.


Kendi halimden örneklerle paylaşmayı deneyeyim. Dilerim senin de kendi farkındalıklarına ulaşmana ve kendi haline dair keşifler yapmana vesile olur.


İstemek deyince hayatımın uzun bir süresinde bu konuda ne kadar zorlandığımı biliyorum. Ailemden bir şey istemekten, az tanıdığım ya da çok yakın ilişki kurduğum kişilerden bir şey istemekten bahsediyorum. İstemenin zorluğu, elbette istediğim şeyin ne olduğuna ve kimden istediğime göre değişiyor. Bununla beraber, mevzu istemek olunca içimdeki hayatın hızlıca, “kimseden bir şey istenmez” düşüncesine çapalandığını fark ediyorum.


Bu farkındalığımı, isteme hallerime doğru genişletiyorum. Kimseden bir şey istenmez düşüncesini nerden ve kimden edindiğimi uzun uzun düşündüm, buldum. Diğer yandan, sosyal varlık olarak insanların birbirleriyle iletişim ve ilişki kurma ihtiyaçları, istemeden yaşamanın da mümkün olmadığı gerçeğini bana hatırlatıyor. Bu hatırlamayla, kimlerden bir şey isteyebiliyorum ve ne tarz şeyleri daha rahat isterken ne tarz şeyleri isterken zorlanıyorum diye kendimi gözlemliyorum.


Şimdi aşağıda bu konuları biraz daha genişleteyim.


Yetiştiğim aileden geliyor “kimseden bir şey istenmez.” bakış açım. Canım babam (ruhu şad olsun), birinden bir şey istememizden hiç hoşlanmazdı. Sende varsa yaparsın, sende varsa yersin, elin varsa kendin halledersin, yoksa kimseden bir şey istememelisin derdi. Babamın bakış açısının altında nasıl bir ihtiyaç vardı bilmiyorum, elbette bazı tahminlerim var. Ama konumuz babam değil.


"Kimseden bir şey istenmez" odağında yaşamak “kendi işini kendin yap, kendine yeten insan ol, kimseye muhtaç olma” gibi başka odaklar da yarattı içimdeki hayatta. Ben bu bakış açısını niye sahiplendim diye baktığımda şunları keşfettim.


Birinden bir şey isterken utanıyorum.

Birinden bir şey isterken "Hayır" cevabını almaktan korkuyorum.

Birinden bir şey isterken borçlu kalmaktan korkuyorum. Yarın bir gün o kişi benden bir şey isterse ve yapamazsam, borçlu olma düşüncesiyle baş başa kalmak istemiyorum.


Tam burada; istediğim şeyin ne olduğu konusuna değineyim. Ne istediğimin önemi yok demek isterdim. Bununla beraber öyle değil. Genellikle maddi değeri olan şeyler istemek beni zorluyor sanıyordum. Komşudan 2 kaşık tuz istemek, bir kase salça istemek, limon bitti, soğan kalmadı gibi maddi karşılığı olan ve günümüz koşullarında kolaylıkla dışarıya çıkıp temin edebileceğim şeyler istemek benim için zor-du. Peki ya maddi değeri olmayan şeyler?! Ah, onları istemek benim için daha zor. Emeğin, zamanın işin içine katıldığı bir şeyi bir diğerinden istemek benim için maddi bir şey istemekten çok daha zorlayıcıydı. Maddi değeri olan bir şey istediğimde, “borçlu kalmayayım” bakış açısı ya da Şiddetsiz İletişimcesiyle “karşılıklılık ihtiyacıyla” eşdeğerli ya da birebir aynı ürünü alıp iade edebilirim. Diğer yandan, konu emeğin, zamanın girdiği konular olunca, içimde hep aynı düşünce; “Aynı şeyi yapabilecek misin? Yapamayacaksan isteme.”


Tüm bunlar benim için milattan önce - milattan sonra gibi.. Şiddetsiz İletişim'den önce, Şiddetsiz İletişim'den sonra...


İsteme konusu Şiddetsiz İletişim'in dördüncü adımı rica başlığı altında demlendiğimiz bir konu. Benim yazının başında istemek dediğim konu rica olarak ele alınıyor. Benim anlarken de anlatırken de zorlandığım bir konuydu rica. Yıllar içinde edindiğim deneyim ve farkındalıklarla bakış açım genişlediği için rica etmenin eğlencesini deneyimliyor, lezzetini yaşıyorum.


Bu konu nereden kalbime düştü diye merak ederseniz; ülkemizde ekonomik koşulların her geçen gün zorlaştığı bir dönemin içinden geçiyoruz. Tek başıma güçlü olayım, her şeye yeteyim, yetişeyim devri geride kalmış gibi duruyor. İçinden geçilen sürecin zorluklarıyla, destek ve dayanışma ihtiyacının kıymetiyle istemenin güzelliğini hatırladım ve hatırlansın istedim.


İsterken borçlu kalır mıyım diye korkmadan isteyebilmekten, ille de kuruşu kuruşuna karşılığını vermeliyim gibi bir baskının olmadığı bir istemekten ya da verebilmekten bahsediyorum. Gönülden vermenin güzelliğini yaşamaktan, gönülden alırken borçlu kalma baskısına düşmemekten, bana sunulanı gönülden alabilmeyi deneyimlemekten, Hayır'ı duyma korkusuna düşmeden istemeye cesaret etmekten bahsediyorum.


İsteklerime cevap olarak duyabileceğim “Hayır!”lar sonrasında küsmekten, bağlantıyı koparmaktan, araya mesafe koymaktan, kıtlık ve yalnızlık çıkmazına düşüren bir halden değil de karşımdakinin de insan olduğunu hatırlayabileceğim ricalardan, isteklerden bahsediyorum.


Yaşamım boyunca, cevabı Hayır olan isteklerim oldu. Duyduğum Hayır'ların ardında “bana karşı olmak” olasılığı olduğunu düşündüğüm zamanlar oldu. Oysa, Şiddetsiz İletişim'le öğrendim ki; her hayır'ın ardında bir "evet" var. Yani bir şey rica ettiğim kişinin bana muhalefet olmak niyetiyle "hayır" demediğini, bana "hayır" derken kendi için ihtiyaç duyduğu başka bir duruma "evet" dediğini anladım. Belki sen de bunu bir sonraki duyduğun "hayır"da hatırlarsın. Sana "hayır" diyen birinin başka bir ihtiyacı karşılamaya "evet" dediğini ve bu ihtiyacı karşılarken senin ihtiyacını karşılayamayacağı için sana "hayır" dediğini anımsarsın.


Bu farkındalıklar, içimdeki "istesem mi, istemesem mi?" ikilemini sonlandırdı.


Hala tanışıklık düzeyime ve isteyeceğim şeye bağlı olarak utanç ve korku hissettiğim anlar olsa da, artık bu duygularımla beraber birinden bir şey istemeye cesaret edebiliyorum. Duyduğum "hayır"ları anlayışla kabullenebiliyorum. Çoğunlukla duyduğum "hayır"lar yeni yollar araştırmamı sağlıyor. Hayatımın, istemenin güzelliğiyle buluştuğu bu sürecinde zengin deneyimler yaşıyorum.


Dilerim bu yazım aracılığıyla sen de kendi isteme hallerine farkındalıkla bakabilir, hayatını zenginleştiren deneyimler biriktirebilirsin.


Dostlukla...



Keyifli keşifler!


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.